İsrailliler bize protestoların işe yarayabileceğini ama her şeyi çözemeyeceğini hatırlatıyor

Tarih, halk gösterileri değişimi etkileyebilse de genellikle sert bir tepkiyle karşılaştıklarını gösteriyor

Netanyahu karşıtı protestolar günlerdir devam ediyor (AP)

Bu kadar çok gösteri nasıl bu kadar az şey başarabilir?

The Atlantic'ten Moisés Naím, 2014'te bu soruyu umutsuzca sormuştu. İsrail'deki güncel gelişmeler onu şaşırtmış olabilir.

Orada Başbakan Binyamin Netanyahu'nun önerdiği yargı reformları devasa ve sonuç alıcı protestolara yol açtı. Reformlar yasama ve yürütme üzerindeki yargı denetimini kaldıracak; pek çok İsrailli bunun fiilen bir diktatörlük getireceğini söylüyor. Sokakları kapatan onbinlerce kişi Netanyahu'nun istifasını talep ediyor. Başbakan pazartesi günü nihayet yargı değişikliklerini ertelemeyi kabul etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu, yakın tarihteki ilk etkili protesto örneği değil. Porto Riko Valisi Ricardo Rossello, bir dizi yolsuzluk skandalına karşı düzenlenen kitlesel sokak gösterilerinin ardından 2019'da görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Fransa şu anda emeklilik yaşının yükseltilmesine karşı yapılan protestolar nedeniyle felç olmuş durumda. Daha da geriye gidersek, Afroamerikan Sivil Haklar Hareketi protestoları ırksal adaletsizlikleri vurgulamak için kullandı ve Jim Crow döneminde siyahların yasa önünde ayrımcılık görmesine ve haklarından mahrum bırakılmasına son veren kanunları teşvik etti.

Yine de, bu kadar bariz başarılara rağmen, birçok kişi hâlâ protestoları kötüleyip etkinliklerini sorguluyor. ABD'de halk genel olarak kitlesel gösterilere şüpheyle yaklaşıyor. 2020'de polis şiddetine karşı düzenlenen George Floyd protestolarından bu yana Cumhuriyetçiler, araç sürücülerinin yasal sonuçlar olmaksızın protestocuları ezmelerine izin veren yasaların geçmesi için baskı uyguluyor. Barack Obama gibi Demokrat politikacılarsa protestolara çok daha olumlu yaklaşsa da, gösterilerin halkı bir şekilde demokrasiden uzaklaştıracağından endişe edercesine, aynı zamanda protestocuların oy kullanmaları gerektiği uyarısını sık sık yapıyorlar.

Protestonun uzun vadede faydasız görünmesinin bir nedeni de o anda çok güçlü ve dönüştürücü görünebilme potansiyelidir. Büyük çaplı protestolar statükoda devasa bir kırılmadır ve o zaman her şey mümkün görünür. İsrail'de ordunun yedek kuvvetleri, yargı reformlarının hayata geçirilmesi halinde hizmet vermeyi reddedeceklerini söylüyor. Bu eşi görülmemiş bir şey. Pazar günü de Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail'in güvenliğine ilişkin endişelerini dile getirdi ve reformların ertelenmesini tavsiye etti. Netanyahu onu kovarak krizi tırmandırdı. Sağlık, ulaşım, bankacılık ve diğer alanlarda 700 bin çalışanı olan en büyük sendika greve gitti. İsrail'in New York Başkonsolosu istifa etti.

Protestolar orduyu, elit diplomatları ve sendikaları birleştirdi. Bu müthiş bir koalisyon. Yine de günün sonunda, şu ana kadar sadece reform paketini geciktirmeyi başardılar. Netanyahu hâlâ iktidarda. İsrail'in Filistinlilere yönelik süregelen kötü muamelesi gerçek anlamda sorgulanmadı bile. Protestolar devleti temelinden sarstı. Ancak yerleşik güç yapıları, tanımı gereği yerleşik ve güçlüdür. Onları sınırlı tavizlere bile mecbur bırakmak zordur. Bu tavizler önemlidir ve kutlanmalıdır. Ancak aynı zamanda bir hayal kırıklığı gibi de hissedilebilirler.

Bu dinamiği ABD'deki protestolarda da görebilirsiniz. 2020'deki en az yarım milyon kişinin sokaklarda olduğu ırkçılık karşıtı George Floyd protestoları, ABD tarihindeki en büyük gösteriler olabilir. Bu protestolar önemli tavizler verdirdi. Minneapolis ve Boston gibi şehirler polis teşkilatlarının bütçelerinden milyonlar keserek bu parayı ruh sağlığı hizmetlerine, barınmaya ve halk sağlığına aktardılar, bu fon aktarımı protestoların temel taleplerinden biriydi.

Bununla birlikte, kararlı ve sert bir karşı tepki de ortaya çıktı. Cumhuriyetçiler ve New York Belediye Başkanı Eric Adams gibi muhafazakar Demokratlar, daha fazla polisin suçu azalttığına dair çok az kanıt olmasına rağmen, daha fazla polise fon sağlanmasını savunmak için suçun arttığına dair endişe verici ve yanıltıcı haberleri yaydı. Halihazırda Atlanta, kamu arazisi üzerine 90 milyon dolarlık bir polis eğitim merkezi inşa etme planını hayata geçirmeye çalışıyor. "Polis Şehri" olarak adlandırılan bu merkez, polisin eğitime, sağlığa, barınmaya ya da ötekileştirilmiş topluluklara yatırıma gidebilecek kaynakları nasıl hızla tükettiğinin acı bir sembolü haline geldi. Gösteriler yoğun bir şekilde devam ediyor ve polis, Manuel Esteban Paez Terán adlı bir protestocuyu öldürdü bile. Ayrıca çok sayıda kişiyi şüpheli şekilde gözaltına aldılar.

Polisin ve iktidardakilerin protestoculara şiddetle karşılık vermesi, yetkililerin protestonun değişime neden olabileceğini bildiklerinin ve bundan korktuklarının bir göstergesidir. Yine de aynı zamanda, bu geri püskürtme genellikle etkilidir. Protestoculara sendikalar, siyasetçiler, diplomatlar ve daha geniş bir halk kitlesinin dayanışması eşlik ettiğinde, bazen muhalefetin üstesinden gelebilir ve statükoya söz dinletebilirler. Ancak bazen bunu yapamazlar.

Protesto bir taktiktir, sihirli bir değnek ya da bir çözüm değildir. Bu yönüyle tıpkı mahkemeler, medya yoluyla ikna, karşılıklı yardımlaşma ve hatta oy vermek gibidir. 2016'da ülkedeki çoğu kişinin faşizme karşı oy kullandığını ama faşistin yine de seçildiğini hatırlıyor musunuz? İlerici değişimi sağlamanın tek ve kesin bir yolu yoktur, çünkü kısmen ilerici değişimin karşısına dizilmiş çok sayıda güç vardır. İsrail'deki mevcut protestolar bize neyin mümkün olduğunu ve aynı zamanda, mümkün olana doğru atılan her adımın çok büyük bir çaba ve başaramayabileceğinizi bilseniz dahi mücadele etme isteği gerektirdiğini hatırlatıyor.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU