İsveç'teki Kur'an yakma eylemleri Irak'ta Mukteda es-Sadr'ın dönüşüne neden oldu

Sadr yaklaşık bir yıl önce siyaseti bıraktığını açıklamıştı

Mukteda es-Sadr, nisanda yolsuzlukları gerekçe göstererek Sadr Hareketi'ni geçici olarak askıya almıştı (Reuters)

İsveç'te Kur'an yakma eylemlerinin ardından Bağdat'taki İsveç Büyükelçiliği'nin basılarak ateşe verilmesi Irak'ta Şii lider Mukteda es-Sadr'ın etkisini yeniden gündeme taşıdı.

Bağdat yönetiminin İsveç'le diplomatik bir krize çekildiği olay, Muhammed Şiya es-Sudani'nin başbakanlığında görece sakin günler geçiren Irak'ta gündemin yeniden hareketlenmesine neden oldu.

Irak yönetimi büyükelçilik binasının Sadr destekçileri tarafından basılmasını kınasa da İsveç'le diplomatik ilişkilerini de koparma kararı aldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yaklaşık bir yıl önce siyaseti bıraktığını açıklayan Mukteda es-Sadr'ın Şii rakipleri tarafından desteklenen Sudani hükümetinin bu kararında Sadr'ın konuyla ilgili katı bir tutum takınmasının etkili olduğunu düşünülüyor.

İsveç'te peş peşe gerçekleşen Kur'an yakma eylemlerinin ardından, Sadr'ın etrafındaki sadık takipçilerini yeniden mobilize etme fırsatı fulduğunu söyleyen Iraklı siyasi analist Ahmed Yunus, "Sadr güçlerini öne sürüyor ve gücünün hâlâ sürdüğünü belirterek rakiplerini uyarıyor. Siyasetten geri çekilmesi kontrolünün azaldığı anlamına gelmiyor. O hâlâ siyasi rakiplerine karşı elindeki ölümcül silahı kullanmakta başarılı. Bu ölümcül silah da, kendisine yönelik kitlesel desteği harekete geçirerek sokağa sürme yeteneği" diye konuştu.

Mukteda es-Sadr'ın yükselişi

Mukteda es-Sadr, uzun yıllardır Irak'ta hem ABD hem de İran etkisine karşı çıkan tek Şii lider konumunda ve bu durum peş peşe gelen Tahran ve Washington destekli hükümetlerden bir fayda göremeyen milyonlarca yoksul Şii'nin yüzünü Sadr'a dönmesine neden oldu.

2003'te ABD'nin Irak'ı işgalinin ardından bir milis grubu kuran Mukteda es-Sadr, ABD güçlerine karşı iki isyan örgütleyerek ön plana çıkan isimlerden olmuştu.

İşgal günlerinde ABD tarafından "ölü ya da diri" olarak aranan Sadr, sonrasındaysa Irak'ın en güçlü siyasi figürlerinden biri haline dönüştü.

Dini bir saltanatın varisi olan 48 yaşındaki Sadr, Irak'ta saygı duyulan Büyük Ayetullah Muhammed Sadık es-Sadr'ın oğluydu. Sadık es-Sadr, 1999'da Saddam Hüseyin'i açık şekilde eleştirdikten sonra suikasta kurban gitmişti.

Saddam 2006'da idam edilirken, görgü tanıkları onun darağacına gidişine Mukteda'nın ismini bağırarak eşlik etmişti.


İşgal günlerinde büyüyen Sadr hareketi, 2018 ve 2021 seçimlerinden Irak Parlamentosu'nda en çok sandalyeye sahip parti olarak çıkarken, birçok Sadr destekçisi de devlet bürokrasisinin kilit noktalarına yerleştirildi.

Ancak Sadr hareketinin İran destekli diğer Şii örgütlerle rekabeti Irak'taki istikrarsızlığı artırdı. Geçen yıl hükümet kurma sürecinde Bağdat'ta yaşanan çatışmaların ardından Sadr, siyaseti bıraktığını açıklayarak hükümetin yönetimini İran destekli Şii gruplara bıraktı.

İsveç'teki eylemler fırsata dönüştü

Sadr siyaseti bıraktığını açıklamasının ardından uzun bir süre boyunca daha düşük bir profil izledi. Destekçilerini sokak gösterileri yerine dini etkinliklere çağırdı.

Ancak bu durum geçen ay İsveç'teki Kur'an yakma eylemiyle birlikte değişti.

Eylemin ardından tüm destekçilerine çağrı yapan Sadr, İsveç Büyükelçiliği ve Irak'ın diğer bölgelerinde kitlesel gösterileri tetikledi.

Sadr'ın rakibi partilerden bir Şii siyasetçi, büyükelçilik binasının basılmasının hükümeti zor duruma düşürme amacı taşıdığını savunurken, Sudani hükümetinin Batı ülkeleriyle iyi ilişkiler kurma çabalarını hatırlattı.

Sadr hareketinden bir başka isimse, "Sadr'ın siyaseti bırakması, önemli ve hassas olarak gördüğümüz konularda bir sözümüz ve duruşumuz olmayacağı anlamına gelmiyor. Hükümeti yönetenler bir gerçeği anlamalı. Önemli konularda sessiz kalmayacağız ve yüzbinlerce destekçimiz gerek duyulduğunda sokağa çıkmaya hazır" diye konuştu.


Independent Türkçe, Reuters, Japan Times

DAHA FAZLA HABER OKU