14 Mayıs Pazar günü gerçekleştirilecek cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerine sayılı günler kaldı.
İttifakların adayları netleşti. Hangi partinin kimi destekleyeceği berraklaştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) öncülük ettiği Emek ve Özgürlük İttifakı'nın tavrı en çok merak edilen konuların başında yer alıyordu.
HDP, cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmama kararı aldığını ancak kime destek verileceğini kamuoyuna duyurmadı.
Ancak HDP'nin Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına baştan beri sıcak baktığı ve ona destek amacıyla aday çıkarmadığı biliniyor.
Kürt sorununa vurgu olumlu karşılandı
Kılıçdaroğlu'nun HDP'yi ziyaretinde Kürt sorununun çözümü için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni (TBMM) işaret etmesi Kürtlerin tarafından olumlu bulundu.
HDP ve HÜDAPAR'ın dışında Kürtler tarafından kurulan birçok siyasi parti var.
Bunların bir kısmı HDP ile birlikte hareket ediyor. Yani HDP'nin destek verdiği adaylara bu partiler de oy verebiliyor.
Peki HDP dışındaki diğer Kürt partileri ne düşünüyor? Cumhurbaşkanlığı seçiminde kime destek verecekler?
Kılıçdaroğlu, Kürtler tarafından kurulan diğer partileri de ziyaret edecek mi?
Genel başkanlar konuya ilişkin Independent Türkçe'ye konuştu.
"Siyasetimizin temeli Kürtlerin talepleri ve evrensel değerler"
Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, Kürtlerin acil talepleri ve evrensel demokratik değerlerin seçim siyasetlerinin temelini oluşturacağını söyledi.
PAK olarak seçime dair tutumu belirlemek için tüm üyelerin görüşlerini almak amacıyla parti içi eğilim yoklaması yapıldığını kaydeden Özçelik, "Süreç devam ediyor. En geç nisan ayının ilk haftasında seçime dair tutumumuzu kamuoyuyla paylaşacağımızı düşünüyorum" dedi.
"Kürtçe ana dilde eğitimi taahhüt eden adayları değerlendireceğiz"
Şu ana kadar cumhurbaşkanı adayları arasında kimsenin kendileriyle diyaloğa geçmediğini aktaran Özçelik, "PAK olarak gerek parlamento seçimlerinde gerekse de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kürt milletinin varlığı, Kürtçe ana dille eğitim hakkı, Kürdistan ismi üzerindeki yasakların kaldırılması, düşünce, ifade, inanç ve örgütlenme özgürlüğü, evrensel demokrasi, eşitlik, adalet değerlerini savunan ve bunları anayasal güvencelere kavuşturacağını taahhüt eden cumhurbaşkanı adayı, parti ve ittifaklarla işbirliği ya da desteği kendi içimizde değerlendiriyoruz" diye konuştu.
"Bütün krizler Kürt meselesi kaynaklıdır"
Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Bayram Bozyel de konuya ilişkin politikalarının 2 ay önce kamuoyuna açıkladıklarını söyledi.
Türkiye'de şu an son derece anti demokratik, Kürt karşıtlığını esas alan ve demokratik kazanımları yok eden bir yönetim olduğuna değinen Bozyel, "Ülke bütün alanlarda 4-5 yıl geriye gitti. Bugün yaşanan krizde esasen bu siyasetin sonucudur. Yaşanan ekonomik, siyasi, idari ve diplomatik kriz ki bu çok yönlü ve derin bir krizdir. Bunun nedeni de Kürt meselesidir" ifadelerini kullandı.
Ülkedeki mevcut yönetimle Türkiye'nin ilerlemesinin mümkün görünmediğine dikkati çeken Bozyel, "İktidar limitini tüketti, enerjisini savaşa, çatışmalara harcadı. Hatta depremde yaşanan yıkımın feci sonuçları da bu izlenen Kürt karşıtı siyasetten ayrı düşünülemez. Çünkü iktidar enerjisini, onarma, barışa ve ekonomik refaha harcayacağına çatışma ve gerilim politikasına yönelttiği için bunca felaket ve ölümler yaşandı" yorumunu yaptı.
"Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi ülkeye rahat bir nefes aldırabilir"
İktidarın gitmesinin Türkiye'nin hayrına olacağına değinen Bozyel, "Demokrasiden, ülkenin normalleşmesinden ve değişimden yanayız. Bu yöndeki çabaları destekliyoruz" şeklinde konuştu.
"Durduğumuz yer ve politikamız belli ama oyumuzun rengini açık bir şekilde kime vereceğimizi açıklamış değiliz" diyen Bozyel, "Fakat, Kılıçdaroğlu'nun Kürt meselesini çözeceği inancında değiliz. Millet İttifakı'nın Kürt meselesine ilişkin derli toplu bir politikası yok ama en azından bu iktidarın gitmesi ve Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi ülkeye rahat bir nefes aldırabilir" değerlendirmesinde bulundu.
"İttihat ve Terakki ile Osmanlıcılar arasındaki iktidar savaşıdır"
Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Düzgün Kaplan da şu ana kadar herhangi bir cumhurbaşkanı adayından görüşme talebi gelmediği bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda görüşlerinin net olduğunu ve daha önce de buna ilişkin açıklamalarda bulunduğunu dile getiren Kaplan, "Bu yüzyıllık bir iktidar savaşıdır. Devletin geleneğinde özellikle İttihat ve Terakki ile Osmanlıcılar arasında bir iktidar savaşıdır. Yüzyıldır bunu bütün seçimlerde gördük" yorumunda bulundu.
Hem iktidar hem de muhalefetin ülkenin temel sorunlarına çözüm arayacağına iktidara odaklandıklarını söyleyen Kaplan, "Geçmiş dönemde de benzer durumlar yaşandı. Yok Demirel gitsin, Ecevit gitsin, Özal gitsin de kim gelirse gelsin. Bugün de aynı şey devam ediyor. Onlarda bunun bilincindeki Kürtler kime destek verirse iktidar olacak" şeklinde konuştu.
"İki tarafa da destek olmuyoruz"
Yüzyıllık iktidar savaşında kimseden yana taraf olmayacaklarını ve Kürtlere özgün bir siyaseti oluşturmanın gerekli olduğunu belirten Kaplan, "Kürtlerin haklarını savunan ve ülke sorunlarını demokratik çözümünden yana olan bir siyaset lazım ama biz iki tarafa da destek olmuyoruz" dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:
Kürtlerin anadilde eğitim, kendilerini idare etmesi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi konulardan çok uzak bir iktidar hedeflemişler. Cumhur İttifakı Kürt sorununu çözmedi. Olumlu adımlar attı biz de destekledik ama mevcut cumhurbaşkanı da geçmiş iktidarlar gibi ‘Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır' söylemine sarıldı. Diğer yandan muhalefet umut olması gerekirken iktidardan daha beter. Sayın Kılıçdaroğlu iktidar olduğunda ‘andımız'ı geri getireceğini söylüyor."
© The Independentturkish