Yönetmen Ridley Scott, Yaratık'a (Alien) gelen ilk tepkileri her zaman hatırlayacak.
1979'da gösterime giren bilimkurgu soslu korku filmi, Sigourney Weaver'ın canlandırdığı Ripley ve mürettebatının, kötü niyetli uzaylı yaşam formunun işgal ettiği bir gezegene ayak basması sonrasında yaşananları konu alıyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Film 11 milyon dolarlık bütçesiyle gişede 184 milyon dolar kazanmayı başarmış ve bu da çok sayıda devam filmine ve hatta video oyununa kapı açmıştı.
Yaratık'ın korkunç hikayesi bugün çok iyi biliniyor olsa da ilk kez vizyona girdiğinde izleyiciler için şoke ediciydi.
LA Times'a verdiği röportajda Scott, filminin insanlara ne yaptığını fark ettiğinde karşılaştığı tepkileri ve duyduğu rahatsızlığı unutamıyor.
İzleyicilerin düpedüz baygınlık geçirmesiyle birlikte yönetmen, son derece "huzursuz" hissetmiş.
"Sağımdaki kişi bayıldı"
"Tepkinin bu kadar aşırı olduğuna inanamadım. Bu konuda kendimi huzursuz hissettim" diyen tecrübeli sinemacı, şöyle dedi:
St. Louis'de filmin ön gösterimini yaptığımızı hatırlıyorum ve ben arkada duruyordum. Sağımdaki kişi bayıldı. Bu beni rahatsız etti. Yaptığım herhangi bir şeyi ilginçleştirmekten keyif aldığımı düşünmeye çalışıyorum ama aslında pek sayılmaz.
İlk gösteriminden 44 yıl sonra Yaratık halen etkileyici bir korku filmi.
Scott, Yaratık'ı bu kadar korkunç kılmayı nasıl başardı?
Bunca zamanda gelişen modern görsel efektler ve benzer konuların tekrar tekrar işlenmesi, bir uzaylının Kane'in göğsünü neredeyse hiç beklenmedik bir şekilde parçalamasını izlemenin yarattığı dehşeti ortadan kaldırmaya yetmedi.
Eleştirmenlere göre serinin 2024'te gösterime girmesi beklenen Alien: Romulus da dahil olmak üzere bu kadar çok devam filmi içermesinin bir nedeni var ve hepsi o ilk tepkilere dayanıyor.
Scott, bir seri katille geceyi geçirmeye çalışan absürt karakterlere yer vermek yerine, korkuyu tasvir etmek için başka bir yol izledi.
85 yaşındaki yönetmen, düzenli olarak sohbet eden, şakalar yapan ve günlük hayatlarını normal bir şekilde yaşayan gerçekçi ve mavi yakalı karakterlere yer verdi.
Bu da onları gerçek insanlar gibi göstererek izleyiciler için hem ilişki kurulabilir hem de sempatik görünmelerine yardımcı oldu.
Bu şekilde izleyiciler, filmdeki dehşet anları başladığında empati kurarak karakterlerin yaşadığı korkuyu iliklerine kadar hissetti.
Senaryosunu Dan O'Bannon'ın kaleme aldığı film, prömiyerini 25 Mayıs 1979'da, Seattle Film Festivali'nin gece yarısı gösterimiyle yapmıştı.
Independent Türkçe, ScreenRant, LA Times
