ABD Başkanı Donald Trump’ın, Filistin-İsrail meselesinin çözümü için “Yüzyılın Planı” ya da “Yüzyılın Anlaşması” adı verilen planın ayrıntılarının yakında açıklanacağını deklare etmesiyle birlikte sözlerin satıldığı müzayedeler yeniden başladı. Açık artırma yapılan pazarlar yeniden kuruldu.
Trump, başkanlık kampanyasından beri Ortadoğu’da barışa ilişkin niyetini gizlemedi. ABD Büyükelçiliği’ni Batı Kudüs’e taşımak gibi kendinden önce hiçbir ABD başkanının vaat etmeye cüret edemediği bir şeyi vaat etti ve yerine getirdi.
Ayrıca Filistin-İsrail çatışmasına büyük ve kapsamlı bir yaklaşım getirme vaadinde bulundu ve bunu da yaptı.
Peki, Trump, kendinden önceki başkanların başarısız olduğu şeyi gerçekleştirmekte başarılı olacak mı?
Beyaz Saray’a gelen her ABD Başkanı, Filistin-İsrail çatışmasını sona erdirmeyi vaat ederdi. Hatta Demokrat Başkan Bill Clinton gibi bazıları bu yolda oldukça mesafe kat etti.
Clinton, belki de Yüzyılın Anlaşmasını gerçekleştirmeye en çok yaklaşan başkandı; ama son aşamada başarısız oldu.
Herhangi bir anlaşmanın başarılı olması için iki tarafın da onayı gerekir. Tek bir tarafın kabul etmesi, arabulucunun ya da büyük sponsorun baskısı yetmez.
Burada da Filistin tarafı şu ana kadar anlaşmayı tamamen reddediyor.
Al Arabiya kanalının muhabiri Abdulhafiz Ca’van’ın deyimiyle:
Filistin sokağı, anlaşmanın içeriğini ve ayrıntılarını daha görmeden reddediyor.
Oradan buradan sızdırılan birkaç ayrıntı dışında biz de ayrıntıları çok bilmiyoruz. Ancak genel olarak bu sorunun eninde sonunda çözülmesi gerekiyor.
Filistin yönetimi tarafından da kabul edilen çözümün nasıl olması gerektiği herkesçe malum.
Bu çözüm, merhum Kral Abdullah bin Abdulaziz’in girişiminin ardından 2007 yılında Beyrut’ta düzenlenen Arap Birliği Zirvesi'nde de Arap ülkeleri tarafından kabul edilmişti.
Arap Barış Girişimi’nin hedefi, 1967 sınırları içerisinde uluslararası toplumun tanıdığı bir Filistin devleti kurmak, mültecilerin geri dönmesi, Arap ülkelerinin İsrail’i tanıması ve ilişkilerini normalleştirmesi karşılığında İsrail’in işgal ettiği Golan Tepeleri’nden geri çekilmesiydi.
Trump, parlak Suudi Arabistanlı diplomat ve düşünür Gazi Kuseybi’nin dediği gibi, diğer meselelerin çözülmesi için çözülmesi gereken “meselelerin başı” olan Filistin-İsrail meselesinde barışı sağlamakta başarılı olabilir.
Yahut kendinden önceki başkanlar gibi başarısız olabilir.
Ancak burada önemli olan şu:
Humeyni kampı, Müslüman Kardeşler kampı ve bu kampların başkentleri: Ankara, Tahran ve Doha, belki de Beyrut, Bağdat ve Şam, siyasi pazarda ve ucuz açık artırmalarda Filistin davasından yeniden yararlanmak için bu yeni plandan yararlanma yoluna giderler mi?
2020’de Müslüman Kardeşler adıyla bilinen projenin yenileneceği ve Müslüman Kardeşler’in hasta bedenine hayat vermek için seçilen noktanın Filistin olacağına dair sızıntılar var.
Humeyni İran'ı ve Arap ülkelerinde bütün bu yıkıma yol açan ama Kudüs’e hiçbir faydası dokunmayan Kudüs Gücü önderliğindeki Arap takipçilerinin de aynı yola başvuracağına dair bilgiler var.
Maalesef bu yıl içerisinde, büyük bir pazarın kuruluşuna tanık olacağız. Bu pazarda, çileli Filistin halkına karşı hiçbir sorumluluk ve gerçeklik duygusu taşımadan bir kez daha Filistin davasının ticareti yapılacak.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu
© The Independentturkish