TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan yenidoğan çetesi yorumu: Diploma almış ama insanlıktan da nasibini almamış insanlar

Kurtulmuş, “Biz bu insanlara diplomalarının yanında yani kuru bilginin yanında hikmeti de irfanı da öğretmek zorundayız” dedi

Kurtulmuş, Aydın'da öğrencilerle birlikte 15 Temmuz Şehitler Anıtı'nı ziyaret etti / Fotoğraf: AA

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş,  Aydın Adnan Menderes Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı açılışı dolayısıyla üniversitenin Atatürk Kongre Merkezi Yörük Ali Efe Salonu'nda düzenlenen programa katıldı.

Konuşmasına merhum başbakan Adnan Menderes'i anarak başlayan Kurtulmuş, Adnan Menderes'in ülkenin kalkınması için yaptığı çalışmalarıyla milletin gönlünü aldığını, verdiği demokrasi mücadelesiyle ismini altın harflerle Türk tarihine yazdırdığını kaydetti.

Türkiye'de verilen demokrasi mücadelesine sonuna kadar sahip çıkacaklarını belirten Kurtulmuş, "Ben de oturduğum koltuğun arkasında ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ yazan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başkanı olarak; her hal ve şart altında, Türkiye'de verilen demokrasi mücadelesine sonuna kadar sahip çıkacağımıza, milletin sözünden başka hiçbir söze eyvallah etmeyeceğimize ve Türkiye'nin sağlam bir demokrasi içerisinde yoluna devam etmesi gerektiğine her zamandan daha çok bağlı bir şekilde yürüyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, en temel vazifelerinden birisinin de ülkenin, milletle beraber bölünmez bir bütün olarak daha ileriye gitmesi için mücadele etmek olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

Türk vatanının, Türkiye Cumhuriyeti devletinin dünyadaki en güçlü ülkelerden birisi olması için, elimizdeki bütün imkanlarla mücadele etmek herhalde hepimizin vazifesidir. Hangi yerde olursak olalım, hangi görevi yapıyor olursak olalım, ister öğretim üyesi, ister siyasetçi, ister öğrenci, ister iş insanı, ister çiftçi, ister sanatçı, ne olursak olalım her birimiz yaptığımız işi en iyi şekilde yapacağız ve inşallah Türkiye'yi özellikle Türkiye'nin Yüzyılı olmasını arzu ettiğimiz Cumhuriyetimizin ikinci asrında daha da yukarıya çıkaracağız.

Türkiye’deki üniversitelerin geldiği noktaya işaret eden Kurtulmuş, ülkede vakıf üniversiteleriyle birlikte 209 üniversitenin bulunduğunu ve 7,5 milyon öğrencinin üniversitelerde eğitim gördüğünü aktardı.

Esas hedefin, üniversitelerin dünya üniversiteleriyle rekabet edebilecek bir noktaya gelmesi olduğunu belirten Kurtulmuş, bunun için üniversitelerin kendi aralarındaki rekabeti çok daha güçlü bir şekilde sürdürmesi gerektiğini söyledi.

"Teknolojik zalimlik"

Akademik yıl açılış töreninin de bir ders olduğunu dile getiren Kurtulmuş, insanlık tarihinde bilginin en hızlı ve en çok üretildiği dönemlerden geçildiğine dikkati çekti.

Kurtulmuş, bu durumun insanlık için önemli bir başarı olduğuna işaret ederek, "Bilginin bu kadar çok üretilmesine rağmen, ne yazık ki aynı şekilde insanlığın hayrına kullanıldığını söylemek mümkün değildir" dedi.

Güçlü bir bilim döneminin yaşanmasına rağmen, bilimin insanlara huzur, saadet, mutluluk ve güçlü bir dayanışmayı sağlamadığını ifade eden Kurtulmuş, bilimin irfan ve hikmetle donatılarak gençlere öğretilmesi gerektiğini vurguladı.

İleri teknolojilerin insanlığın hayrına değil, insanlığı yok etmek için kullandığını dile getiren Kurtulmuş, "En son İsrail'in Lübnan'da kullandığı, yani her birimizin elinde olacak çağrı cihazları ve telefonları üretmiş, onları bir silah gibi kullanarak, insanlığı yok edecek teknolojiyi üretmişler, buna başarı diyebilir miyiz? Buna insanlığın gerçekten kazanımı olarak bakabilir miyiz?" diye konuştu.

Konuşmasında Nobel Ekonomi Ödülü alan bilim insanı Daron Acemoğlu'nu tebrik ederek onun sözlerinden atıflar yapan Kurtulmuş, yüksek teknolojilerin üretilmesiyle ekonomik eşitsizlikler arasında önemli bir paralellik bulunduğunu anlattı.

Karşılaşılan en önemli meselelerden birinin de "teknolojik zalimlik" olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

İsrail'in yayılmacı, saldırgan politikaları sonucu dünyayı bu yeni kavramla (teknolojik zalimlik) karşı karşıya getirdiğinin farkındayız. Sadece klasik bombalarla değil fevkalade komplike bombalarla ve imha silahlarıyla masum insanları imha ettikleri, bireysel suikastlarla dünyaya gözdağı verdikleri ve böylece arzımevud dedikleri kendilerince inançlarının gereği olarak, Nil'den Fırat'a kadar bir coğrafyada kendi hakimiyetlerini tesis etmek için yüksek teknolojiyi en acımasız şekilde kullanmanın da mubah olduğu bir dönemi bize göstermiş oluyorlar.

Teknolojik zalimliğe dünyadaki uluslararası sistemlerin de sessiz kaldığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Dünyada 150'ye yakın ülke, İsrail'in bu zalimliği karşısında defalarca ‘dur’ demesine rağmen ABD istemediği için bu canavar durdurulamıyor. Uluslararası Adalet Divanı ‘dur’ demenin ötesinde 'şu şu konulara mutlaka riayet et, acil ateşkes sağla ve işgalden vazgeç' demesine rağmen uygulanamıyor. Çünkü bu kurumların hepsi bilimsel başarıların üzerinde yükselmiş birtakım küresel güç merkezleri tarafından baskı altında tutuluyor" dedi.

Kurtulmuş, Daron Acemoğlu'nun "Uluslararası alanda dünyada sürdürülebilir, kapsayıcı, kuşatıcı yeni kurumlara ihtiyaç vardır" görüşünü de aktararak, "Dünyada yeni bir küresel, siyasal, finansal mimariye ihtiyaç var. Yani her platformda söylediğimiz ‘Dünya beşten büyüktür’ sözü, sadece beş ülkenin değil, dünyadaki bütün devletlerin sözünün geçerli olduğu bir sisteme ihtiyaç var" diye konuştu..

"Bilimsel bilginin hikmet ve irfanla yoğrulması"

Bilimsel çalışmaların hikmetle ve irfanla yoğrulması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, sadece diploma sahibi olmanın cehaleti önleyen bir mesele olmadığını belirtti.

Kurtulmuş, dünyadaki büyük suçların arkasında da çok iyi okumuş insanların bulunduğunu, Hitlerin ordusundaki en önemli adamların büyük bilimsel gelişmeleri arkasına aldığını, aynı şekilde İsrail’in de çok iyi okumuş diploma sahibi kişileri arkasına aldığını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

En son işte Türkiye’de 'Yenidoğan çetesi' diye bir çeteyle uğraşıyoruz. Hepsine bakın, iyi yerlerde okumuş, diploma almış adamlar ama bu kadar açık insanlık suçu işleyebilecek kadar insanlıktan da nasibini almamış insanlar. Demek ki biz bu insanlara diplomalarının yanında yani kuru bilginin yanında hikmeti de irfanı da öğretmek zorundayız.

.

AA

DAHA FAZLA HABER OKU