İsrail içindeki bölünme ve yansımaları

"Seçim zamanında herkes aptaldır"

Fotoğraf: AFP

İsrail'in iç bölünmelerinin şu an bölge üzerinde ve birkaç yönden önemli yansımaları var ve burada bizi ilgilendiren de bu.

Başbakan Binyamin Netanyahu ve aşırılık yanlısı müttefiklerinin gafletleri nedeniyle İsrail'in içinde olup bitenler değil.

İsrail'deki bu keskin bölünmeler, Biden yönetiminin bahsettiği genel barış dosyası ve aynı şekilde İbrahim barış anlaşmaları süreci açısından bölgemize yönelik ABD dış politikasının durumu da dahil olmak üzere birkaç nokta üzerinde düşünmeyi gerektiriyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Aynı şekilde İran'ın nükleer dosyası ve buna nasıl karşı konulacağı noktası üzerinde de düşünülmeli.

Bölgemiz için en tehlikeli nokta ise özellikle "Hizbullah", "Hamas" ve "İslami Cihad" gibi İranlı grupların kullanılması açısından İran'ın İsrail'deki olaylara dair okumasıdır.

Tahran ve gruplarının İsrail'e roket ve benzeri silahlarla saldırması gibi yanlış bir okuması, Netanyahu'ya iç krizinden kaçma fırsatı verecek ve bu da hesaplanamayan sonuçları olan bir savaşa yol açacaktır.

İsrail-ABD ilişkileri ve Washington'ın Netanyahu'ya yönelik pozisyonu net. Washington sanki İsrail Başbakanına ilk "Git" diyen taraf gibi. Nitekim Biden yönetiminin Netanyahu ile çalışmaktan hoşlanmadığı bir sır değil.

İsrail'de olup bitenler tamamen kendi  meselesi ama önemli bir soruyu gündeme getiriyor:

Başkan Biden'ın bölgedeki tüm müttefikleriyle ilişkileri iyi ya da gerektiği gibi olmadığından, sağlam ittifakları yokken Washington, bölgeyle nasıl başa çıkacak?

Netanyahu ile bu anlaşmazlığa ve İsrail'in iç durumuna ek olarak, özellikle net pozisyonlar gerektiren dosyalarda Washington'ın Riyad ile ilişkisi mükemmel değil.

Kahire'ye de yakın değil ve aynı şey diğer Körfez ülkelerinin yanı sıra Ankara için de geçerli

Burada asıl suç bölge ülkelerinde, özellikle de ılımlı ülkelerde değil -bölge sorunlarının önemli bir parçası olduğu için bölge ülkeleri derken İsrail'i saymıyorum- Biden yönetimindedir.

Asıl suçun Biden ve yönetiminde olduğunu görmek için her şeyi açıklayan şu bilgi üzerinde düşünmemiz yeterli:

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Biden'ın başkanlığa gelmesinden bu yana İran ve ona bağlı grupların 83 kez bölgedeki ABD çıkarlarını hedef aldığını ve Washington'ın bunlara sadece dört saldırı düzenleyerek karşılık verdiğini açıkladı.

Bu bilgi tek başına ABD'nin bölgemize ve İran'a yönelik dış politikasına dair bir tasavvur ve ölçü vermeye yeter.

ABD'nin performansını ve müttefiklerin neden ünlü "Böyle dostlar varken, kimin düşmana ihtiyacı var!"ABD atasözünü tekrar etmekte haklı olduklarını açıklığa kavuşturmak için yeterlidir.
 


ABD yönetiminin bölgemizle ilgili önemli bir konuyu anlamadığı açık. O da şu ki bu coğrafyada müttefiksiz yürümek, çölde gece karanlığında yoldaşsız yürümeye benzer ve bu çöl gece tehlikeli ve kötü insanlarla doludur.

Özetle; İsrail'de yaşananlar, bölgenin sorunlarının önemli parçası olan bir ülkedeki aşırılık yanlılarının ittifakının ürünüdür. Ancak bizi endişelendiren, bunun uzun zamandır olayları yanlış okumasıyla (özellikle de İran ve yandaşları) bilinen bölgemize yansımalarıdır.

Tüm bu zorluklara ek olarak, ABD çılgın başkanlık seçimi ruh haline girmeye yaklaşıyor ve ünlü The West Wing dizisinde denildiği gibi;

Seçim zamanında herkes aptaldır.


Bu dönemde başkanın topal bir ördeğe dönüşmesinden bahsetmiyoruz bile.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU