Holokost Anma Günü, tarihi hadiseleri nasıl ve ne zaman andığımızı düşünmek için iyi bir an. Yaz boyunca, köle tacirlerinin ve benzerlerinin kasıt olmadan ve bazen cahilce de olsa onurlandırılmasıyla ilgili bir isyana şahit olduk. Heykeller ve anıtlar bir toplumun minnetinin ifadesi ve tarihin bir uyarısıdır. Toplum bir kişiye artık teşekkür etmek istemiyorsa ve söz konusu tarihin bilinen gerçekliği tarafgirse veya çarptırılmışsa yıkılırlar.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Halka açık anıtlar bir anlamda gerçeğe uygun olmalıdır. Köle sahibi Edward Colston'ın heykelini yıkan insanlar haklıydı çünkü ibare ve heykel gerçeği yansıtmıyordu. 1980'lerde eline bir çekiç alıp, o dönem hapiste olan Nelson Mandela'nın Londra'daki South Bank'te bulunan büstüne saldıran neo-Naziyse sevmediği bir gerçeğe saldırıyordu. Geçmişe dönüp tarihe ve mevcut komplo modasına bakıldığında, heykeller ve anıtlar yaşanan şeyin, yani hakikatin fiziki, kalıcı ve inkar edilemez hatırlatıcıları olarak hizmet ediyor. Değişken sanatsal nitelikleri haricinde bu işe yarıyorlar.
Bu sebeple ABD'li Senatör Mitt Romney, Kongre binasının göstericiler ve isyancılar tarafından tahrip edilmiş kısmının mevcut yıkılmış haliyle asıl yerinde korunması gerektiğini önermekte haklı. Halihazırda bunun Antifa veya Siyahların Hayatı Önemlidir tarafından tertiplenen bir "sahte bayrak" saldırısı olduğu fikrini yayan ve bunun her türden sahte ahlaki eşdeğerini ileri sürenler var.
Yıllar geçtikçe üst üste gelen komplo ve propaganda katmanları hakikati gömüp boğacak, ta ki birisi çıkıp tüm bunların (Ay'a ayak basmada olduğu gibi) Hollywood tarafından tertiplendiği ve sonrasında üzerinin örtüldüğü fikrini ortaya atana kadar. Kongre işgali "efsanesi", bunun da Roswell hadisesi veya Kennedy suikastı gibi düzenlendiği şeklinde olacak (Ruslar, uzaylılar ve Lyndon Johnson arasından kendi seçiminizi yapabilirsiniz). Kongre'ye yapılan saldırı bizatihi demokrasinin dokusuna yöneltilmiş fiziki bir saldırıydı ve bunun çirkin kanıtı orada bırakılmalı.
Senatör Romney'nin teklifinin mükemmel emsalleri var. Avam Kamarası'nın büyük kısmı Blitz saldırılarında (II. Dünya Savaşı'nda Birleşik Krallık'ın Naziler tarafından bombalandığı hava saldırıları -çn.) yerle bir edildiğinde, Winston Churchill binanın kırılmış taş duvarı parçalarının saklanarak Nazilerin mağlup edilmesi sonrası yeniden inşa edilmesi emrini vermişti. Bugün parlamenterler ve ziyaretçiler, merkez lobiden münazara odasına her yürüdüğünde, bombalardan aldığı tahribat görünür durumdaki Churchill Kemeri'nin altından geçiyor. Bu kemer, savaşın ve beraberinde getirdiği yıkımın sürekli bir hatırlatıcısı ve bu bağlamda çok büyük bir sembolik güce sahip. Aynı durum, Coventry Katedrali'nin dokunaklı harabeleri ve intikam katliamlarıyla kasıtlı yıkımlardan sonraki haliyle olduğu gibi bırakılan Avrupa'daki köyler için de geçerli. Dualar, kitaplar, belgeseller ve okul derslerinin hepsi anmanın bir parçası. Bu fiziki kalıntılar da öyle.
Bir bakıma alternatifleri bulunmuyor. Avrupalı Yahudilerin katledilmesine dair önde gelen en etkileyici ve ikna edici anma örneklerinden birini, televizyon sunucusu David Baddiel bu haftaki olağanüstü filmiyle gerçekleştirdi. "Confronting Holocaust Denial" (Holokost İnkarıyla Yüzleşmek) filminde Baddiel, Holokost'u inkar eden biriyle sohbet ediyor ve muhatabının bestelediği olağanüstü acımasızlıktaki antisemitik bir halk şarkısının icrasını sonuna kadar izliyordu. Baddiel'inki kadar cesur, sakin ve medeni davranışa çok az rastladım. Ana fikrini çok iyi anlatmıştı.
Sakinliğini koruyan Baddiel, parlamentonun yanındaki Victoria Gardens'ta oturmuş yeni Holokost anıtının yapılacağı yerin burası olduğunu, dikkat çekmesi için söz konusu alana hakim olacak biçimde inşa edileceğini açıklıyordu. Anıtın büyük olması gerekiyor çünkü 6 milyon kişinin ırka dayalı olarak öldürülmesinin inkarının boyutuna uygun düşmeli.
Baddiel'in izah ettiği gibi, tarih (hakikati ifade eden bir başka kelime) önemlidir. Çok açık biçimde, kendi amaçları doğrultusunda geçmişe dair yalanlar söylemek isteyen inkarcılar, nefret duyanlar ve soykırıma yatkın manyaklar her zaman var olacak. Propagandalarını yayacakları fırsatlar internet sayesinde büyük ölçüde arttı. Yıllar önce sahip oldukları tek şey bir fotokopi makinesi veya belki de bir matbaaydı. Deliliklerini yağmurlu sokak köşelerinde dağıtmak zorundaydılar.
Şimdiyse inkarcılar insanlık dışı fikirlerini Twitter'da tüm insanlıkla paylaşabiliyor. Sadece kötü niyetli tehlikeli kişiler oldukları için değil, aynı zamanda geçmişi "silmek" isteyen, ölüm kamplarının efsane olduğu gibi şeyler söyleyen insanlar olmaları sebebiyle de onlara karşı koymak gerekiyor. Onlar, aynı zamanda köleliği hafife almak isteyen ve tarihi çarpıtma eğiliminde olan kişiler. Anıtlar hakikatin bir kanıtıdır ve insanlık tatsız olan şeyleri unutma eğilimindedir. Daha fazla anıta ihtiyacımız var.
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent