Tarih, siyasi sahneyi oluşturmada tehlikeli bir rol oynayan bir dizi önemli ve etkili isimle doludur. Daha sonra bu kimseler ‘lider yaratanlar’ olarak anılmışlardır.
Yakın tarihte bir İngiliz, genel olarak dünyada ve özellikle de Ortadoğu'da etkili insanlara önemli roller dağıtmada mühim bir rol oynamıştır.
İngiltere ve Fransa, Osmanlı’nın temel direklerinin çatırdamasından ve yönetimin güçten düşmesinden sonra bundan faydalanarak yeni bir gerçeklik oluşturmak üzere harekete geçti.
İngiliz hareketi başladı. Lawrence, Philiby ve Belgrave gibi isimler parladı. Bu isimlerden her biri kendi teorisini bölgedeki yükselen güçlere dayatmaya ve İngiliz Dışişleri Bakanlığı'ndan gerekli desteği almaya çalıştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ardından Amerika’nın genel siyasi sahneye hakimiyetiyle birlikte ‘kral yapıcıların’ gün yüzüne çıktığı daha gelişmiş ve olgun bir dönem geldi.
Amerikan dış politikasında büyük bir inkılaba yol açan Alman göçmen Henry Kissinger bunlardan biridir.
Kissinger, Amerikan siyaseti tarihindeki en etkili (ve aynı zamanda en tartışmalı) figürlerden biriydi.
Nitekim ‘Komünist Çin ile doğal ilişkilerin kapısı açan psikolojik engeli kırma şerefi’ kendisine verilir. Ayrıca Mısır ve İsrail arasına barış fikrini ilk yerleştiren kişi oldu.
Barry Gewen, ‘Trajedinin Kaçınılmazlığı: Henry Kissinger ve Dünyası’ adlı yeni kitabında, Kissinger’in biyografisi ve politikalarının çelişkileri hakkında önemli açıklamalarda bulunuyor.
Kissinger, Amerikan değerlerinin pahasına demokratik olarak seçilmiş Allende'ye karşı düzenlenen Pinochet askeri darbesini desteklemek gibi önemli kararlar aldı.
Kissinger'e göre, seçilen devlet başkanı komünistti ve Amerikan çıkarları için tehlikeliydi.
Henry Kissinger'in Amerikan siyaseti üzerindeki etkisinin ele alındığı tek kitap bu değil elbette.
Nitekim Seymour Hersh “Gücün Bedeli” adlı önemli kitabında, Walter Isaacson “Kissinger: Bir Hayat Hikayesi” adlı kitabında aynı konuyu ele aldı.
Henry Kissinger, entelektüel bir politikacı kumaşına sahip tek isim değil.
ABD Başkanı Jimmy Carter yönetiminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan Zbigniew Brzezinski de bu kişilerden biri. Kendisi ‘proaktif strateji’ fikri ile tanınıyordu.
Sovyetler Birliği'nin sona ereceği ve Çin ejderhasının yükseleceği beklentisindeydi.
Belki de en önemlisi, teknolojik gelişimin toplum ve siyaset üzerindeki etkisini daha o zamandan görmüş olması ve otuz yıldan daha fazla bir süre önce yazmış olduğu kitapta sanki bugün yaşadığımız durumu tarif ediyor oluşudur.
Ekibini dikkatle, ustalıkla ve incelikle seçen çok zeki ve sivri dilli birisiydi.
Ekibindeki Doğu Avrupa kökenli olanlar için daha bir özenli davrandı.
Ekibi içinde, Başkan Bill Clinton döneminde Dışişleri Bakanı olan Çek kökenli Madeleine Albright da vardı.
Arap Baharı olaylarının başlamasıyla birlikte Fransız filozof ve tarihçi Bernard Henri Levy adı şüpheli bir şekilde gün yüzüne çıktı.
Onun bölgede yaşananlarla ilgili olarak kaleme aldığı yazıları ve yorumları hareketin emelleri için ahlaki ve siyasi bir referans gibi göründü.
'Yahudi Dehası', 'Bir İmparatorluk ve Beş Kral', 'Daniel Pearl'ü Kim Öldürdü', 'Sartre ve Delilik Çağında Virüs' gibi çeşitli konulardan kitaplar yazdı.
Son olarak Libya'da, özellikle hükümetin ve Türk destekli milislerin kontrolü altında bulunan bir bölgede göründü. Libya’yı desteklemeye geldiğini söyledi.
Arap Baharı’nda olduğu gibi bu bölgelerde böyle şüpheli bir şekilde ortaya çıkması hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor.
Lider yapıcılar hala aramızdalar ve kraldan daha kralcı olarak görünmeleri mümkün değil. Lawrence’ten Bernard Henry Levy'ye kadar yaptıkları ve yapmaya devam ettikleri budur.
Umarım bizi, Libyalılardan daha Libyalı ya da Kürtlerden daha Kürt olduğuna ikna etmek için geldiği gerçeğini gözden kaçırmayız.
Tarih çemberi aynı sahnelerle, fakat yeni isimlerle kendini tekrar eder. Bunun farkına varmayan, istifade etmeyen ve anlamayan gafil kalır.
Politika sanatı, tarihe altın harflerle geçme takıntısı olan herkesi çeken cezbedici bir oyundur.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz
© The Independentturkish