Casuslukla suçlanan bir Filistinli infaz edildi

Aslanlar İni grubu, İsrail'in grubun beş kurucusuna suikast düzenlemesine yardım ettiğini itiraf eden genç bir adamı öldürdü

Nablus'taki Aslanlar İni grubunun askeri geçit töreni

İsrail'le iş birliği yapmakla suçlanan bir kişinin Aslanlar İni grubu tarafından geçen cumartesi Nablus'ta infaz edilmesi karışık tepkilere yol açtı.

Bazıları bu "tasfiyeyi" desteklerken, diğerleri "kaosun patlak vermesi ve kanun dışı hesaplaşma kapılarının açılması" konusunda uyarıda bulundu.

Birkaç ay önce kurulan grup, genç bir adamın İsrail istihbaratına bilgi vererek grubun beş kurucusuna suikast düzenlemesinde yardım ettiğini itiraf ettiğini gösteren bir video yayımladı.

Gruptan silahlı kişiler, genç adamı vurarak ciddi şekilde yaraladı. Ardından şehirdeki bir hastanede öldüğü açıklandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Genç adamın öldürülmesini üstlenen Aslanlar İni grubu, "dinini, vicdanını, namusunu ve vatanını satan her haini" tehdit etti.

Silahlı grup yaptığı açıklamada, arkadaşlarının davasının takibini sürdürdüklerini belirterek şu tehditte bulundu:

Sizin ilişkiniz ortaya çıktı. Nerede olursanız olun sizi takip ediyoruz ve nerede olursanız olun, yüzlerce önlem alsanız bile kimse sizi koruyamaz.


Independent Arabia'ya konuşan Filistin Adalet Bakanı Muhammed Şelalde, olayla ilgili şu açıklamayı yaptı:

Genç adamın ilgili makamlarca yargılanmadan öldürülmesi Filistin Devleti'nde yürürlükte olan yasalara aykırıdır. Hukukun üstünlüğü ilkesinin pekiştirilmesi gerekmektedir. Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını savunan militan bir grup tarafından gerçekleştirilen saldırı, Filistin Yönetimi'nin bilgisi dışında gerçekleşmiştir. Vatana ihanet ve casusluk gerekçesiyle öldürme, ulusal kurtuluş ve devrim aşamalarında meydana gelir. Ancak sanık, suçu ispatlanana kadar masumdur.


Filistin Devleti, ölüm cezasının infazına izin veren 1969 tarihli Ürdün Ceza Kanunu'nu uygulamasına rağmen, bunu yasaklayan uluslararası anlaşmalara taraf oldu.

Filistin Devleti bu anlaşmalara katılmadan önce dahi Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 18 yıl önce cumhurbaşkanlığını devraldığından beri ölüm cezasını infaz etmeyi reddetmişti.


Hukukçular kanun dışı yargılamayı reddediyor

İnsan hakları savunucusu Ahmed el-Aşkar, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

Vatana ihanetle suçlanan genç adamın öldürülmesi, eylemini itiraf etse bile, sanığın itirafının doğru olmasının şartlara bağlı olması nedeniyle doğru değildir. Genç bir adamın öldürülmesi, hukuk çerçevesi dışında yargılama mekanizmalarının doğmasına kapı aralayabilir. Direniş savaşçılarının adaletine güveniyorum. Ancak bu adalet, meşru adalet sistemi yozlaşmış olduğu için devam etmek zorunda değil. Halkın Filistin yargısına güvenindeki büyük çöküş, yargının suistimal edilmesi, parçalanması ve el değiştirmesi sonucunda oldu.


Ulusal Yargı Bağımsızlığı Kurumu İcra Direktörü Macid el-Aruri, yaşananlarla ilgili şu eleştirilerde bulundu:

Filistin Yönetimi İsrail ajanlarını takip etmeyi ihmal etti. Bu ihmal, yerel Filistinli gruplar tarafından doldurulan bir boşluk yarattı. Komisyon'un Batı Şeria'daki mahkeme duruşmalarını izlemesi, İsrail için casusluk davalarında keskin bir düşüş olduğunu gösterdi.


Filistinli insan hakları örgütleri, seksenlerin sonu ve doksanların başındaki birinci intifada sırasında İsrail'le iş birliği yapmakla suçlananların infazlarının tekrarlanmasından korkuyor.

O dönemde İsrail ile iş birliği yapmakla suçlanan 150'den fazla kişi öldürüldü.

Görgü tanıkları ve gözlemciler öldürülenlerin çoğunun ajan olduğu konusunda şüpheliydi.

Hatta onların İsrail için çalışmakla hiçbir ilgisi olmadığı ve öldürülmelerinin kişisel hesaplaşma dolayısıyla gerçekleştiği iddiasında bulundular. 

Birleşik Ulusal Komutanlık, ayaklanmanın başında İsrail ajanlarının tasfiyesi çağrısında bulunsa da, olayın tırmanışa geçmesinin ardından, "yüksek liderliğin merkezi bir kararı olmadan, önceden uyarılmadan ve suçlulara tövbe etme fırsatı verilmeden bunu yapmamak gerektiğini" vurguladı.

Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu, Filistin Yönetimini "ihanet eyleminin faillerine karşı görevlerini yerine getirmeye ve onlara karşı hukuk çerçevesinde caydırıcı cezalar vermeye" çağırdı.

Komisyon, yaptığı açıklamada şu sözlere dikkat çekti:

Vatana ihanet suçlamalarının yargılanması resmi yargı ve güvenlik kurumlarının yetkisinde olup, ceza vermenin gerekli olup olmadığına karar verme yetkisi de bu kurumlara aittir. Yargısız infazlar, bir kanunsuzluk ortamı tesis eder.


İsrail Uzmanı Adil Şedid, olayı şu şekilde analiz etti:

Nablus'ta iş birliği yapmakla suçlanan gencin tasfiyesi, birçok partinin mevcut boşluğa zorla girmesinin yolunu açacaktır. Filistin Yönetimi İsrail ajanlarını takip etmede gevşek davranıyor ve yalnızca siyasi muhalifleri olan Hamas ve İslami Cihad'a odaklanıyor. Filistin kamuoyunun genç adamın öldürülmesine verdiği destek, Aslanlar İni grubuna olan güvenlerinden ve Filistin Yönetimi'nin ajan peşinde koşmamasından kaynaklanıyor.


Siyasi analist İsmet Mansur, genç adamın yerel bir grup tarafından öldürülmesini şu sözlerle değerlendirdi:

Bu olay, Filistin Yönetiminin zayıflığıyla alakalıdır. Yargısız infaz, Filistin toplumunu bir çılgınlık ve kaosa sürükleyebilir. Üstelik İsrail'in bunu kendi çıkarları için kullanabileceğini unutmamak gerekir.
 

DAHA FAZLA HABER OKU