G7 ülkelerinin liderleri geçen hafta sonu, daha esnek ve sürdürülebilir bir dünyaya yatırımlardan, ticaret ve maliye alanında daha güçlü küresel anlaşmaları ve (özellikle yoksulluk veya çatışma içinde sıkışıp kalmış devletler için) daha çok demokrasi ve refah fırsatı yaratılmasını içeren daha hızlı ve daha eşit pay edilmiş bir ekonomik kalkınma taahhüdünde bulundu.
Aşılar, iklim, ticaret, vergiler, borç ve kalkınma gibi kelimeler öne çıkıyor. Bunlar, doğru zamanda doğru yerdeki hedefler. Fakat kadınlara ve kız çocuklarına cesur yatırımlar yapılmadan bunlara ulaşılamaz. Zirve, sözcük dağarcığına bir kelime daha eklemeli: Toplumsal cinsiyet.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in çok güzel ifade ettiği üzere: "Kadınların statüsü demokrasinin statüsüdür." Harris'in sözleri hem doğru hem de acil. Öyleyse yatırımları kadınların yaşamlarını iyileştirmek için neden daha yaratıcı (ve sürdürülebilir) biçimde yapmıyoruz?
Kovid-19 pandemisinin kadınlar üzerindeki orantısız etkisi doğrudan ele alınmadan dirençli bir iyileşme gerçekleşmeyecek. Hemşireler, kayıt dışı bakıcılar, konaklama sektörü çalışanları ve diğer yüksek riskli işlerde çalışan kadınlar, geçen yıl boyunca koronavirüse en ön saflarda maruz kaldı. Kadınlar istismarcılarıyla evlerde sıkışıp kalırken, toplumsal cinsiyet temelli şiddette de artışlar gördük.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ekonomik etkiyi hesaplamaya daha yeni başlıyoruz. BM Kadın Birimi analizi sayesinde, kadın işsizlik oranlarının daha hızlı yükseldiğini ve daha yüksek seviyelerde kaldığını biliyoruz. Yüzde 10 veya üzeri oranlar birden bire yaygınlık kazandı. Fakat işgücünü terk eden kadınlar, erkeklerden daha fazla değildi. Her ikisi de aşağı yukarı aynı oranda iş aramayı sürdürdü.
Bunun devam edip etmeyeceğini söylemek için çok erken, ayrıca tam bir tablo çizmek için ülke ve sektör bazında daha çok bilgiye ihtiyaç var. Fakat artan uzaktan çalışma ve çevrimiçi self-servis olanağının, fiziki mevcudiyete artık ihtiyaç duyulmayan ve bugün yönetim ve perakende gibi kadın temsilinin yüksek olduğu sektörlerdeki istihdamı ortadan kaldırması gayet muhtemel.
Bu yeni gerçekliğe yanıt vermek için yeni politika araçlarına ihtiyaç var. Bu araçlardan biri hem güçlü hem de hemen kullanıma hazır: Toplumsal cinsiyet tahvilleri. Hükümetler ve finans sektörü, yeşil tahvillerin başarısı üzerine bunu inşa ederek devlet toplumsal cinsiyet tahvillerinin ilk neslini başlatabilir.
Belirli iklim veya çevre odaklı projeleri desteklemek için tasarlanan yeşil tahviller gibi, toplumsal cinsiyet eşitliğini ilerleten projelerin desteklenmesi için de toplumsal cinsiyet tahvilleri kullanılabilir.
Bu, üç acil amaca hizmet edecek. Birincisi, toplumsal cinsiyet eşitliğine siyasi bağlılığa işaret edecek. İkincisi, bu taahhüde (hem kamuda hem özel sektörde) para desteği sağlayacak. Üçüncüsüyse, ülkelerin beklenmedik pandemi harcamalarından kaynaklanan devasa borç artışlarıyla baş etmesine yardımcı olacak.
Sonuçta, BM Sorumlu Yatırım İlkelerini (PRI) imzalayan ve "pembe" ya da toplumsal cinsiyet tahvillerini çekici bulacak yatırım kuruluşları 100 trilyon dolar (yaklaşık 865 trilyon TL) civarında finansal varlığı yönetiyor. Bu tahviller herhangi bir maliye bakanı için fon kaynaklarını genişletmek ve çeşitlendirmek adına muazzam bir fırsat sağlayabilir.
G7 ülkelerine ve bunu yapabilecek G7 üyesi olmayan ülkelere yaptığımız devlet toplumsal cinsiyet tahvilleri çağrımız, göründüğü kadar radikal değil. Özel şirketler ve kamu iştirakleri yıllardır bu tahvilleri çıkarıyor, dolayısıyla çalışma mekanikleri biliniyor ve denendi. Yatırımcılar bu fikri memnuniyetle karşıladı ve uygun biçimde fiyatlandırdı.
Dünya Bankası yaklaşık 10 yıl öce yeşil tahvillere öncülük ederek bir amacı desteklemek için tasarlanmış yeni nesil sabit gelirli araçların kapısını açtı. Bu tematik tahvillerin yıllık küresel ihraçları, pandemi öncesi 300 milyar doları (yaklaşık 2 trilyon 600 milyar TL) aşmıştı ve pandemi sonrasında da büyümeye devam edecek. Yakın zamanda İtalyan hükümetinin muazzam çaptaki yeşil tahvil ihracı ispat niteliğinde: 10 kat fazla talep gördü. Bu temalar arasına toplumsal cinsiyet eşitliğini de dahil etmenin tam zamanı.
Toplumsal cinsiyet tahvilini ilk çıkaran ülke hangisi olacak? Kalkınma bankaları ve özel vakıfların da tasdik edebileceği gibi, çoğu ülkede toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı değerli projelerin portföyleri kullanıma hazır. Akıllı bir hükümetin parçaları birleştirip yeni bir pazar oluşturması an meselesi.
Anita Bhatia, BM Kadın Birimi İcra Direktörü Yardımcısı ve Kaynak Yönetimi, BM Sistemi, Koordinasyon, Ortaklıklar ve Sürdürülebilirlikten sorumlu BM Genel Sekreter Yardımcısıdır
https://www.independent.co.uk/independentpremium/voices
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent
© The Independentturkish