Bir kez daha çocuklarınızı sizden çalıyorlar

Daha önce birçok kez çocuklarınızı sizden çaldılar, bu yüzden bir daha onları çalmalarına izin vermeyin

Fotoğraf: Abed Khaled/AP

Çoğunluk, Gazze'de başlarına gelenler için sivillere empati duymadan edemiyor.

Tıpkı Hamas'ın İsrail'de sivillere yönelik saldırısının dini ve insani açıdan reddedilmesi gibi, İsrail'in Gazze'deki saldırıları da kabul edilemez.

Sivillerin hedef alınmasını reddetmek normal bir davranış.

Aynı bağlamda, yalnızca bilgisiz veya önyargılı bir kişi bir toprak ve devlet olarak Filistin davasının haklılığını inkar edebilir.

Ancak çalkantılı bölgemizde kör empati, kendisini başkalarının takip ettiği bir ilk adımdır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Afganistan, Suriye ve Irak konusunda da böyle oldu. Her 10 yılın bir davası vardı.

Kör empatiyi önce Ruslara karşı mücadele eden Çeçen Müslümanlar, ardından da Çinli Uygur Müslümanların çektikleri acılar için kullanmaya çalıştılar.

Arap hükümetleri bunun dolaşımını yasaklamamış olsaydı, binlerce kişi Çin'e karşı savaşmak için seferber olurdu.

Savaşlara karışmak empatiyi kullanmak ve gözyaşlarını istismar etmekle başlar.

Etrafımızdaki dünya trajedilerle, felaketlerle ve kötülerle dolu. Bir savaş bitmeden bir başkası başlıyor.

Kanlı sahnelerle birlikte insanların acıları kronikleşiyor. Her zaman dini ve insani değerleri yardıma çağırarak trajedileri istismar edenler var.

Trajedinin açığa çıkardığı doğal sempati her zaman "Neredesiniz ey Araplar" ifadesiyle somutlaşan bir suçluluk ve sorumluluk duygusunun genelleştirilmesine evriliyor.

Boykot etme, paylaşımlarda bulunma ve hedef alma gibi katılımlar teşvik edilip mesajlar gönderiliyor.

Semboller (örgütler, insanlar ve giysiler) yaratılıyor. Halk dolduruşa getirilerek üzüntüden öfke, bireysel öfkeden kolektif öfke, bu öfkeyi mesajlarla ifade etme, ardından etkileşim, kafe ve restoranlara saldırma, mali destek ile daha geniş kapsamlı kampanyalara katılma aşamalarından geçiriliyor.

Son olarak da insanların sempatizan toplayan kuluçka merkezlerine katılmalarını veya desteklemelerini sağlama aşamasına geçiliyor.

Sizce bu korkunç ve çirkin bir abartı mı?

Kesin gerçek şu ki, ülkelerimizin on binlerce genci savaş meydanlarında hayatını kaybetti.

Ölüm yolculukları dini dersler veren meclislere katılma, bağış yapma veya sosyal medya hesapları üzerinden paylaşımlarla başladı.

Şimdi bunlara bir de çocuklar ile gençlerin oynadıkları elektronik oyunlar aracılığıyla yapılan yazışmalar eklendi. Hepsinin yolculuğunun başlangıcı basit ve masumdu.
 


Gazze konusunda şahit olduklarımıza daha önce Afganistan konusunda da şahit olmuştuk.

Süreç, Sovyet işgali altındayken halkı ile dayanışma çağrısıyla başladı ama empati duyan ve dayanışma gösterenlerin çoğu Afganistan'ın haritada nerede olduğunu bile bilmiyorlardı.

Ardından Sünniler arasında Amerikan işgaline karşı Irak'taki Sünnileri desteklemek, Şiiler arasında da IŞİD'e karşı Irak'taki Şiileri desteklemek sloganıyla bu çember genişletildi.

Binlerce Arap ve yabancı genç bu çağrılara kulak verdi ve bunlar Irak'a geçip mücadeleye katılmalarını kolaylaştıran Suriye'de toplandı.

Ardından Suriye'ye sıçrayan savaş ateşi, kalpsizler dahil tüm kalpleri duygulandırdı ve harekete geçirdi.

Binlerce genç, ülkelerinin engellemelerine ve uyarılarına rağmen şaşırtıcı sayılarla Türkiye'ye akın ederek sınırlarından Suriye'ye geçiş yaptılar.

Bu yolculukları ya ölümle sonuçlandı ya da radikal oldular, suç örgütlerinin ellerinde kukla olmaya devam ettiler ve çok azı ülkelerine yenilmiş ve kalbi kırık bir şekilde dönebildi.

Kolektif duygusal seferberlik haklı bir amaca dayanır. Savunmasız çocuk, kadın ve yaşlıların resimleri, kör öfke, toplumlarda huzursuzluğa neden olan ve kaos tohumları eken kendi ajandaları olan gruplar tarafından siyasi olarak sömürülüyor ve yönetiliyor.

Yakıcı duygular doruğa ulaştığında kimse düşünmez ve dikkatli bakmaz. Sorunlar tekrarlanıyor ve kimse diğer örgütlerin ne gibi sonuçlara ualştıklarını merak etmiyor.

Afganistan, Irak ve Suriye'de savaşan gençler aynı kışkırtıcı ortamlardan, dikkatsiz toplumlardan ve hoşgörülü, kendilerine göz yuman hükümetlerden geliyorlardı.

Gazze ve halkına sempati duyun ve onlarla dayanışma içinde olun, ancak hamasi kampanyalara kapılmayın, öfke, intikam ve nefret savunucuları tarafından yönlendirilmeyin.

Daha önce birçok kez çocuklarınızı sizden çaldılar, bu yüzden bir daha onları çalmalarına izin vermeyin.

Barışa ve geçmişteki başarısız savaşların başaramadığını başaracağına dair umudumuz büyük olmayı sürdürüyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU