Shakespeare, “İsim ne anlama geliyor?” diye sorduğunda ne kadar da haklıydı.
Bugün, ‘korona’ ile bu sorunun başka bir anlamı var.
Kadim Latince ve halihazırdaki İspanyolca'da ‘korona’ taç anlamına gelir.
Dolayısıyla bir ticari marka olarak kullanılması oldukça doğaldı.
Korona, ‘bir Meksika birasının, klima ve ısıtma ekipmanı sistemlerinde uzmanlaşmış bir Japon şirketinin, hala Mısır'da üretilen eski bir şeker şirketinin, İtalya'da bir üzüm ürünleri şirketinin, İsrail'de bir ticari yayının’ adıdır.
Aynı zamanda daha önce Japon şirketi Toyota’nın ürettiği araba modellerinden birinin de adıydı.
Bu şirketler bir mobbing ile karşı karşıya kaldılar ve satışları Korona adının lanetinden olumsuz etkilendi.
Mesele şirketlerin isimlerinden de ibaret değil. Aynı zamanda bu lanetin ulaştığı şehirler de var.
ABD’de biri New York'ta ve diğeri ise Kaliforniya bulunan ‘Korona’ isimli iki şehir var.
Bu şehirlerdeki yetkililer ‘olumsuz psikolojik etkisine’ rağmen iki şehrin adını değiştirme niyetinde olmadıklarını ifade ettiler.
Diğer taraftan bu virüsün bilimsel adı olan ‘covid’ de söz konusu lanetten payını alıyor.
Bir ABD eyaleti olan Arizona'da bu adı taşıyan bir şirket var. Şirket başkanı, şirket adının dünyayı kasıp kavuran salgınla olan irtibatından dolayı sıkıntılı bir dönemden geçtiklerini söylüyor.
Ancak şimdiye kadar bu salgından en fazla etkilenen şey ‘kapitalist sistem’ oldu.
Bu durum, “Batı bugün varoluş mücadelesi verdiği bir süreçten geçiyor. Bu aşamada liberal kapitalist sistemin kapsamlı şekilde gözden geçirilmesi gerekiyor” diyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından tamamen fark edildi.
Halihazırda konuşmalar, özgürlükler ve haklar feda edilse de odaklanma ekonominin kurtarılması etrafında dönüyor.
Bu, demokratik ülkeler için oldukça endişe verici bir durumdur.
Bugün, salgının tıbbi ve sağlık yönleri hakkındaki kelimeler tüketildi ve odak güçlü bir şekilde ekonomik tarafa kaydı.
Dünya üzerinde binlerce kişinin ölmesine sebep olan salgından kaynaklanan bu korku, ekonominin de defnedileceği bir paniğe evirildi.
Sokağa çıkma yasağının ve seyahatlerin bütünüyle askıya alınmasının sürdürülebilir olmadığına kanaat getirilmesinin ardından ekonominin önünün açılması ve çalışmaya dönülmesi yönündeki sloganlar arttı.
Fakat sosyal mesafenin ve diğer ihtiyati tedbirlerin korunmasıyla birlikte ekonominin önünün açılması ve çalışmaya dönülmesi oldukça zor olacak.
Çünkü kapitalizm sosyal iletişime, hareket özgürlüğüne ve ‘küreselleşme’ modeline dayanır.
Nitekim 1990'lardan bu yana uzun yıllar boyunca revaçta olan bu oldu.
Bu fikir, sadece insanlar arasındaki sınırların değil, bilakis sınırların, duvarların ve çitlerin kaldırılması üzerine inşa edildi.
Gerek ekonomik durgunluk gerekse de dünya savaşları gibi krizler daima kapitalizmi yeniden inşa etmek için bir fırsat olmuştur.
Ancak bugün önerilen ‘yeni model’ geleneksel kabuller için büyük bir zorluk teşkil etmektedir.
Nitekim hayat kurtarmak için pratikte ekonomiyi ortadan kaldırmak zorundayız. Yaşananlarla ilgili başka açıklamalar yapılmış olsa bile durum bundan ibarettir.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), fabrikalar, restoranlar, oteller ve diğer üretim çarklarının bütünüyle işlevsiz kalması nedeniyle tahminini olarak 195 milyon iş kaybı olduğunu ifade ediyor.
Mevcut durumda temel zorluk, kendisinden istifade edilecek ve üzerine inşa edilecek bir emsalin bulunmayışıdır.
Bütün raporlar geçmişe ait bazı örneklerin parçalarını tanımlıyor. Geleceğe dönük öneriler ise oldukça yetersiz.
Büyük Hint yazar Arundhati Roy mevcut durumu şu söyleriyle teşhis etti:
Pandemi, bizi dünyayı yeniden düşünmeye zorluyor. Bu felaketler, eski bir dünya ile onu takip edecek olan yeni çağ arasında bir geçittir. Öğrenecek miyiz? Değişecek miyiz? Kapitalizmin benimsediği toplumsal üretim sisteminin yeniden inşa edilmesi, kriz zamanlarında yaşamı sürdürmek için daha mı uygun olacak?
Zor ve cevapları belirsiz soruların zamanıdır.
Liberal kapitalizm, daha önce benzeri görülmemiş varoluşsal bir krizle karşı karşıyadır ve onun kaderi, vahşi materyalizm tarafından sarmalandıktan sonra tekrar değerler üzerine odaklanmasına bağlıdır.
Ekonominin açılması, özgürlükler ve haklar pahasına olmamalı. Batı'nın başkentlerinde bir ses yükseliyor ve bu gerçekten çok önemli.
Korona laneti, olumsuz intiba uyandıran bir isim olmaktan daha derin bir şekilde devam ediyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Mustafa Yıldız
© The Independentturkish