11 Nisan | Valilik 'Kadınlar I-Ih Derse' oyununu yasakladı, açlık grevine başlayan Oraloğlu perdenin yeniden açılmasını sağladı

Tiyatro sanatçısı Lale Oraloğlu, 54 yıl önce bugün müstehcen olduğu iddiasıyla yasaklanan tiyatro oyunu için açlık grevi başlattı. ‘Kadınlar I-Ih Derse’ oyunu 17 gün sonra yeniden seyirciyle buluştu.

Yasaklanan Kadınlar I-Ih Derse oyunundan bir kare / Fotoğraf: Twitter 

54 yıl önce bugün Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde Baro Han’ın zemin katındaki tiyatro salonunu dolduran seyirciler sabırsızlıkla perdenin açılmasını bekliyordu.

Oraloğlu Tiyatrosu’nun bir aydır sahneye koyduğu “Kadınlar I-Ih Derse” komedisi Aristophanes’in Lysistrata adlı eserinden uyarlanmıştı.

Hikayede yıllardır süren savaşlardan çok çeken Atina ve Spartalı kadınlar, barışı sağlamak için harekete geçiyorlardı. Kadınlar kocalarını savaştan vazgeçirebilmek için yataklarına almıyor, barış için seks yasağı uygulamaya başlıyorlardı.

Konuyu okuyunca birçoğunuz aklına bir Yeşilçam Klasiği olan “Şalvar Davası” adlı film gelmiştir. Şalvar Davası da bir Lysistrata uyarlaması. Başrollerinde Müjde Ar ve Şener Şen’n rol aldığı filmde de kadınlar, kendilerine kötü davranan kocalarını yola getirmek için aynı yöntemi uyguluyorlardı.

 

 

O gece perde açılamadı

Lafı uzatmadan tekrar tiyatro salonuna dönelim. Oyunun başlamasına dakikalar kala perde aralandı ve seyircilerin şaşkın bakışları arasında Lale Oraloğlu sahnenin önüne çıktı. Yüzünden kızgın ve üzgün olduğu anlaşılıyordu. Oraloğlu, seyircilerine dönerek salona polis ekiplerinin geldiğini ve sahneye çıkmalarına izin verilmediğini söyledi. Savcılık oyunu müstehcen bulmuştu. Salonun uğultusunu elleriyle bastıran Oraloğlu, şöyle devam etti:

Yazılışından yıllar geçtiği halde, hala her tarafta bir sanat eseri olarak başarıyla temsil edilen “Lysistrata” komedisinin bizim savcılığımız tarafından müstehcen bulunması çok garip bir davranıştır.

Aristophanes, Lysistrata adlı eserini M.Ö. 411 yılında kaleme almış, bu kadim oyun bu kadar zamandır sahnede kalmayı başarmıştı ama 11 Nisan 1967’de Türkiye’de müstehcen bulunarak yasaklanmıştı.

 

tekin.jpg
Fotoğraf: Twitter - @TekinDeniz_ 

 

Çetin ceviz Lale Oraloğlu

Ertesi gün olay anlaşıldı. Basın Savcılığı’nın bilirkişi olarak görevlendirdiği hukukçular,  Prof. Dr. Sahir Erman, Prof. Dr. Öztekin Tosun ve Prof. Dr. Ayhan Önder oyunu müstehcen bulmuştu. Bunun üzerine savcılık hem oyunu yasaklamış, hem de sahneye koyanlar hakkında dava açmıştı.  2000 yaşından büyük oyunu müstehcen bulan profesörlerin ve savcının hesaba katmadığı bir şey vardı. Tiyatronun sahibi ve oyuncusu Lale Oraloğlu yenilgiyi öyle kolayca kabul edecek insanlardan birisi değildi.

Türkiye’nin tanınmış tiyatrocusu Lale Oraloğlu sadece sahnede değil birçok alanda başarılara imza atmıştı. 7 yaşında piyano ile tanışmış, konservatuarda tiyatro ve şan eğitimi almıştı.

Lise yıllarında 400 metrede yüzme şampiyonluğu, gülle atmada Türkiye ikinciliğini kazanmıştı. Galatasaray Kız Kürek Takımı kaptanlığı yapmış, 1951-57 arasında İstanbul ve Türkiye Kürek Şampiyonu olmuştu. Atletizmden biniciliğe, ralliden yelkene, eskrimden kayağa ilgilenmediği spor yoktu.  Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi mezunu olan sanatçı bu kadar yeteneğinin üzerine dört de dil öğrenmişti. (Oraloğlu, daha sonraki yıllarda gazetecilik de yaptı)

 

 

Sahnede açlık grevi

Kısacası oyunu yasaklayanlar, çetin bir cevize çatmıştı. Oraloğlu ertesi gün yine sahnedeydi ama bu kez perde oyun için açılmıyordu. Saat 18.00’de 9 oyuncu arkadaşıyla birlikte sahneye çıkan Oraloğlu, yasaklama kararına karşı açlık grevine başladığını duyurdu. “Eser müstehcen değildir deninceye kadar greve devam edeceğim. Bu hareket sanata balta ile vurmaktır. Sanat uğruna ölmek en şerefli yoldur” diyerek azmini ortaya koyan sanatçıya, 9 oyuncu arkadaşı da oturma grevi yaparak eşlik edecekti.

Bu sert tepki tiyatroseverlerin olduğu kadar basının da dikkatini çekmişti. Oraloğlu’nun açlık grevi her gün gazetelerde haber olmaya başladı. Direnişin bir blöf olduğunu, kısa sürede sona ereceğini düşünenler kısa sürede yanıldıklarını anladı.

 

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Valiye kitaplı mesaj

Özel bir tiyatroyu yaşatmak hiç kolay değildi. Oraloğlu Tiyatrosu da diğer özel tiyatrolar gibi ayakta kalmak için savaş veriyordu. Grevin 3. gününde gazetecilere konuşan Lale Oraloğlu, en az 10 bin lira kayıpları olduğunu söylüyordu.

Oraloğlu, eylemin 4. gününde Aristophanes’in tüm kitaplarından oluşan bir seti, İstanbul Valisi Vefa Poyraz’a gönderdi. Kitapların ilk sayfalarına tek tek el yazısı ile şu cümleleri yazdı:

Dikkatle okunduktan sonra, sayın bilirkişi heyetine iletilmesi ricası ile…Vakit bulup okumanız temennisi ile… Vicdani kararınızı vermeniz temennisi ile…

Siyah bir kurdeleyle bağladığı kitapları valiye gönderen Oraloğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Azra Erhat’ın Yunanca’dan tercüme ettiği kitap, bizim sahnede gösterdiklerimizden daha çok müstehcen pasajlar ihtiva eder. Sanat anlayışı olmayan insanlar piyes üzerine karar veremezler. İradem, bu işin sonuna kadar dayanmaya yeterlidir. Ancak komaya girdiğimde beni bu sahneden alıp tıbbi veya hukuki müdahale yapabilirler.

 

 

Vasiyetim, bu eseri tekrar sahneye koyun

Orakoğlu, 5. gün açlığın şiddetli etkilerini hissetmeye başlamıştı. Halsizdi, tansiyonu düşüyor, kendisini iyi hissetmiyordu. O akşam arkadaşlarına vasiyetini yazdırdı:

Bu uğurda can vermeye hazırım ve dayanabildiğim kadar dayanacağım. Haklı olduğumuz elbette anlaşılacaktır. Ama o zaman ben ölürsem bu eseri tekrar sahneye koyun ve oynayın. Benim oynadığım rol de Lale Belkıs’a verilsin.

 

Eke1eVpXEAEOKex.jpg
Lale Oraloğlu / Fotoğraf: sinematurk.com

 

Tiyatro seyircisi destek verdi

7. günden sonra Oraloğlu’nun sağlıyı iyice bozuldu. Günde iki kez doktorların kontrol ettiği usta oyuncunun kilo kaybı artık yüzünden anlaşılıyordu. Kalbinin düzensiz attığını, ölümle burun buruna olduğunu söyleyen doktorunu dinlemeyen Oraloğlu, sansüre karşı başlattığı savaşta pes etmiyordu.

Bu sırada tiyatroseverler de Oraloğlu’na desteklerini sürdürüyordu. Oraloğlu ve arkadaşlarını ziyaret eden seyircilerden birisinin tiyatronun kapısına astığı not gazetecilerin de dikkatini de çekiyordu. 5 evlat 6 torun sahibi Marangoz Lütfi Gülengül diye imzalanan notta, “Kötü Tohum ve Polyanna gibi eserler oynayan sahnede müstehcen oyun oynanacağına inanmıyorum. Bize daha çok edebi eserler hazırlamanız için açlık grevinden vazgeçmenizi bütün sanatseverler adına rica ediyorum” yazıyordu.

 

@TekinDeniz_ (1).jpg
Fotoğraf: Twitter - @TekinDeniz_

 

Bilirkişiler  hukuk profesörüdür, bu işten anlamazlar

Oraloğlu açlık grevinin 9. günüde hakim karşısına çıktı. Yürüyecek hali yoktu, duruşmaya sedye ile götürüldü. Savcı, Lale Oraloğlu ve oyunu sahneye birlikte koyduğu 6 arkadaşı hakkında 1 aydan 2 yıla kadar hapis ve 15 liradan 500 liraya kadar parası cezası istiyordu.

Hakimin sedyede ifade verebileceğini söylemesine rağmen ayağa kalkmayı tercih etti. Günlerdir kursağına lokma girmeyen Lale Oraloğlu, 1 buçuk saat süren ifadesini ayakta verdi.

 

@TekinDeniz_ (2).jpg
Oraloğlu ve arkadaşları mahkemede / Fotoğraf: Twitter - @TekinDeniz_

 

Aristophanes’ten, Lysistrata’dan başladı, Kadınlar I-Ih Derse’den çıktı. Tiyatro ile ilgili bir ders verdi. Neden haklı olduğunu anlattı. Oyunun halkın ar ve namusunu bozacağını iddia eden savcıya, “2500 yıl önce oynan bu eserin şimdi müstehcen bulunması gülünçtür. Bu eser “Kadınlar Savaşı” ismi altında bir çok Avrupa memleketinde oynanmaktadır. Karar kaldırılıncaya kadar açlık grevine devam edeceğim. Diğer taraftan, gönderilen bilirkişi heyeti kifayetsizdir. Onlar hukuk profesörüdür, bu işten anlamazlar” diye yanıt verdi. Kürsüden indi ve sahneye, direnişe geri döndü.

 

yesilsolparti.org_.jpg
Fotoğraf: yesilsolparti.org

 

Yeni bilirkişi müstehcen bulmadı

Oraloğlu’na hak veren mahkeme, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturdu. İkinci heyette, hukukçu Prof. Dr. Sulhi Dönmezer, şair, yazar ve sosyolog Prof. Dr. Cahit Tanyol’un yanı sıra ressam Zeki Faik İzer, tiyatrocu Sami Ayanoğlu ile gazeteci yazar Cevat Fehmi Başkurt da yer aldı.

Yeni bilirkişi heyeti oyunun müstehcen olmadığına karar verdi. Müjdeyi avukatı Burhan Apaydın’dan alan Oraloğlu, açlık grevinin 16. gününde hastaneye kaldırıldı. Kadınlar I-Ih Derse 28 Nisan’da yeniden sahnelere döndü. Oraloğlu, sanat için sansürcü zihniyete karşı açtığı savaşı kazandı.

Bu zafer, Kadınlar I-Ih Derse’nin daha çok duyulmasına neden oldu. Kimseler görmesin diye uğraşılan oyun çok ünlü oldu. Kapalı gişe oynandı, turnelere çıktı, birçok şehirde tiyatroseverlerle buluştu.

 

 

Kaçakçılıktan mahkum oldu

Müstehcen içerik davasında beraat eden  Leyla Oraloğlu, 7 yıl sonra başına gelen bir başka olay nedeniyle cezaevine düştü. “Ne Çıkarsa Bahtına” oyunu ile turneye çıkan Oraloğlu, Doğu Beyazıt’tan satın aldığı kahve fincanları nedeniyle kaçakçılıkla suçlanarak hakkında dava açıldı. 10 ay hapis ve 1314 lira 60 kuruş para cezası alan Oraloğlu 6 ay 20 gün Sağmalcılar Cezaevi’nde yattıktan sonra tahliye edildi. Usta sanatçı 14 Kasım 1987’de Cumhuriyet gazetesinde neden tutuklandığını şöyle anlattı:

Turnedeydim. Piyeslerimde her gün iki fincan kırılması gerekiyordu. Bunun için üç dört şehirde bir fincan takımlarını yeniliyordum. Dogu Beyazıt'tan da 23 takım fincan aldım. Bunun kaçak olduğu aklıma bile gelmedi. Sonucu biliyorsunuz.  6 ay 20 gün hapisle cezalandırıldım Şimdi kanun değişti.

 

tek7.jpg
Lale Oraloğlu / Fotoğraf: Twitter - @TekinDeniz_

 

Bir adli hata bahis konusudur

Oraloğlu’nun başına gelenler CH P  Adana Senatörü Kemal Sarıibrahimoğlu tarafından TBMM’ye taşındı. Oraloğlu’nun affedilmesi için yasa teklifi veren Saribarihimoğlu, teklifin gerekçesinde şu ifadeleri kullandı:

Ünlü tiyatro sanatçısı Lale Oraloğlu, yurtdışında ve yurtiçinde çetin ve olumlu uğraşılarla sanatını ve kişiliğini kabul ettirmiş, onurlu bir vatandaşımızdır.

Maddî ve manevî pek çok engelleri göğüsleyerek Anadolu'nun ücra köşelerine sanat, zevk, görgü ve bilgisini götürme çabaları ile emsallerine örnek olmuştur.

Doğubayazıt gibi, bir serhat şehrinde, herkese açık ve zabıta ve adliyenin gözleri önünde satış yapan satıcıdan parasıyle ve cari fiyatı üzerinden satınaldığı çatal ve bıçakların kaçak olduğu ithamı ile mahkûm edilmiş ve cezaevine sevk edilmiştir.

Muteber neşriyattan anlaşıldığına göre; tahkikat gıyabında yürütülmüş ve verilen karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Savunulsa ve temyiz edilse «Zati ihtiyaca muhassas ve yeterli» eşyalardan bulunduğu tespit ve kabul edilerek beraati veya küçük bir para cezası ile kurtulması da mümkün olabilirdi. Bu itibarla, bir adli hata bahis konusudur.

Kaldı ki; Doğu, Güneydoğu ve hatta Ankara ve İstanbul gibi büyük kentlerin göbeğinde fincandan Amerikan sigarasına, giyim eşyalarına kadar yasalarımızın yasakladığı pek çok mal ve eşya alenen satılmaktadır.  Eski Gümrük ve Tekel Bakanı Sayın İbrahim Tekin'in medenî cesaret ve açık yüreklilikle Meclis kürsüsünden açıkladığı üzere...

Bu denli açık kaçakçılık pazarı haline gelen yurdumuzda, Lale Oraioğlu gibi büyük bir halk sanatçısının, bir adlî hataya, bozuk düzene kurban gitmesi amme vicdanını sızlatmakta ve Oraloğlu'nun şahsında sanat hayatımıza darbe vurmaktadır.

Meclis teklifi kabul ederek Oraloğlu için özel bir af çıkarttı. Hakkında mahkemenin verdiği karar bütün hukukî neticeleri ile birlikte kaldırılan Oraloğlu, 6 ay 20 gün boş yere cezaevinde yatmış oldu.

 

tekin8.jpg
Oraloğlu'nun Zincirlikuyu'daki mezarı / Fotoğraf: Twitter - @TekinDeniz_

 

83 yaşında hayatını kaybetti

11 Aralık 2001 tarihinde sanat hayatının 50. yılını, Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen bir geceyle kutlayan Lale Oraloğlu, 26 Kasım 2006 tarihinde “Candan Öte” adlı dizi filmin seslendirmesinden çıktıktan sonra beyin kanaması geçirdi. Hastaneye kaldırılan usta sanatçı 15 Ocak 2007 tarihinde aramızdan ayrıldı. 83 yaşında vefat eden Oraloğlu'nun cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedildi.

 

DAHA FAZLA HABER OKU