Birleşik Krallık'ın Rusya ve Çin'e karşı tavrı arasında çifte standart var

Mary Dejevsky hükümetin savunma planlarını yeniden değerlendirmeyi düşünmesi gerektiğini, Çin konusunda ortak teyakkuzun hem İngiltere hem de Rusya için kazan-kazan durumu olabileceğini yazıyor

Çin'e iş yapabileceğimiz ve otokrat yöntemlerinin Rusya'nınkilerin aksine bir şekilde kabul edilebileceği yetişkin bir devlet gibi davranılıyor (Reuters)

Geçen birkaç haftadır "normal" insanların çoğu aşı takviminden ve ne zaman birden fazla aileyle evlerde görüşüp hatta tatil için yurtdışına ne zaman çıkabileceklerini konuşurken dış politika uzmanları ve karar alıcılar Birleşik Krallık (BK) hükümetinin sıradan bir şekilde Entegre İnceleme (Integrated Review) olarak adlandırdığı rapora ve beraberinde gelen Savunma Bakanlığı Raporu'na (Defence Command Paper) gömülmüş vaziyetteydi.

Kurumsal bağlarımızı Avrupa Birliği'nden ayırdığımıza göre çoğu kişi Küresel Britanya'nın taslağını, yani bu hükümetin gözünde BK'nin dünyadaki yerini, burada bulabileceğimizi umuyordu. Ve bu umutlar kısmen karşılık buldu.

Birlikte değerlendirildiğinde iki belge, daha az ideolojik, daha az gösterişçi Hükmet Britanya (Britanya marşı, Rule Brittannia -ç.n.) havasında olması ve de biraz daha mütevazı ve işbirliğine daha açık olması açısından birçok kişinin beklediğinden ya da öncesinde gelen bazı tasarıların işaret ettiğinden (kasıtlı olarak?) daha gerçekçi. Ve en azından bunun için şükürler olsun. Sürekli BK'nin uygulamak için ne yeterince donanımlı ne de yeterince nitelikli olduğu bir küresel liderlik rolü iddiasında bulunmak mağrur göründüğü kadar zamanla kendi altını oyan ve bitap düşüren bir şey oluyor. Bu ülke nihayet (tereddütle olsa da) Avrupa'nın kuzeybatı ucundaki orta büyüklükte bir ülke olarak sınırlamalarını kabul etmeye ve buna uygun hareket etmeye başlıyor olabilir mi?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Aslında hem evet hem de hayır. İncelemede ilk göze çarpan BK'nin büyük güçlerle ilişkilerindeki büyük bir çelişkiyi sürdürmesi. BK'nin en yakın büyük komşumuz Rusya'ya nasıl davrandığıyla daha uzak, çok daha büyük ve yükselen bir güç olan Çin'e karşı nasıl davrandığı arasında hala göze batan bir çifte standart var.

İncelemenin başında Rusya'nın "İngiltere için en ciddi tehdit olmaya devam edeceği" belirtiliyor. Rusya “Avrupa mahallesinde daha aktif” olacak (ve okurlar bunun iyi bir şekilde olmayacağını varsaymaya davet ediliyor). “Salisbury saldırısına” zorunlu bir atıfta bulunmanın yanı sıra “Rusya'dan gelen tüm tehditler karşısında aktif bir caydırma ve savunma uygulama” ve “iç kuralları ve normları” ihlal ettiği için “Rusya'dan hesap sorma” sözü veriliyor. Bütün bunlar, en azından “(Rusya) hükümetiyle ilişkiler iyileşene kadar” sürecek, sanki bu tamamen Rusya'nın elindeymiş gibi.

İncelemenin yayınlanmasının ardından Londra'daki Rus Büyükelçiliği, Daily Telegraph'ın "AB düşman bir ülke gibi davranmaya devam ederse BK da ona öyle davranacaktır" manşetine cevaben "Kulübe hoş geldiniz, AB!" ifadelerinin yer aldığı bir tweet paylaşarak nadir görülen bir nüktedanlıkta bulundu. Rusya'dan görüldüğü haliyle bu ülkenin Rusya'yı tamamen olumsuz tasvir etmesinin ardında düşünmeden yapılan ve dogmatik bir şeyler var, öyle ki bu Moskova'yı yalnızca dişlerini sıkıp her şeyin bitmesini beklediği bir eğilime sevk ediyor.

Bu arada, aynı zamanda BK, Rusya'yı azarlarken komünist Çin şaşırtıcı derecede az çabayla kendisini nükleer enerji üretimimizin ve haberleşme sistemlerimizin büyük bir bölümünü potansiyel olarak tek bir hamleyle sabote edebileceği bir konuma taşımayı başardı. Bu, Entegre İnceleme'de özellikle yansıtıldığından değil. Çin konusunda daha katı bir tutum bekleyenleri şaşkınlık ve hayal kırıklığına sokacak şekilde, Pekin'e karşı kullanılan dil dikkat çekici derecede ölçülüydü.

"BK gibi açık ve ticaret ekonomilerinin" kendilerini "refah ve güvenlik üzerinde olumsuz etkileri olacak uygulamalara karşı koruması" söylenirken diğer yandan "Çin'le ilişki kurması ve Çin ticaretine ve yatırımına açık kalması gerekeceği" yazılı.

Çin'le işbirliği, özellikle iklim değişikliği olmak üzere, ulus ötesi zorluklarla mücadelede hayati önem taşıyacak.

Yani burada elimizde son 20 yılın büyük bölümüne damgasını vuran bir durumun, Londra'nın Rusya'yı kötülüğün imparatorluğu ve liderini Korkunç İvan ve Stalin karışımı olarak görüp Çin'e iş yapabileceğimiz ve otokrat yöntemlerinin Rusya'nınkilerin aksine bir şekilde kabul edilebileceği yetişkin bir devlet gibi davrandığı durumun nihai ürünü var. Mazeret, Avrupa Konseyi'nin bir üyesi olarak Rusya'nın “bizim” değerlerimizi benimsemiş olması. Ve biz, biraz gönülsüzce, Sincan Uygurlarına uygulanan baskıya tepki olarak bir avuç memurun bankacılık ve seyahat haklarını kısıtladık ama elbette, bu hikayenin tamamı değil.

Bu farklı muamelenin nedenleri veya daha doğrusu büyük bir nedeni var: Çin çok büyük ve daha da büyüyor (ne var ki bir zamanlar olduğu kadar hızlı değil ve ufukta demografik bir sorun da var), Rusya'ysa bir zamanların haşmetli Sovyetler Birliği'nin geniş, yönetilemez bir alana dağılmış seyrek ve azalan nüfusu nedeniyle zayıflayan düşman halefi olarak görülüyor. Başka bir deyişle, Rusya'ya karşı istediğimiz kadar kaba ve umursamaz olabiliriz çünkü bize zarar verme kapasiteleri sınırlı fakat Çin konusunda, eh, adımlarımızı dikkatlice atmalı ve deniz yollarını açık tutmaya çalışıp Hong Kong'un yaşam tarzını Pekin'le bir çıkmaza girmek yerine nüfusunun yarısını havayoluyla tahliye ederek daha etkili bir şekilde koruyabileceğimizi kabul etmeliyiz.
 


Entegre İnceleme'de Küresel Britanya hakkında verilen mesajlardan biri bu. Ne var ki, Çin ve Rusya hakkında bile tüm mesajın bu olduğundan emin değilim. Ve emin olmamamın nedeni Rusya kötülemelerinin aslında hayli azalması ve değişim için kapının açık bırakılmış olması. Öte yandan Çin'in gelişimi sadece ana konulardan biri değil, varlığı bütün belgeye nüfuz ediyor.

Çin, özel olarak bahsedilmediği yerlerde bile neredeyse geri kalan her şeyin söylenmemiş nedeni olarak orada, “Hint-Pasifik'e kaymaktan” (ki bu gelecekte kesinlikle kimsenin hep beraber Çin'e karşı bir gruplaşmaktan bahsetmediği bu 10 yılda doğduğu söylenecek bir terim) deniz gücüne, bilime ve teknolojiye, sibere, rekabete ve hatta farklı yollarla yürütülecek savaşlara yapılan vurguya kadar. Küresel güç adayı olduğu varsayılan Çin’e ihtiyatlı davranılıyor. Rusya ise aksine, bölgesel ve belki de geçici bir sıkıntı olarak görülüyor.

Bu bana Küresel Britanya'nın ve çevremizdeki bölgenin çıkarlarının belki şu anda olduğundan biraz farklı görünebileceği bir zamanı, belki 10 yıl sonrasını merak ettiriyor. Başlangıç olarak Batı'nın öcü bildiği Vladimir Putin muhtemelen iktidarı bırakacak. Ve Rusya kaçınılmaz olarak bize daha çok "benzemeyecek" fakat kendi jeopolitik çıkarları ve güvenliği her zaman en büyük önceliği olacak, Trump'ın, o mükemmel gerçekçinin de kavradığı gibi, Çin hayaleti bugünkünden de büyük bir halde dolaşırken bu çıkarların bizimkilerle daha fazla ortak noktası olacak.

Evet, Çin hâlâ kendi modernleşmesinin baskısı altında çökebilir fakat anarşik bir Çin, bölge ve dünya için Asya hakimiyeti yolunda sakin bir şekilde seyreden bir Çin'den bile daha büyük sorunlar yaratabilir. Belli belirsiz görebildiğim bir sonuç, bir Avrupa gücü ve bir Avrasya kara parçası olarak Rusya'yla ortak bir dava oluşturmak için BK ve Avrupa Birliği'nin (veya o zamana kadar neye dönüşmüşse) birlikte hareket edecek olması. ABD'nin o zamana kadar kendisini öncelikle bir Atlantik gücü mü yoksa Pasifik gücü mü olarak görmesinin pek önemli olmayacak, Avrupa kendi adına yeni düzenlemelere ulaşmış olacaktır. O zaman Türkiye’nin Batı'yla kurduğu çıkara dayalı askeri müttefiklik ilişkisi de sona erebilir. Halihazırda yaptığı gibi kendi çıkarlarını diğer kişilerinkinden öne koyan bölgesel bir güç olmak için eski haline dönmüş olacaktır.

Gençliğimdeki meselelerden biri, Britanya'nın "Süveyş'in doğusundaki" varlığını korumasının gerekip gerekmediğine dair ebediyen süreceğe benzeyen tartışmaydı. BK'nin kalan gücünü Avrupa'nın ötesine yansıtmaya çalışmasının nedenini de o zaman anlayamamıştım, şimdi de anlayamıyorum. "Küresel" dış politikamızın temelini oluşturacağı varsayılan sözümona "Hint-Pasifik'e kayma" böylece bende herhangi bir heyecan yaratmıyor. Öte yandan, Rusya ve Avrupa, Çin'le ilgili ortak bir endişeyle yeni bir uzlaşmaya varırsa, bu herkesin güçlerinin mantıklı bir kullanımı olur gibi görünüyor. Yakın zamanda başka bir BK-AB bağlamında söylendiği gibi, bir kazan-kazan durumu. Belki de sadece oturup beklemeliyiz.



https://www.independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU