Trump'ın yeniden seçilme stratejisi tamamen yanlış ve ekibi de bunu biliyor

Trump'ın kampanya ekibinden biri, Tulsa mitingi sonrası bana şunu dedi: "Biden yaptığımız harcamaları (Federal Seçim Komisyonu'na) kampanya bağışı olarak bildirmeli"

Trump'ın Tulsa mitinginde koltukların birçoğunun boş kaldığı görüldü (AP)

Amerikan seçmen jürisinin Donald Trump'ın geride kalan bin 383 günlük başkanlığı hakkında bir karar vermesine sadece 130 günden biraz fazla zaman kalmışken Trump'ın yeniden seçilmesi için çalışan kampanyası kendi kendini köşeye sıkıştırdı.

Demokratların muhtemel adayı olan eski Başkan Yardımcısı Joe Biden yakın tarihli bir Fox News anket tahminine göre kayıtlı seçmenler arasında yüzde 12'ye varabilen bir farkla ulusal anketlerde öne geçti.

Seçiciler Kurulu'nun galibine dair öngörülere yer veren eyalet temelli anket, Biden'ı (Michigan, Pensilvanya ve Wisconsin dahil) sözümona savaş alanı eyaletlerin neredeyse tamamında önde gösteriyor. Biden ayrıca Arkansas, Iowa, Georgia ve Teksas gibi sıkı şekilde Cumhuriyetçi eyaletlerde hata payı aralığında da önde görünüyor. Üstelik tüm bu rakamlar, Amerikalıların Donald Trump'ın Oklahoma eyaletinin Tulsa şehrinde sadece 6 bin 200 kişilik ufak bir kalabalık toplayabildiğine (Trump 4 yıl önce yüzde 65'in üzerinde oy oranıyla kazandığı bu eyalette milyonlarca katılımcı bekliyordu) ve çoğunluğu boş kalmış bir stada tutarsız ve kopuk bir konuşma yaptığına şahit olmasından önce gelmişti. O stadın dışındaki inşaat işçileriyse, Trump'ın kampanya ekibinin kalabalıkların akınına karşı önceden hazırladığı (ancak böyle bir kalabalığın var olmadığı sonradan ortaya çıktı) açık hava sahnesini sökmüştü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

ABD Başkanı iki saatten daha az bir sürede, Recount Genel Yayın Yönetmeni'nin Elvis Presley'nin aşırı kilolu ve uyuşturucu etkisindeki son yıllarına benzettiği bir şov sergiledi. Trump ayrıca, "Çarpık Hillary", Barack Obama ve "yalan haber" saldırıları, ilaveten "Duvarı inşa et" ve "Onu (Hillary Clinton) kodese tık" bağırışları, sözümona sığınak şehirlerle ilgili şikayetler ve Amerikan Futbolu Ligi (NFL) oyuncularının milli marş sırasında diz çökmesine dair laf kalabalığı arasında tüm o bilindik çıkışlarına bilindik tezahüratlar toplarken sergilediği role yeni malzemeler katma girişimi genelde hüsranla sonuçlandı.

Trump yeniden seçilmek ve bu yarışı Biden'a karşı kazanmak için gerekçelerini açıklamak yerine, zamanının çoğunu eski düşmanlarına saldırmak ve hem eski hem yeni şikayetlerini sıralamakla harcadı. Mesela konuşmasının bir yerinde, önceki hafta sahneye çıktığı West Point'te rampadan inerken neden ciddi biçimde zorlanıyormuş gibi göründüğünü izah etmeye tam 16 dakika ayırdı. Bir diğerindeyse "köpek düdüğü" siyasetine (belli bir kesimi hedef aldığı doğrudan dile getirilmeden de anlaşılan, seçmene mesajın örtülü aktarıldığı bir yöntem -ed.n.) başvurduğu sözlerden girdi, "ABD yönetimini geldiği ülke olan Somali gibi yapmak istediğini" söylediği Minnesota Temsilcisi İlhan Ömer'i hedef alan büsbütün ırkçı saldırılardan çıktı.

Konuşmasına, ABD'ye Somali'den kaçan ailesiyle beraber mülteci olarak gelen görevdeki Kongre üyesi Ömer'den yakınarak devam eden Trump, "Bize ülkemizi nasıl yöneteceğimizi söylüyor" dedi.

Dahası Trump, Biden'a karşı sunduğu argümanlara bakıldığında eski Başkan Yardımcısı'nın ülkeyi yönetemeyecek kadar çelimsiz ya da bunak olduğu yönünde artık aşina olunan iddiaya büyük ölçüde takılıp kalırken, Biden'ın Florida'da 7 puan önde olması bu tezin yaşlı vatandaşlar nezdinde başarısız kaldığını gösterdi.

Trump için bir felaket, Biden açısındansa büyük bir destek niteliğinde olan 20 Haziran'daki Tulsa turu, Başkan'ın ekip üyelerinin de dikkatinden kaçmadı. Gözüpek muhabiriniz, Trump'ın seçim ekibinden bir çalışana o gecenin hadiseleriyle ilgili ne düşündüğünü soran bir mesaj gönderdiğinde şu yanıtı aldı:

Biden bizim harcamalarımızı (Federal Seçim Komisyonu'na) kampanya bağışı olarak bildirmeli.

Vanity Fair'deki bir habere göre Trump, 2016 seçim kampanyasının dijital direktörü olan ve bugünkü kampanyasının menajerliğini yapan siyaset acemisi Brad Pascale'i günah keçisi ilan ederek kampanya ekibini yeniden kurmayı ve muhtemelen de Trump Alemi'nden Bill Stepien'la Jason Miller gibi tecrübeli isimleri terfi ettirmeyi düşünüyor. Ayrıca Biden'ı iki partili komisyonun organize ettiği üç gecelik tartışma programına fazladan bir tartışma eklenmesine ikna etmek için bulundukları kışkırtma girişiminin artık başarısız olmasıyla birlikte Trump kampanyası "Bunak Biden" mesajında bahsi ikiye katlıyor.

Ne var ki geçmişte başkanlık seçim kampanyalarına katılmış her iki partiden tecrübeli isimler, bu aşamadan sonra seçim kampanyasının farklılık getirecek bir şeyler yapabileceğinden pek emin değil.

Mitt Romney'nin 2012 kampanyasına danışmanlık yapan tecrübeli Cumhuriyetçi stratejist Stuart Stevens, kampanyanın başındaki ismin kim olduğunun önem taşımadığını çünkü Trump'ın en nihayetinde dinleyeceği yegane kitlenin oğulları ve kızının yanı sıra damadı Jared Kushner olduğunu söyledi.

Stevens, "Trump, Tony Soprano'dur: Nihayetinde sadece ailesine güvenir, aileninse ne yaptıklarına dair hiçbir fikirleri yok" dedi.

Tüm kampanya bana şöyle geliyor: Biri bir kokteyl partisine gidiyor, birkaç bardak içki içiyor, arabasıyla evine güvenli bir şekilde dönüyor ve alkolün araba kullanmada faydası olduğu sonucuna varıyor.

Stevens, Trump ve ekibinin 2016'da ucu ucuna elde edilen zaferden tamamen yanlış dersler çıkardığını ifade etti.

"Temel seviyede Trump'ın zaferi, Cumhuriyetçi birinin oyların yüzde 46,1'ini alabileceği, üçüncü partiye giden oyların arttığı ve beyaz olmayan oyların 20 yılda ilk kez azaldığı bir yılda yarışması sebebiyle gerçekleşti. Trump'ın elinde hep çok az farkla yetki kazandıran bir seçmen kitlesi vardı ve bu kesimi genişletmek adına hiç çaba harcamadılar" diyen Stevens, Trump'ın bilhassa "beyaz dertlerin adayı" olarak yarışmasından dolayı, ülke geneline yayılan kitlesel Siyahilerin Hayatı Önemlidir eylemlerinin "Biden'a oy ver" mitingleri olarak değerlendirebileceğini ifade etti.

Stevens, Trump'ın Tulsa bozgununun, mesaj merkezli hareket etmekten ziyade büyük mitingler, veri toplama, dijital ölçümler ve katılımcı operasyonları gibi mekanik temellere dayanan bir kampanya yürütmenin akılsızlığını gösterdiğini söyledi.

2020'nin demografik yapısı önceki yıllardan çok daha farklı olduğu için Trump'ın son zamanlarda "kanun ve nizam" mesajını Richard Nixonvari şekilde benimsemesinin başarısızlığa mahkum olduğunu belirten Stevens, "Bunlar önemsiz şeyler demiyorum ama kapsamlı bir mesaj vermeye kıyasla çok daha az öneme sahipler" diye konuştu.

Stevens, "1980'de beyaz oyların yüzde 55'ini alan Ronald Reagan 44 eyalette ezici bir zafer elde etmiş olsa da 2008'de McCain beyaz oyların yüzde 55'ini alarak kaybetti. Dolayısıyla artık çok farklı bir ülke söz konusu" dedi. "1960'ların Nixon'lı modeline bakıyorlar ama Trump Nixon değil, ülke farklı, bu gerçeği kavrayamıyor gibi görünüyorlar" diyen Stevens, Trump'ın ekibini yeniden oluştururken kurtulabileceği Parscale'in ya da bir başkasının yerini alacak üst düzey bir yeteneği muhtemelen cezbedemeyeceğini ifade etti:

Bunu (Trump için çalışmayı) neden yapasınız ki? Donald Trump'la kurulmuş bir ilişki kime yaramış? Oraya sadece günah keçisi olarak getiriliyorsunuz.

Trump'ın damadı müdahil olduğu sürece seçim kampanyasının başarılı olmasını pek muhtemel görmeyen Stevens, "Jared Kushner belki de Ortadoğu hakkında 26 kitap okumak yerine seçim kampanyaları nasıl yürütülür üzerine 27 kitaba ulaşacak. Bildiğim kadarıyla yönetimde el attığı her işte olağandışı şekilde başarısız oldu" dedi.
 


Eski Cumhuriyetçi Ulusal Komite Başkanı Michael Steele ise görünüşe bakılırsa Trump'ın kampanyasının, özelde Biden'a genelde de Demokratlara oy vermenin, ikinci bir Trump döneminde yaşanabilecek her şeyden daha kötü olacağını savunarak en partizan destekçileri harekete geçiren bir mesaja bel bağladığını belirtirken, mevcut şartların bu mesajı zayıflattığına dikkati çekti.

Steele, "Trump bu tutkuyu tekrar alevlendirmeye çalışsa da Kovid-19, zayıf ekonomi ve şimdi üstüne bir de kötü ırksal ilişkiler sorun teşkil ederek bu ateşin üstüne soğuk su döküyor" diye konuştu.

Bu seçmenlerin hiçbiri hasta olmak istemiyor. Ya işlerini kaybetmişler ya da ücretsiz izne çıkarılmışlar. Yani ekonomiden etkileniyorlar ve hiçbiri ırkçı olarak adlandırılmak istemiyor. Bu yüzden Trump'ın zorlamaya çalıştığı anlatı, çok sert bir hakikatle karşı karşıya kalıyor ve işte büyük ironi de burada yatıyor, bu hakikat reality TV başkanlığına şamar atıyor.

Steele, "Şimdi 113 günlük bir zaman aralığı var" diye devam etti:

Siyasette bu bir ömür demek... ama Başkan'ın insanları kendisinden uzaklaştıran şeyleri azaltmayı reddetmesine ve elini kuvvetlendirebilecek şeyleri azaltmasına bakıldığında, kampanya için gerçek şu ki işleri yoluna koymaya yarayacak o zaman aralığı da gittikçe daralıyor.

Stevens gibi Steele de Trump ve ekibinin 4 yıl önce ucu ucuna elde edilen zaferden tamamen yanlış dersler çıkardığını ifade etti.

Trump 2016 zaferinin kaynağının farkına varmıyor ve o seçimin kendisinden ziyade Hillary ile alakalı olduğunu tam anlamıyla idrak edemiyor. Şimdi Joe Biden'a karşı... liderliğini, mizacını, tavrını ve ilkelerini... değerlendirebilecekleri bir fırsat çıktığında Biden'dan Hillary Clinton'dan korktukları gibi korkmuyorlar.

Dahası Trump kampanyasının ilave tartışma talepleri ve Biden'ı zihinsel bakımdan yetersiz ve bir figürün cılız gölgesi gibi gösterme çabalarına gelince, Steele böyle bir stratejinin gerçeklikle çalışan insanlar tarafından tasarlanmamış olduğunu kaydetti.

"Gerçek bir dünyada değil, Trump'ın dünyasında çalışıyorlar. Dolayısıyla herkesin Başkan'ın bu konuda düşündüğü ve hissettiği şeyin, tam olarak gerçeğin kendisiymiş ya da vuku bulacak bir şeymiş gibi davranması gerekiyor" diyen Steele, Biden'ın sonbahardaki tartışmalara "çok iyi hazırlanacağını" ekledi.

Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı, Hillary Clinton'ın uzun süreli yardımcısı ve 2016 tartışmalarına hazırlığında Clinton'ın karşısında Trump rolü oynayan kişi olan Philippe Reines de Trump Alemi'nin Biden'ın tartışmalarda bozguna uğrayacağı yönünde taşıdığı bariz umudu "son dakika zaferi getirecek büyülü düşünme" olarak değerlendirdi ve Trump'ın ağzını her açtığında kendisine zarar verme eğilimi göz önünde bulundurulduğunda bu tür bir inancın da ironik olduğunu belirtti.

Neden önseçim performanslarına bakıp da insanların ağızlarında kötü bir tatla kalacaklarını düşünüyorsunuz anlamıyorum. Zira Trump'ın performanslarını nasıl derecelendirmek isterseniz isteyin kendisi ses getiren bir şekilde adaylığı kazanmaya devam etti.

Reines, Trump cephesinin Biden'ı bunak ve yetersiz gösterme çabasını "gerçekle yakından uzaktan alakası olmayan bir karikatüre" benzetti ve Biden'la Trump'ı tartışma sahnesinde yan yana izleyecek seçmenin Biden lehine olumlu izlenim edineceği ve Trump'ın önemli sağlık sorunlarından muzdarip olup olmadığını sorgulayacağı öngörüsünde bulundu.

Donald Trump'ın belli başlı zayıf noktaları ve Biden'ın bilhassa güçlü olduğu yönler göz önüne alındığında, (bu ikilinin yan yana gelmesinin) bir şekilde Trump'a yarayacağını düşünmeleri tuhaf. Bilakis bu durum, Trump'ın dahil olduğu sorunu yaratan tam da o nitelikleri ve davranışları pekiştiriyor.

Trump her geçen gün daha fazla insanın kendi gözleriyle gördüklerine inanmasından muzdarip. İnsanlara hiçbir şeye güvenmemelerini ve ellerinde kalan tek şeyin bu olduğunu söylediği için belki de buna kendisi sebep oluyor ama hesapta kazanan Joe Biden oluyor.

Biden'ın kendi kendini tanımlayan geçmişteki "gaf makinesi" ününe rağmen bu kadar istikrarlı olmasını insanların kendisini tanımasına ve sevmesine bağlayan Steele de tartışma sırasında Biden'ın yapacağı tek bir hatanın bir şekilde Trump'ın talihini döndüreceği fikrini sert biçimde eleştirdi.

Steele, Biden'ın bazı kaba ya da kafa karıştırıcı şeyler söyleme ihtimali olsa bile herkesin Şükran Günü yemeğinde görmek istediği amca olduğunu, Trump'ınsa geç vakitte çıkagelip sarhoş olan ve herkesin gitmesini istediği amca olduğunu söyledi.

Joe Amca söz konusu olduğunda "Burada olmasına sevindim" diyecekler ama Trump Amca için "Ne zaman gidecek?", "Ne zaman ayrılıyor?" diye soracaklar.

Yani seçim budur ve bu faktörlerin seçmenlerin meseleye bakışını nasıl etkilediğini kavramazsanız o zaman bazı aptal hatalar yaparsınız.

 

 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU