İran, ABD’yle yakınlaşmak zorunda mı kaldı?

"Açken gurur olmaz"

Tahran, halkın Hamaney'den duyduğu rahatsızlığın daha da artmasından korkuyor (Reuters)

ABD'nin nükleer programla ilgili müzakere talebini reddeden İran, ekonomideki kötü gidişat nedeniyle masaya oturmak zorunda kalabilir.

ABD Başkanı Donald Trump, 5 Mart’ta İran'ın dini lideri Ali Hamaney'e bir mektup gönderdiğini ve nükleer programla ilgili anlaşma yapmak istediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, "Onlara, 'Umarım müzakere edersiniz çünkü ülkenize ordumuzu sokmamız gerekirse bu korkunç bir şey olur' ifadelerini kullandığım bir mektup yazdım" demişti.

Hamaney ise Trump’ın müzakere çağrısını ve tehditlerini reddettiklerini duyurmuştu. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da Trump’a sert çıkışarak, "Tehdit ettiğin için seninle müzakere yapmayacağım. Ne halt yersen ye" demişti. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Reuters’ın analizinde, Tahran’ın sert tavrına rağmen ekonomik sorunlar nedeniyle yaptırımların kaldırılması için Washington’la masaya oturmak zorunda kalabileceği değerlendirmesi paylaşılıyor. 

Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İranlı yetkililer, halkın ekonomik sıkıntılar nedeniyle artan öfkesinin kitlesel protestolara dönüşmesinden endişelenildiğini söylüyor. Kaynaklar, Tahran yönetiminin kamuoyu önünde ABD’ye meydan okuduğunu ancak iktidarın Trump’la pragmatik bir anlaşma yapmak istediğini belirtiyor. 

ABD’yle tüm diplomatik yolların kesilmesinin, nihai karar mercii olduğu için Hamaney'e karşı ülke içindeki hoşnutsuzluğu daha da körükleyebileceğinden endişe duyulduğu aktarılıyor. 

İran’la Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, Birleşik Krallık ve Fransa’yla Almanya arasında Temmuz 2015'te Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) imzalanmıştı. Uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin denetim altına alındığı anlaşma Ocak 2016'da yürürlüğe girmiş, İran da uluslararası yaptırımlardan kısmen kurtulmuştu. 

Ancak Trump, 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran yönetimi, kademeli olarak hem zenginleştirilmiş uranyum stoklarını artırmış hem yüksek düzeyde uranyum zenginleştirmeye başlamıştı. 

İranlı yetkililer, Trump’ın ilk dönemindeki bu hamlesi nedeniyle Tahran’ın Cumhuriyetçi lidere güvenmediğini söylüyor. ABD’nin tekrar “maksimum baskı" politikasını devreye sokarak İran’ı sıkıştırmasıyla ülkenin enerji ve su kıtlığıyla boğuştuğunu belirtiyorlar. 

Soyadının paylaşılmasını istemeyen Tahran’daki esnaflardan 39 yaşındaki Murteza, yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor:

Halı dükkanımın kirasını zar zor karşılayabiliyorum, çalışanlarımın maaşlarını zor ödüyorum. Böyle devam ederse onları işten çıkarmak zorunda kalacağım. Trump'la konuşmayı reddederek ekonomik krizi nasıl çözmeyi bekliyorlar? Gidip konuşun ve anlaşma yapın. Aç karnına gururu göze alamazsınız.

 

Independent Türkçe, Reuters, AP, AA 

DAHA FAZLA HABER OKU