Güney Kafkasya'da yeni dönem... "Fakat senden ok atmak, göğsümü etmek siper benden"

Mayis Alizade Independent Türkçe için Mehman Aliyev ve İlham İsmail ile konuştu

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Sergey Narışkin / Fotoğraf: Sputnik

Rusya ile Azerbaycan, Batı'yı bölgeye sokmamak için kardeşliği güçlendiriyor.

Güney Kafkasya'daki gelişmeleri yakından izleyenler, 2022 yaz ortasında bölgede Batı ile Rusya arasındaki mücadelenin yavaş yavaş perdenin arkasından ön kısmına geçtiğini gözlemlemişti.

Independent Türkçe'de bu durumu "Hızlı çalışan makas mı, çalışan makasın hızı mı?" başlıklı yazımızda gündeme getirdikten sonra Nikol Paşinyan'ın Ermenistan'ı, 225 yıldır yakın ilişkide bulunduğu Rusya'nın ayağının altına eldiven fırlatırken, Azerbaycan, Türk siyasetinin renkli şahsiyeti Bülent Arınç'ın ünlü ifadesiyle, "lamsız-cimsiz" Rusya'nın yanında yer almıştı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Son 2 yılda Ermenistan'ın Rusya'dan koparak Batıya yaklaşma sürecini bu veya diğer şekilde ilerletmeye çalışırken, Bakü ile Moskova kendi aralarındaki ilişkileri adeta entegrasyon düzeyine çıkardı.

İşte geçen ağustos ayında Devlet Başkanı Putin'in ardından 2-3 Ekim tarihlerinde Dış İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Sergey Narışkin'in Bakü'de bulunarak Devlet Başkanı Aliyev tarafından kabul edilmesinin yanı sıra Azerbaycan'ın istihbarat kurumlarıyla iş birliğini de adeta entegrasyon düzeyine çıkaracak adımlar atması, bölgedeki manzarayı açık olduğu kadar da koyu bir duruma getirdi.

Turan Haber Ajansı ve ASTNA analizler merkezi imtiyaz sahibi ve Genel Müdürü Mehman Aliyev ile eski istihbarat görevlisi, uluslararası ilişkiler ve güvenlik yorumcusu İlham İsmail; Putin'in yaklaşık 40 yıldır birlikte olduğu Sergey Narışkin'in Bakü'ye 2 günlük gezisinin amacı ve muhtemel sonuçlarına ilişkin Independent Türkçe'ye değerlendirmelerde bulundu.
 


Mehman Aliyev: Ziyaret, Bakü-Moskova ilişkilerinin iyice pekiştiğini gösterdi

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Sergey Narışkin'in 2-3 Ekim tarihlerinde gerçekleştirdiği Bakü gezisi birçok bakımdan önemli olduğunu vurgulayan Mehman Aliyev, "Cumhurbaşkanı Aliyev tarafından kabul edilen Rusya'lı istihbarat başkanının Azerbaycan'daki üst düzey meslektaşlarıyla geniş istişarelerde bulunması, veri ve bilgiler paylaşması ve muhtemelen tavsiyeler etmesi, iki ülke arasındaki ilişkilerin bir hayli derinleştiğini ortaya koyuyor" dedi.

"Rusya-Batı ilişkilerinin katastrofik durumda olduğu bir zamanda bu gezinin gerçekleşmesi, Bakü ile Moskova arasındaki ilişkilerin çeşitli alanlarda iyice pekiştiğini gösterdi"  diye belirten Mehman Aliyev, Rusya Dış İstihbarat Başkanlığı'nın "İstihbarat kurumlarımızın iş birliği, gerek Rusya'nın ve gerekse Azerbaycan'ın ulusal çıkarlarının korunmasında somut sonuçlar elde etmeye yönelmiştir" açıklamasına dikkati çekti.

Sergey Narışkin'in 2 günlük Bakü gezisinden sonra Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in, ABD'nin ve Batı'nın politikalarını sert biçimde eleştirdiğini söyleyen Mehman Aliyev, "ABD Dışişleri Bakanlığı'nın son açıklamalarında Azerbaycan'a karşı tehditlerin olduğunu iddia eden Aliyev, baskıların hiçbir yarar sağlamayacağına vurgu yaptı. ABD Kongresi'nin Ermeni yanlısı 60 üyesinin yönetimi Azerbaycan'a karşı yaptırım uygulamaya çağırdığını hatırlatan Azerbaycan Cumhurbaşkanı, bu tür girişimleri 'bencillik ve riyakârlık' olarak nitelendirdi" ifadelerini kullandı.

Ayrıca, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Başkanı Aleksandr Bortnikov'un da Batı aleyhinde görüşler ortaya koyduğuna işaret eden Mehman Aliyev, "Bortnikov, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunun tamamen çözüme kavuşması için bölgeye NATO güçlerinin yerleştirilmek istendiği iddiasında bulundu. FSB Başkanı Bortnikov, Batı müdahalelerinin tüm eski Sovyet coğrafyasındaki ülkelerin güvenliğini tehlikeye atacağını iddia etti" diye belirtti.

Mehman Aliyev, sözlerine şunları ekledi:

Rusya istihbaratının Azerbaycan ile ilişkilerini azami düzeyde geliştirmesi ve Batılı güçlere karşı adeta ortak bir dil kullanması, Moskova'nın Güney Kafkasya'da güçlenme ve NATO ile AB gibi uluslararası güçlerin bölgeye girişini engellemekte kararlı olduğuna işaret ediyor.

İki ülke arasında adeta entegrasyon düzeyine çıkmış bu gelişmeler, bölgedeki jeostratejik durumları daha da zorlaştırıyor. Avrupa Birliği'nin Ermenistan'daki misyon üyesi sayısını 209'a çıkarması, Güney Kafkasya'daki Doğu-Batı gizli çatışmasını tetiklerken, Rusya ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin aşırı ilerlemesi, Güney Kafkasya'da safların büyük ölçüde belirlenmesine neden oldu. Bundan sonraki gelişmelerin bölgede sıkıntılar oluşturabileceğini söylemekte fayda var.
 


İlham İsmail: Narışkin'in Bakü gezisi sıradan bir gezi olarak değerlendirilmemeli

Rusya Dış İstihbarat Kurumu Başkanı ve Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'e en yakın şahıslardan biri olarak tanınan Sergey Narışkin'in 2 günlük Bakü gezisinin yankı ve yansımalarını eski istihbarat görevlisi, uluslararası ilişkiler ve güvenlik yorumcusu İlham İsmail, Independent Türkçe'ye şu şekilde değerlendirdi:

İstihbarat kurumları başkanlarının gezileri genelde önceden belirleniyor ve beklenen kritik durumlarla ilgili görüş alışverişi ve tavsiye niteliği taşıyor. Rusya Dış İstihbarat Başkanı Sergey Narışkin'in Bakü gezisinin sıradan bir gezi olarak değerlendirilmemesi gerekir. Konu doğrudan Azerbaycan'ı ilgilendirmeyebilir.

Ancak Azerbaycan da dahil olmak üzere bölgeyi etkileyecek olayların masaya yatırılması daha çok ağırlık kazanıyor. Bu bağlamda Orta Doğu'da gerilimin yükselmesinin ortaya çıkardığı endişelerin görüşülmesi daha gerçekçi bir değerlendirme olacaktır. Gerek İsrail ve gerekse müttefiki ABD'nin, İran'ın füze saldırısına verdiği sert tepkiler, Azerbaycan'a komşu ülkede zaten sıkıntılı olan iç durumun kritik düzeye yükselebileceği endişesini artırıyor.


"İran'daki çok sayıda soydaşının kaderi Bakü'yü derinden düşündürdüğü gibi, aynı zamanda İran'dan Azerbaycan'a yönelebilecek mülteci akınının masaya yatırılma ihtimali de yüksek" diyen İlham İsmail, "Rusya'nın bu gelişmelere Hazar Denizi üzerinden müdahalede bulunabileceğinin de yabana atılmaması gerekir. Çünkü Ekim 2015'te Rusya, Hazar Denizi'nin İran sınırına çok yakın kenti yakınlarında demirlemiş askeri gemilerinden Suriye'ye 25 adet uzun menzilli füze fırlatmıştı" ifadelerini kullandı.


"Bu durum Azerbaycan'a da bir mesaj olarak değerlendirilebilir"

İsmail, "İstihbarat kurumları yöneticilerinin gezileri hep saklı tutulurken yapılan resmi açıklamada Sergey Narışkin'in Bakü gezisinde Azerbaycan'ın BRICS üyeliğinin masaya yatırıldığının ifade edilmesine rağmen, ben her halükarda bu gezinin ana amacının İsrail ile İran arasındaki gerilimin yükselmesi olduğunu düşünüyorum. Gezinin sonunda dar çerçevede bir grup gazeteciye yaptığı açıklamada ikili ilişkilerin, bölgesel ve uluslararası konjonktürlerin masaya yatırıldığını ifade etmiştir. Batılı istihbarat kurumlarının gerek Rusya ve gerekse Azerbaycan'da istikrarı bozmaya yönelik girişimlerine de değinen Narışkin, aynı zamanda 26 Ekim'de Gürcistan'da gerçekleşecek parlamento seçimlerinin de sıkıntılı durumlar ortaya çıkarabileceğine ima bulundu" dedi.

"Tüm bunların tesadüf sayılmaması gerekir" diye vurgulayan İlham İsmail, sözlerine şunları ekledi:

Bunun Azerbaycan'a da bir mesaj olduğunun düşünülmesi gerekir. Gezide Ermenistan ile ilişkilerin konuşulması da kuvvetli ihtimal dahilindedir. Şimdiye kadar Başbakan Paşinyan'ı iktidardan uzaklaştırmaya muvaffak olamayan Moskova'nın bundan sonra da bu girişimlerini sürdüreceğini düşünmek asla yanlış olmayacak. Azerbaycan'ın bu süreçlerde alabileceği rollerin konuşulduğunu da düşünebiliriz. Her halükârda Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanının 2 günlük Azerbaycan gezisinin sıradan bir olay olarak değerlendirilmemesi gerekir.


Devlet Başkanı Vladimir Putin'den 1,5 ay sonra Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanının Bakü'ye yaptığı iki günlük ziyaret, Batı'nın bölgeye nüfuz etme gayretlerini engellemekte ne ölçüde etkili olacak?

26 Ekim'de Gürcistan'da yapılacak parlamento seçimleri, bölgedeki Batı-Rusya rekabetinin çok açık şekilde su yüzüne çıkmasına neden olacak mı?

Durumu en iyi biçimde Kastamonulular'ın "Daş düşebülü, ayı çıkabülü" deyimi ifade etmiyor mu sizce de?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU