72 saat…
Bir İskandinav ülkesinin 10 yıllık siyasi gündemini dolduracak bir kriz.
Önce Cumhurbaşkanı adayı konusunda "ortak bir anlayış"…
Daha sonra acil toplanan Genel İdare Kurulları ve Akşener'in sert açıklamaları…
Kılıçdaroğlu yerine, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'a, cumhurbaşkanlığı yolunda "ateşten gömleği giyme" çağrısı..
Hemen her saat başı farklı farklı politikacılardan açıklamalar ve bu açıklamaları dinledikçe, bir saat "İYİ Parti masadan kalktı" diyorsa, diğer bir saat "Henüz hiçbir şey bitmedi, belki uzlaşacaklarmış" yorumları yapan vatandaş.
"Akşener masaya oturursa sürpriz olur" beklentisi varken asıl sürprizin belediye başkanlarından gelmesi.
90+1'de sahaya giren yeni oyuncu: Cumhurbaşkanı yardımcılığı…
"Bitti bitmedi" derken mahallenin sakin bakkalına bile tırnak yedirten, ödev yetiştirmesi gereken öğrencinin boynunda "Twitter fıtığı" bırakan bu süreç 6 Mart akşamı 21:00 sıralarında nihayete erdi.
Ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı, Millet İttifakı'nın 14 Mayıs'ta gerçekleşmesi planlanan seçimlerde cumhurbaşkanı adayı.
"Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz"
Saadet Partisi Genel Merkezi'nin önünü, basın mensupları için ayrılmış alanlar dahil sabah saatlerinden itibaren dolduran, ülkücüsünden solcusuna binlerce insan için coşkunun tavan yaptığı anlardı Kılıçdaroğlu isminin açıklanması.
Yunus Emre'nin "Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz" sözüyle başladı konuşmasına CHP lideri; Gün boyu "Birleşe birleşe kazanacağız" tezahüratları atan kalabalığa cevaben.
Parlamenter sisteme geçildiğinde cumhurbaşkanının partisi ile ilişiği kesilecek, yeni genel başkan kim olacak?
Masadaki diğer beş liderin cumhurbaşkanı yardımcısı olacağını duyurdu çıktığı kürsüden.
İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları'nın isminin geçmemesi ilk seferde şaşırtsa da daha sonra yayınlanan ve altı parti liderinin imzası bulunan 12 maddelik metinde şu ifadeler yer aldı:
İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları, Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanacaklardır.
Bu maddenin hemen üzerindeki 10'uncu ve 11'inci maddeler de hayli önemliydi.
Zira, mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecinin tamamlanmasıyla birlikte, mevcut Cumhurbaşkanının (var ise) siyasi parti üyeliğinin sona ereceği söyleniyordu.
11'inci maddede ise "Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçildikten sonra yeni bir seçime gerek olmaksızın 13.Cumhurbaşkanı ve TBMM görev süresini tamamlayacaktır" ifadeleri yer aldı.
İktidarın değişmesi durumunda Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e seçimin hemen ertesi günü geçilmeyecek. İki yıl da sürebilir bu süreç, iki dönem de…
Bu süre boyunca Kemal Kılıçdaroğlu, tıpkı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti Genel Başkanlığına devam etmesi gibi, CHP Genel Başkanlığı görevini de yürütecek.
Peki gün olup devran dönerse, partisinden istifa etmesi gerekirse, o zaman CHP'nin başına kim geçecek?
Bu soruyu sosyal medyada kim sorsa aldığı yanıt genelde Özgür Özel.
Bu nedenle bu soruyu muhatabına yönelttik.
CHP Grup Başkanvekili'nin bu soruya yanıtı kısa ve netti: Cumhuriyet Halk Partisi gibi partilerde bunu en demokratik yollardan yapılacak seçimler belirler. Ama daha o günlere çok var.
"Bu krizi 'niye yaşadık' demek yerine 'iyi ki böyle aştık' demeli"
72 saatlik kriz çözüldükten sonra sosyal medyada dolaşan bir soru daha vardı: Peki biz bunları neden yaşadık?
Independent Türkçe'ye bununla ilgili de bir açıklama yapan Özgür Özel'e göre bazı süreçler, önceden öngörülemeyecek şekilde yaşanabilir; Zira siyasette her zaman kriz var ve krizi yaşamak kadar aşmak da önemli.
"Bugün krizin aşıldığı noktada hem muhalif seçmendeki yüksek motivasyon hem de tüm Türkiye'nin gösterdiği ilgiye bakılınca, bu krizin iyi yönetildiği ve krizden güçlenerek çıkıldığı anlaşılıyor" dedi Özel ve ekledi: O açıdan bunu "niye yaşadık" yerine "iyi ki böyle aştık" demek lazım.
"Belediye başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olması CHP'nin B planıydı"
3 Mart'ta yaptığı bir paylaşımda "Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Hep birlikte başaracağız. Hep birlikte kazanacağız" ifadelerini kullanan CHP Grup Başkanvekili, ayrıca "Belediye başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olması" senaryosunun CHP'nin B planı olduğunu açıkladı.
"Cumhuriyet Halk Partisi, bütün süreçlerinde risk analizlerinden sonra B planlarını hazırlar" diyen Özel, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Çok önceden, "Bir tıkanma olduğunda bu nasıl aşılabilir?" diye düşünmüştük.
Zaten bunu normal kampanya içinde de uygun bir zamanda dahil edebilmeyi de planlamıştık.
Toplumda oluşan moral bozukluğu ve motivasyon kaybına karşı üç grup başkanvekili ve iki genel başkan yardımcısıyla, sayın genel başkanımızın denetimi ve yönetiminde bunun çalışmalarını sürdürdük.
Ve sonuçta hem Ankara ve İstanbul'un belediye başkanları hem de diğer siyasi partiler olumlu karşıladı.
Bu yöntemle masaya dönebilecekleri anlaşılınca, krizden geriye dönüş imkanını, İYİ Parti'nin de masaya dönmesi imkanını verdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"72 saat boyunca hiç kimse konuşmadı"
Özgür Özel'in açıklamalarına göre 72 saatlik kriz boyunca CHP'de ciddi bir "iletişim talimatı" verilmiş.
"‘Bu konuda, bu krizde CHP kimseyi kırmayacak ve hiçbir şey konuşmayacak' dendi. Bunun hiç istisnası olmadı" diyen Özel, kriz yönetimi sırasında milletvekilleriyle, parti meclis üyeleriyle, tüm yöneticilerle, il, ilçe örgütleriyle, gençlik ve kadın kollarıyla sıfır iletişim talimatının verildiğini söyledi.
"72 saatlik kriz boyunca hiç kimse konuşmadı" diyen CHP Manisa Milletvekili, "Yapılan bütün eleştirilere karşı sabırla yaklaşıldı. Haksızlığa uğranıldı ama susuldu. Ve bu sayede krizin aşılması sağlandı" açıklamasını yaptı.
© The Independentturkish
