Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) Abu Dabi Federal Temyiz Mahkemesi çarşamba günkü toplu davada 43 kişiyi müebbet hapis cezasına çarptırdı.
İnsan hakları grupları davayı eleştirerek, davanın siyasi muhalif ve aktivistleri BAE tarafından terör örgütü olarak yasaklanan İslamcı hareket Müslüman Kardeşler ile ilişkilendirerek hedef aldığını söyledi.
BAE'nin resmi haber ajansı WAM, sanıkların ülkede terör eylemleri gerçekleştirmek amacıyla "Adalet ve Haysiyet Komitesi'ni oluşturmak, kurmak ve yürütmek" suçundan hüküm giydiğini bildirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Mahkeme, sanıkların "diğer Arap ülkelerinde yaşananlar gibi (protestolar ve güvenlik güçleriyle gösteri yapan kalabalık arasında çatışmalar dahil olmak üzere) can kaybına, yaralanmaya ve tesislerin tahribine, halk arasında panik ve korkunun yayılmasına sebep olan, şiddet içeren olaylar çıkarmak ve tekrarlamak için çalıştıklarını" söyledi.
Fakat mahkeme diğer 24 sanığın beraatine karar verdi.
Hüküm giyenlerin arasında önemli akademisyen Nasser bin Ghaith ve aktivist Ahmed Mansoor da bulunuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü hukuki süreç ihlalleri iddiaları nedeniyle davayı kınadı ve sanıkların derhal serbest bırakılması için çağrı yaptı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü için BAE'ye odaklanan araştırmacı Joey Shea, haber ajansı Associated Press'e "Bu ölçüsüzce uzun hapis cezaları adaleti dalga konusuna çeviriyor ve BAE'nin yeni gelişen sivil toplumuna bir darbe daha vuruyor" dedi.
BAE, onlarca adanmış insan hakları savunucusuna ve sivil toplum üyesine, hukuki süreç ihlalleri ve işkence iddialarıyla dolu, yüzsüzlük derecesinde adaletsiz bir dava yaşattı.
Uluslararası Af Örgütü'nün BAE araştırmacısı Devin Kenney açıklamasında Körfez ülkesinin "acilen bu hukuksuz kararı geri çekmesi ve sanıkları serbest bırakması gerektiğini" söyledi.
"Bu dava utanmaz bir adalet parodisiydi ve sayısız temel hukuk ilkesini ihlal etti, buna aynı kişiyi aynı suçtan iki kez yargılayamama ve işlendiği iddia edilen suçun tarihinde mevcut olmayan yasalarla kişileri geriye dönük cezalandıramama ilkeleri de dahil" dedi.
İçlerinde 26 düşünce mahkumunun ve tanınmış insan hakları savunucularının da bulunduğu 84 BAE'liyi aynı davada yargılamak, üstü pek de kapalı olmayan bir muhalifleri cezalandırma yöntemi ve bu dava, aralarında en vahimi soruşturulmamış işkence ve diğer kötü muamele iddiaları olan, sayısız adil yargılama ihlaliyle daha da lekelendi.
Körfez İnsan Hakları Merkezi'nden (GCHR) Khalid Ibrahim BBC'ye "bu kadar aktivistin ve insan hakları savunucusunun, yalnızca BAE'liler için daha iyi bir geleceği savunmaları sebebiyle onlarca yıl hapiste kalarak çocuklarının büyüdüğünü görmekten mahrum bırakılmasının gerçek bir trajedi olduğunu" söyledi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: İdil Barım
© The Independent