İsrail, Esad'ın gidişinden sonra Suriye'ye yönelik stratejisini değiştirdi

"İsrail, sınırda askeri avantajlar elde etmeye çalışırken Suriye’nin içlerindeki silah depolarını vurdu ve kayıp kişiler dosyasını açtı"

İsrail ordusu, Suriye'nin derinliklerine inmeyi istiyor / Fotoğraf: AFP

İsrail ordusuna ait zırhlı araçlar, Suriye'nin güney derinliklerine doğru ilerledikçe Tel Aviv, Şam ile gelecekte yapılacak herhangi bir anlaşmada kendi şartlarını dayatmak için pazarlık kartı elde ediyor.

Güvenlik ve siyaset uzmanlarına göre İsrail, Suriye ordusunun envanterinde yer alan, tüm konvansiyonel olmayan gelişmiş silahların Suriye'deki cephaneliklerden ve askeri üslerden kendisine düşman olarak gördüğü silahlı örgütlere transfer edilmesini engellemek amacıyla Suriye'ye yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdı.

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada çoğunlukla Suriye ordusuna ait silahları hedef alan en az 300 hava saldırısı düzenledi.

Bu silahlar tamamen imha edilene kadar bombardımanın durmayacağı vurgulandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Güvenlik istişare oturumunun ardından güvenlik yetkilileri, ordu ve zırhlı birliklerin intikalinin, askeri istihbarat servislerinin geniş bir güvenlik bölgesi sağlanması gerektiği yönündeki değerlendirmesi çerçevesinde gerçekleştirileceğini vurgularken İsrail Hava Kuvvetleri'ne bağlı Shaldag Birimi, komandolar ve paraşütçü tugaylarının yanı sıra istihkam, hava kuvvetleri ve zırhlı birliklerden daha fazla asker takviye edilmesi onaylandı.

Açıklamada, İsrail-Suriye arasındaki tampon bölgede yer alan Hermon Dağı’nın Suriye tarafının ele geçirilmesi, "Şam-Beyrut karayolunun geniş bir şekilde görülmesine ve kaçakçılık yollarının ve bu bölgelere yapılan saldırıların kontrol edilmesine olanak sağladığı" belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İsrail ordusu, işgal altındaki Golan Tepeleri’nde İsrail sınırına en yakın bölgede Suriye'den gelebilecek herhangi bir saldırı ya da sızmaya karşı barikatlar ve hendekler inşa etmeye devam ediyor.


Yeni Ortadoğu

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hakkındaki yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili ifade vermek üzere dün davasının ilk duruşmasında İsrail mahkemesinin karşısına çıktı.

Netanyahu, İsrail'de siyasetçilerin ve medya kuruluşlarının gündeminin ilk sıralarında yer alan bu olayı, bir basın toplantısıyla önceden duyurdu.

Netanyahu basın toplantısı sırasında, Suriye'ye doğru kuzey bölgesindeki tehlikeli güvenlik durumu nedeniyle duruşmaların ertelenmesi talebinin reddedilmesinin de yansıttığı üzere dava ve etkisi nedeniyle medyanın ve siyasetçilerin kendisine karşı yönelimine duyduğu öfkeyi gizlemedi.
 

İsrail'in Suriye'de bombaladığı yer / Fotoğraf: AFP
İsrail'in Suriye'de bombaladığı yer / Fotoğraf: AFP

 

Ancak Netanyahu bu platformu, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın perşembe günü İsrail'e gelmesiyle ilerleme kaydedilmesi beklenen Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esir takası anlaşmasıyla ilgili kabiliyetlerini ve başarılarını sergilemek için bir araç olarak da kullandı.

Ordunun Suriye'de birkaç gün içinde başardıklarını ve Suriye'nin derinliklerinde geniş alanları kontrol etmesini ülkesinin güvenliğini ve egemenliğini sağlamak için temel ve gerekli bir ihtiyaç olarak değerlendiren Netanyahu, İsrail'in işgal altındaki Golan Tepeleri’nden vazgeçmeyeceğini vurguladı.

ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'a teşekkür eden Netanyahu, Trump’ın önceki başkanlık döneminde ABD yönetiminin İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımasını sağladığını hatırlattı.

Suriye'nin bugün artık "İran terörizmi için bir rampa ve Lübnan'daki Hizbullah'a silah tedariki için bir güzergah" olmadığını söyleyen İsrail Başbakanı, "Herkes Golan Tepeleri'ndeki varlığımızın önemini anlıyor. Bu önemli bölgedeki varlığımız, güvenliğimizi ve egemenliğimizi her bakımdan garantiliyor. Bundan vazgeçmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

İsraillilere hitaben yaptığı konuşmada pek çok kişinin kendisini eleştirdiği öfkesinden sıyrılarak, "yeni bir Ortadoğu" hedefiyle savaşı sürdürme konusundaki ısrarına dair söz verdiğini ve bu sözünü yerine getirdiğini vurgulayan Netanyahu, "7 Ekim 2023 tarihinden 2 gün sonra, Ortadoğu'yu değiştireceğimizi söylemiştim ve bugün Lübnan, Suriye ve Gazze'de şer eksenini yavaş yavaş dağıtarak bunu başarıyoruz. İsrail bölgedeki gücün merkezi. Bizimle iş birliği yapanların kazanımları büyük oluyor, bize düşman olanlarsa büyük kaybediyor" ifadelerini kullandı.
 


Essd'ın gidişine yas

Askeri ve siyasi kurumların İsrail'in Suriye'de geniş bir bölgede kontrol sağlaması ve Suriye ordusunun elindeki silahlardan kaynaklanan en ciddi tehdidi yok etmesini büyük bir başarı olarak görmesi İsrail'in gururunu doruğa çıkardı.

İsrail Başbakanı’nın pazartesi akşamı yaptığı basın toplantısında gizlemediği zafer coşkusuna karşı uyarıda bulunanlar da oldu.

Yedek Albay Moshe Elad, Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın başlamasından bu yana İsrail'in Suriye'deki değişikliklerin ardından stratejik konumunu geliştirmeyi başardığını vurguladı.

Ancak özellikle Suriye'yi kontrol eden örgütlere karşı zafer coşkusunun sürdürülmemesi konusunda uyarıda bulunan Elad, Libya ve Irak'ta tanık olduğumuz gibi bir kaos yaşanması halinde Esed'in gidişine yas tutmalarının pek olası olmadığını söyledi.

Elad’a göre İsrail'in stratejik konumunu iyileştirme meselesi, Suriye'deki iki ana destekçi olan İran ve Rusya'nın geçici olarak sahneden çekilmesi ve İsrail'in bölgeyi kontrol etme kabiliyetini artırması nedeniyle Suriye'nin Hermon Dağı'nın ele geçirilmesinin çok ötesine geçiyor.

Hizbullah'ın da en az Hamas ve İslami Cihad Hareketi kadar yenilmiş ve izole edilmiş durumda olduğuna dikkati çekti.

Elad, sözlerini şöyle sürdürdü:

İsrail'in İran'ın nükleer silahlarına ve yeni terör örgütlerine karşı koyması, Suriye sınırları dışında kurulmaları halinde daha kolay olur, Fakat Suriye'de Irak’takine ya da Libya'dakine benzer bir kaos yaşanırsa oğul Esed'in gidişinin yasını tutmamız pek olası değil. Ancak ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından desteklenen bir hükümetin kurulması ihtimali de var. Kim bilir o zaman Şam'da bir İsrail büyükelçiliği açılması hayal olmaktan çıkar.


Elad’a göre Suriye'de yönetimi ele geçiren ve aralarında İslamcı ve radikallerin de bulunduğu 18 isyancı grubun dünya ve Ortadoğu için iyi mi yoksa kötü mü olduğunu söylemek için henüz çok erken.
 

Suriye sınırındaki İsrail tankları / Foroğraf: AFP
Suriye sınırındaki İsrail tankları / Foroğraf: AFP

 

Kayıp kişiler dosyasının açılması

Öte yandan kayıp İsraillilerin aileleri, kayıp yakınlarının akıbetini öğrenmek için son gelişmelerden faydalanmak için derhal harekete geçti. Kayıp aileleri, Mossad Başkanı David Barnea’ya kayıp kişiler dosyasının açılması talebiyle başvurdu.

1965 yılında Şam'da idam edilen İsrailli casus Eli Cohen'in eşi Nadia Cohen bu adımı atan ilk kişi oldu. Eli Cohen’in cesedinin nerede gömülü olduğu halen bilinmiyor.

Cohen'in yanı sıra Guy Heffer de 27 yıl önce Golan Tepeleri'ndeyken Suriye'de kayboldu.

Ailesi onun hala hayatta olduğuna dair bilgi aldıklarını söylüyor. 1982 yılında Sultan Yakub Savaşı'na katılan İsrail askerleri Yehuda Katz ve Tzvi Feldman da o tarihten bu yana kayıp.

Şam'ın ortasındaki bir meydanda idam edilen Cohen hariç, diğer üçünün aileleri onların serbest bırakılacak tutuklular arasında yer alacakları umuduyla yaşıyor.

Kayıp aileleri, Mossad yetkilileriyle bir araya gelerek Barnea’ya kayıpların akıbetleri hakkında herhangi bir işaret bulmaya çalışması talebinde bulundular. Cohen'in ailesi cesedin gömüldüğü yeri bulmayı umuyor.

Mossad, uzun yıllar boyunca Cohen'in nereye gömüldüğünü bulmak için büyük çaba sarf etti, ancak her seferinde cesedin nereye gömüldüğünü kimsenin bilmediği ve doğal faktörler nedeniyle kaybolmuş ya da Suriye dışına taşınmış olabileceği yönünde yanıtlar aldı.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Bu makale Independent Türkçe için Independent Arabia gazetesinden çevrilmiştir.

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU