Amalek'in Mısır'dan çıkışınız sırasında yolda sana neler yaptığını hatırla! Yolda ansızın karşına çıkmış, sen bitkin ve yorgun bir haldeyken senin gerinde kalan güçsüzleri öldürmüş; Tanrı'dan korkmamıştı. Tanrınızın mülk edinmek üzere miras olarak size vereceği ülkede sizi çevrenizdeki bütün düşmanlardan kurtarıp rahata kavuşturunca, Amalek'in zikrini göklerin altından sileceksiniz.
Bunu sakın unutma!(Tevrat, Tesniye, 25:17-19)
Şimdi git, Amalek'e saldır! Onlara ait her şeyi tümüyle yok et, hiçbir şeyi esirgeme! Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür!
(Tanah, 1. Samuel 15:3)
Tevrat bize 'Amalek'in sana yaptığını hatırla', der.(Binyamin Netanyahu,
İsrail Başbakanı)
İsrail'in canlı yayınlarla Gazze'ye yoğun bombardımanlarını sürdürdüğü ve dünyanın son yıllarda şahit olduğu en büyük insanlık dramının yaşandığı bu günlerde İsrailli politikacılar da verdikleri demeçlerle -tâbir câizse- bölgeyi patlamaya hazır bir bomba haline getirmeye çalışıyorlar.
En kötüsü de bu demeçlerin dinler arası savaşa yol açacak bolca dini referanslar içermesi.
Son günlerde yaşanan Filistin-İsrail savaşında medyaya İsrail'deki siyasi ve askeri liderlerden dini içerikli pekçok demeç yansıdı.
İç kamuoyunu konsolide etmeye yönelik intikam dolu bu demeçlerin ürkütücü yanı ise, bölgede din temelli savaşları tetikleme olasılığı.
Haçlı kodlarıyla hareket eden "Amerika ve Batı'nın IŞİD"i "Evanjalistler"in yangına körükle gitmeleri de cabası.
İnsanların kendilerini "din", "millet" ve "mezhep" üzerinden tanımladığı Ortadoğu'da bu tür demeçler, bilenler için, aslında pimi çekilmiş bir bomba niteliğinde.
En son dün (28 Ekim 2023) düzenlediği basın toplantısında İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, 30 asır önce bir savaşta Arap Amâlika kavminin (Amalek) İsrailoğulları'na yaptıklarına atıfla "Tevrat bize Amalek'in sana yaptığını hatırla, der. Evet, biz de hatırlıyoruz ve savaşıyoruz" diyerek İsrail askerlerine 3 bin yıllık Yahudi savaş geleneğinin bir parçası olduklarını ifade etti ve "Ölümcül düşmanı yenmek ve topraklarımızdaki varlığımızı güvence altına almak [için savaşmak] zorundayız" şeklinde sözler sarf etti. 1
Netanyahu: Kutsal kitabımız diyor ki "Amalek'in sana yaptıklarını hatırlamalısın"
— Conflict (@ConflictTR) October 29, 2023
Bahsedilen Ayet Samuel 15:3: Şimdi gidin ve Amalek'i vurun. Sahip oldukları her şeyi tamamen yok edin ve onları bağışlamayın; Hem erkeği hem de kadını, bebekleri ve emzirenleri, öküzleri ve… pic.twitter.com/JmGjXAbPfU
İsrail'in en yetkili ağzından çıkan bu sözler, İsrail'de devlet erkinin devam etmekte olan savaşı, bir "din savaşı" olarak kodladığının en somut örneğidir.
Peki, Netanyahu'nun hatırlanması ve Tevrat'ta köklerinin kazınması emredilen "Amalek" kimdir?
Dini ve tarihi arka planı dopdolu bu sözler ne anlama geliyor?
Amalek: Arap Amâlika Kavmi
İsrailoğulları Mısır'dan Çıkış'ta Kızıldeniz'i geçip çöle ayak bastıklarında ilk önce Arap Amâlika kavmiyle karşılaşmıştı (Tevrat, Tesniye 25:17-18).
İslam öncesi Arap kaynaklarına göre bu kavim o sırada güneyde Yemen'den kuzeyde Suriye ve Irak sınırına, doğuda Basra Körfezi'nden batıda Akdeniz'e kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış durumdaydı.
Rivayete göre İsrailoğulları milattan önce 20 Nisan 1312'de [Yahudi takvimine göre 23 İyar 2448] Mısır'daki el-'Arîş'in 22 mil güneydoğusuna düşen Refidim'de bulundukları sırada Amalek'in saldırısına uğramışlardı.
Bu ilk saldırıyı ucuz atlatan İsrailoğulları, daha sonra Yehoşua'nın komutasındaki bir ordu ile bunları kısmî bir bozguna uğratmış, ancak ortadan kaldıramamışlardı (Çıkış 17/8-16).
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İsrailoğulları her ne kadar bu savaşta zafer kazansa da Amalek kendilerinde tarih boyunca unutamayacakları bir korku ve travma yaratmıştı.
Bu sebeple de İsrail Tanrısı, diğer halklar içerisinde sadece Amalek'in İsrailoğulları'na saldırma cüreti göstermesinin "âleme ibret" olarak çağlar boyu hatırlanmasını istemiş; savaşın mutlaka kayda geçirilmesini de emretmişti (Çıkış 17:14).
Yehoşua'nın kazandığı bu zaferin "Tanrı'nın Savaşları Kitabı"na (Sefer Milhamot ha-Şem) kaydedildiği belirtilir [Söz konusu kitabın, Tevrat'ın bir bölümü olduğu ya da diğer kitapların bu savaştan bahseden bölümleri olduğu yönünde yorumlar vardır].
Zahor al tişkah: Hatırla ve asla unutma!
Yahudiler Mısır'dan Çıkış'larında güçlü ve yenilmez görünmelerine rağmen, onlara ilk saldıran Amalek olmuştu.
Bu savaşta her ne kadar Yahudiler galip gelse de Amalek onların güçlerine olan güvenlerini paramparça etmişti. 2
Hamas'ın 7 Ekim'de [2023] ani bir baskınla yaptığı saldırı, İsrail'e tarihlerinde yaşadıkları bu özgüven kaybını tekrar yaşatmış olmalı.
İsrail'in Gazze'ye acımasızca saldırmasının sebebi de bu aslında.
Yahudilere yaşattığı travma nedeniyle Tevrat'ta Amalek'in ilk fırsatta mutlaka ortadan kaldırılması; kadın-erkek, çoluk-çocuk, öküz, koyun, deve, ya da eşek…neye sahiplerse hepsinin yok edilmesi emredilmiştir (Çıkış 17:14-16; 1. Samuel 15:3).
Yahudi geleneğinde Amalek'ten öç almak, "İsrail Tanrısı'nın öcünü almak ve O'nu onurlandırmak" olarak kabul ediliyor.
İsrailoğulları'nın Filistin'e girdiklerinde bir ulus olarak yerine getirmeleri gereken "en önemli ve en öncelikli dini vecîbe (mitsva)", "Amalek'in hatırasını gök kubbenin altından kesin olarak silmek ve kökünü kurutmak"tır.
"Bunlar, Amalek'in hayvanlarıdır" denmemesi için, onların hayvanları dahi canlı bırakılmayacaktır (Çıkış 17:14; Tesniye 25:19). 3
Amalek'i ortadan kaldırmak, Mabed'in inşâsından da öncelikli bir farz kabul edilmiştir (Bâbil Talmudu, Sanhedrin 20b).
Hatta gelenekte Yahudilerin ilk kralı Şaul'un, Amalek'i yenmesinden sonra iyi olan ne varsa ganimet olarak alması, Peygamber Samuel'in desteğini ondan çekmesine ve onun oğullarıyla birlikte Tanrısal bir ceza olarak öldürülmesine neden olduğu kabul edilmektedir (1. Samuel, 15:9; 28:19).
Amalek'in kökünün kazınıp zikrinin tamamen ortadan kaldırılması, Filistin'e iyice yerleşilmesinden sonra gerçekleşecektir. Yahudi geleneğinde onlarla savaş, nesiller boyu imanî bir vazife kabul edilmektedir (Çıkış 17:16).
Bir Yahudinin hayatı boyunca her zaman hatırlaması ve bunu da mutlaka zikretmesi gereken 10 önemli konudan ('eser zehirot) biri de Amalek'in İsrailoğulları'na Çıkış (17:8-15) ve Tesniye (25:17-19) kitaplarında konu edilen saldırısıdır.
"İsrail'in Amalek'le olan savaşının sürekliliği"ne dair Tevrat tefsirlerinde ilginç bir açıklama da yer alır.
Çıkış kitabında (17:16) Tanrı, kendi kürsüsüne elini koyarak Amalek ile savaşın nesiller boyu süreceğine yemin eder:
כִּי־יָד֙ עַל־כֵּ֣ס יָ֔הּ מִלְחָמָ֥ה לַֽיהֹוָ֖ה בַּֽעֲמָלֵ֑ק מִדֹּ֖ר דֹּֽר…
El, Tanrı'nın kürsüsündedir (yani Rab yemin eder ki), Tanrı'nın, Amalek ile nesilden nesile savaşı olacaktır.
İbranicede "kürsü" kelimesi normalde "kise" (כִּסֵּא) şeklinde yazılır. Ancak pasajda da görüleceği üzere bu ifade "'al kes Yah" (עַל־כֵּ֣ס יָ֔הּ) şeklinde, yani "kürsü" [kisse: כִּסֵּא] "kes" (כֵּ֣ס), "Tanrı" [Yahve: יְהֹוָה] da "Yah" (יָהּ) şeklinde eksik harflerle yazılı.
Tevrat tefsirlerinde bu durum, şeytan halk Arap Amalek var olduğu müddetçe hem Tanrı'nın hem de kürsüsünün tam olamayacağı şeklinde yorumlanmıştır.
Bu sebeple de gelenekte Amalek ile savaş Yahudilere nesiller boyu yüklenen bir görev kabul edilmiş, onların mutlak surette ortadan kaldırılması emredilmiştir.
İsrailoğulları'na yaptıklarından dolayı Yahudilerin can düşmanı kabul edilen Arap Amâlika kabilesinin atası olan Amalek, midraşik anlatımlarda ise kötülenmiştir.
Rivayete göre Amalek'in atası Elifaz, Se'ir'in eşiyle gayri meşru ilişkiye girmiş, bundan Timna doğmuş; Elifaz daha sonra bu kızıyla ilişkiye girerek bundan da Amalek'i dünyaya getirmiştir.
Amalek'in soyu
"Amalek" Arap geleneğinde "Amâlika" olarak biliniyor. Soyu günümüze ulaşmayan Araplardan (Arab-ı Bâide) olup İslâm kaynaklarında nesebi 'İmlik b. Lûz (veya Lâviz) [b. İrem] b. Sam olarak verilir.
Tevrat'ta Amalek'in zürriyetinden bahsedilmez. Amâlika Kur'an'da da yer almaz. Hakkındaki çoğu bilgi de İslam kaynaklarına "İsrâiliyat" adı verilen Yahudi kökenli rivayetlerden geçer.
İslâm kaynaklarında Amâlika'nın Câsim adlı bir oğlu ile bundan türeyen sekiz torunundan bahsedilir.
Bu torunlardan türeyen Benû Matar ile Benû Ezrak'ın Hicaz'da; Benû Tıgâr, Benû Büdeyl ve Benû Râhil'in Necid'de; Benû Leff'in eski adı Yesrib olan Medine'de; Benû Erkam'ın Hicaz ile Teymâ arasında; Hezâl'in oğlu Sa'd'dan gelen Benû Sa'd'ın da Yesrib çevresinde yaşadıkları kabul edilir.
Yahudi geleneğine göre ise, dünyanın en eski milleti olan Amalek'in anayurdu, 'Akabe körfezi ile Lutgölü (Ölüdeniz) arasında yer alan Edom memleketi'dir (Tekvin 36:16).
Eski Ahid'in diğer kitaplarında ise Amalek'in, Lutgölü'nün batısındaki Necef çölünden başlayarak Mısır'a kadar Sînâ yarımadası ve Necid de dahil Kuzey Arabistan'ın tamamında yaşadıkları kaydedilir.
Müslüman gelenekte ise, Amâlika'nın yaşam alanı çok daha geniş tutulur. Bunların köken itibarıyla öz Arap (Arab-ı Âribe) oldukları belirtilen Arapça kayıtlarda, Amâlika'nın başlangıçta Bâbil çevresinde otururken Bâbil Kulesi'nin yıkılmasından sonra Hicaz'a göç ettikleri, oradan da Necid, Teymâ, 'Umân, Bahreyn, el-Cezîre (Yukarı Mezopotamya), Suriye, Filistin, Mısır ve İfrîkıyye'ye (Tunus) kadar çok geniş bir bölgeye yayıldıkları belirtilir.
Tevrat'ta Amalek'in geçmişiyle ilgili ilk kayıtlar, milatta önce ikinci bin yılın birinci çeyreğine tarihlenen Hz. İbrâhim'in devriyle başlar; İsrailoğulları'nın Mısır'dan çıkışından sonra da artarak devam eder.
Günümüzde Amalek: Özelde Filistinliler, genelde tüm Araplar
Yahudi geleneğinde Amalek kötülüğün en kötü biçimini temsil eder. Ulusların ilki olan Amalek'in kaderi "sonsuz yıkım" olacaktır.
İsrail ile Amalek arasındaki mücadele "iyi ile kötü arasındaki sonu gelmez bir mücadelenin simgesi" olarak kabul edilir [Bkz. Tora ve Aftara, 2. Kitap, s. 187].
Nitekim 16 Ekim 2023'te Kneset'in (İsrail Meclisi) açılış oturumunda konuşan Netanyahu'nun, İsrail ve Hamas arasındaki çatışmaları "karanlık ile aydınlık arasındaki savaş"a benzetmesi, 4 bu tarihsel arka plana dayanır.
Bu tarihsel bellekten hareketle günümüzde İsrail'de aşırı sağcı ve dinci Yahudiler, bir Arap kabilesi olan Amâlika'dan hareketle Araplar'ın İsrail'den sürülmesini ya da ortadan kaldırılmasını Tevrat'ın bir emri olarak telakkî ederler. 5
Filistinlilerin ya da Arapların Amalek'le özdeşleştirilmesi Netanyahu gibi politikacılara özgü de değil.
1967 Altı Gün Savaşı'nın kazanılması ve Kudüs'ün işgali, sonraki dönemlerde Araplarla yapılan savaşlar dinci Yahudileri bir hayli ümitlendirmişti.
Netanyahu dünkü basın toplantısında bu savaşlara da atıf yaptı.
Araplara karşı birbiri ardına kazanılan savaşlar sonunda İsrail, Tevrat'ta belirlenen vadedilmiş toprakların çoğuna sahip olmuştu.
İlahi kurtuluşa ulaşılmasına ve Kutsal Kitap'ta vadedilen din devleti İsrail'in kurulmasına doğru hızla yol alınıyordu.
Ancak böyle bir süreçte vaat edilen toprakların tamamına hakim olmanın önündeki en büyük engel, Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinli Araplardı.
Guş Emunim gibi köktendinci Yahudi hareketler, mücadelelerinde hedefe Yahudiliğin ebedi düşmanı Amalekleri oturtuyor.
Filistinliler başta olmak üzere Yahudiler için tehdit oluşturan herkesin bertaraf edilmesi gerektiğine inanan bu vb. radikal dinî hareketlerin liderleri "Arapları ve Filistinlileri", "Tevrat'ın Yahudilere yok etmelerini emrettiği Amalekler" olarak tanımlıyor; Yahudi egemenliğini reddeden Araplara karşı acımasızca savaşılmasını savunuyorlar. 6
Amalek'in Yahudileri öldürmek isteyen uzlaşması imkansız bir düşmanı temsil ettiğine inanan başka din adamları da var.
Bunlar düşmana karşı önleyici şiddetin gayet normal olduğunu savunuyorlar. Haham Israel Hess tarihte yaşamış Amalek'in, Filistinliler olduğunu belirtir.
Guş Emunim hareketinin yılmaz savunucusu Haim Tsuria ise Araplara yönelik şiddeti "Her nesilde bir Amalek vardır. Bizim neslimizde Amalek, atalarımızın topraklarında ulusal varlığımızın yenilenmesine karşı çıkan Araplardır" sözü ile temellendirmeye çalışır. 7
Acaba İsrail'in çılgın politikacıları ve radikal din adamlarının Amalek'le olan savaşı sadece Filistinlilerle mi sınırlı, yoksa yukarıda coğrafi sınırları belirtilen Arap Yarımadası'ndaki Arapların tamamıyla mı?
Bunu tarih gösterecek.
Dipnotlar:
1. https://www.timesofisrael.com/liveblog_entry/netanyahu-goal-of-war-is-to-defeat-the-murderous-enemy-ensure-our-existence-in-our-land/ [Erişim tarihi: 29.10.2023].
2. https://www.chabad.org/library/article_cdo/aid/3942715/jewish/Who-Were-Amalek-and-the-Amalekites.htm#footnoteRef8a3942715 [Erişim tarihi: 28.10.2023].
3. Bkz. Tora ve Aftara, 2. Kitap, Gözlem Yayınları: İstanbul 2004, s. 191.
4. https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/netanyahudan-irana-ve-hizbullaha-uyari-bizi-denemeyin-buyuk-zarar-2130846 [Erişim tarihi: 28.10.2023].
5. Bkz. S. E. Karesh-M. M. Hurvitz, “Amalek”, Encyclopedia of Judaism, ed. J. Gordon Melton, New York 2006, s. 12.
6. Baki Adam, “Yahudilik ve Şiddet”, İslâmiyât Dergisi, 1 (2002), s. 32.
7. https://en.wikipedia.org/wiki/Judaism_and_warfare#cite_ref-50 [Erişim tarihi: 28.10.2023].
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish