İmamoğlu, "Siz, sandığa gitmek zorunda kalacaksınız. Ve o gittiğimiz gün de Yargıtay daha kararını veremeden, ülkenin başından gideceksiniz. Bu millet de sizden kurtulacak" ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un "Çıkıp oradan parmak sallayarak yargı mensuplarını etkileyemezsiniz" sözleri hakkındaki görüşleri sorulan İmamoğlu şunları söyledi:
"Sandıkta gereken cevabı alacaklar"
Lisede çok gürültü yapan arkadaşlar olarak en arka sırada otururduk. Öğretmen de kızarak bize 'siz arkadakiler' derdi biz döner duvara bakardık. Şimdi arkadaşımız da siniyor lafı başkasına aktarmaya çalışıyor. Ben direkt kendine söyledim, yargıya falan değil. O ve onun gibi bugünkü iktidarın mensuplarına söyledim. Bu işi nasıl etkilediklerini, nasıl baskı altında tuttuklarına dair direkt kendine. Onun için sinip yargı demesin. Sonuçta cümlenin sonrasında da dedim, en erken yapılacak, o seçimde Yargıtay süresini bile dolduramayacaklar. Bu millet öyle bir sert cevap verecek ki onlara ve o ilk seçimde de biz milletçe, bu ahmakça davada eğer bu baskıya devam ederler onun için hodri meydan dedim. Ceza vermeye kalkarlarsa Yargıtay'daki süreci göremeden sandıkta dedim. Sandığın anlamı nedir? Sandıkta gereken cevabı alacaklar ve gidecekler dedim. Bu kadar basit cevabı algılayamayan bir insan Adalet Bakanlığı yapma konusunda kendini bir gözden geçirsin bir.
"Benim parmağın değil, milletin parmağı"
İkincisi bakın ben size bir hatırlatma daha yapayım. Bunlar hep unutuluyor. Bana hakaret eden bakan ben ona cevap verdikten sonra hakkımda suç duyurusunda bulunuyor. Ve o dava hala mahkemede duruyor. Niye? Çünkü istinaftaki sonucu bekliyor. Yazı yazıyor. Hadi karar verin de ben de ona göre karar vereyim. Ne için? Bakan diyor ki bana dedi. Şimdi istinafta bekleyen kararı bekliyor öbür mahkeme diyor ki ya siz de diyorsunuz ki bunu illa YSK üyelerine dedi diye iddia ediyorsunuz. Bir karar verin de bakanın açtığı davayı yürürlüğe koyayım. Yani istinaf lehimize karar verirse benim bir de Bakana lafını iade ettiğim için bana açtığı davada bir de Bakanla hesaplaşacağız. Zaten bıraksınlar hesaplaşalım. Ben dava açmışım, ‘Bakan bana ahmak dedi’ diye. O davayı da “Ben Bakan yargılayamam dokunulmazlığı var’ diye mahkeme ta o zaman hükümsüz bırakmış. Şimdi bu kadar, yani bu mahkemeyi konuşmak bile insanın içini burkuyor, yani yargı adına içini burkuyor. Ben yargıya parmak sallamadım, sana salladım. Senin gibi etkileyen yargıyı arka planda zorda bırakan, baskı altında tutan hükümetin mensuplarına parmak salladım. O parmak benim parmağım değil, milletin parmağı. Dedim ki onun da yeri sandık. Siz sandığa gitmek zorunda kalacaksınız ve o gittiğimiz gün de Yargıtay daha kararını veremeden ülkenin başından gideceksiniz. Bu millet de sizden kurtulacak. Daha özeti olabilir bu işin bu kadar net.
Independent Türkçe