Charlize Theron, Apartheid dönemi Güney Afrika’sında geçen çocukluğuyla ilgili yaptığı açıklamada “doğru” ten rengine sahip olmanın avantajını yaşadığını söyledi.
Theron 1975’te Johannesburg’un dışında kalan Benoni kasabasında, Apartheid’ın ortasında doğdu.
Oyuncu, National Public Radio’da (NPR) katıldığı bir podcast yayınında, ailesinin çiftliğinde çalışan insanların çocuklarına istinaden farklı kültürlerden oluşan bir çevrede yetiştiğini belirtti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Theron’un “Apartheid’ın vahşetine birinci elden tanık olması,” 12-13 yaşlarında Johannesburg’da bir sanat okuluna gitmeye başlamasıyla gerçekleşmiş.
Skandal’ın (Bombshell) başrol oyuncusu, “Tarih derslerimiz, neredeyse tamamen bizim beyaz tarihimize dayandırılıyordu. Bizim hikayemizin kahramanları, kurucu babalarımızın hepsi beyazdı. Gerçekten hepimize anlatılan hikaye buydu. Şimdi bu ülkede (ABD) hakim kutuplaştırıcı siyasi görüşler sonucu içinde bulunduğumuz atmosfer, o zamanın Güney Afrika’sını andırıyor” dedi.
Theron, arkadaşlarının onu yatıya davet ettiğini ama anne-babalarının oyuncunun ailesinin çiftliğinde çalışan siyahi işçilerden haberdar olduktan sonra buluşmalarına izin vermediğini açıkladı.
44 yaşındaki oyuncu “bütün bunlar karşısında dehşete düşen” bir anne tarafından yetiştirilmenin bir “nimet” olduğunu söyledi. Thearon sözlerini şöyle sürdürdü:
Sırf ‘doğru’ ten rengine sahipsiniz diye bir yönetimden, bir ulustan, bir ülkeden istifade etmiş olduğunuzu fark ettiğinizde kabullenmeniz gereken epey bir şey çıkıyor. Ben bundan istifade ettim. Şans eseri ‘yanlış’ ten renginde doğmuş çok sayıda kişinin acıları karşılığında hayatım daha rahattı. Bu, üstlenmesi kolay bir yük değildi, hala değil. Bu hayatım boyunca taşıyacağım bir yük.
NPR podcast yayınındaki röportaj sırasında Theron yalnız bir ebeveyn olarak evlat edinme kararından da bahsetti.
Oscar ödüllü oyuncunun iki çocuğu var; Mart 2012’de evlat edindiği Jackson ve Temmuz 2015’te evlat edindiği August. Theron şunları söyledi:
Evlat edinme sürecinde gerçekleşmesini umduğum her şey gerçekleşti çünkü bu iki bebeğin hayatımda olacağı varmış, onlar benim çocuklarım. Bir ailenin neye benzediği ve ‘doğru’ ya da ‘güçlü’ ailenin nelerden meydana geldiği ya da bize göre neye benzemesi gerektiği kavramları, kesinlikle üzerine kafa yormamız gereken şeyler.
Oyuncu, tek ebeveynli aileleri çevrelemeye devam eden yaftalamanın altını çizdi.
Theron, “Bu çok talihsiz bir durum. Harika ebeveynler olacak çok sayıda insan tanıyorum. Şartlarım nedeniyle benim mücadelem nispeten daha kolaydı ama hayatını paylaşmak ve başka bir genç, küçük çocuğun yetişmesinde pay sahibi olmak isteyen bütün kadınlar için bunun mümkün olmasını isterdim” diye konuştu.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/life-style
Independent Türkçe için çeviren: Şafak Küçüksezer
© The Independent
