İsmail Abdalla, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'de oturduğu binaya saat 4.17'de "kıyamet gününün" gelip herkesi şiddetle uyandırdığını söyledi.
Suriyeli ilk yardım görevlisi, bir aylık bebeğini kucağına almış. Kurtulmak için sadece saniyeleri varken, uyudukları yatağın üzerine çatının bir kısmı çöktüğünde saklanmak için atlamış.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yan komşusu o kadar şanslı değilmiş. Komşu apartman bloğu çökmüş ve zaten birçok cephe hattından kaçmış olan, ülke içinde yerinden edilmiş bir ailenin 15 üyesi ölmüş. Abdalla'nın oturduğu yerin etrafında, muhaliflerin elindeki bölgede 10 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş nedeniyle harap olmuş binalar birer birer yıkılmış.
Halk arasında Beyaz Miğferler olarak bilinen Suriye Sivil Savunma örgütünde gönüllü olarak çalışan 36 yaşındaki üç çocuk babası, "Sanki biri bütün apartmanları sallıyordu, kıyamet günü gibiydi. Çatı dalgalanıyordu, saniyeler süren bir dehşet vardı" diyor. Abdalla artık yaralıları ve ölüleri enkazdan çıkarmak için çalışıyor.
Tüm fertleri enkaz altında kalan aileler var, şimdiye kadar insanları kurtarmaya çalıştık. Ancak durum Beyaz Miğferler'i aşıyor. Tüm sivil toplum örgütlerini aşıyor. Bunun üstesinden gelmek için devlet düzeyinde bir müdahale gerekiyor.
Tümü yok olan köylerden, şehir bölgelerinden bahsediyorum.
Türkiye ve Suriye'nin kuzeybatısını vuran 7.8 büyüklüğündeki depremin ardından en az 3 bin 500'ü Türkiye'den olmak üzere 5 binden fazla kişi hayatını kaybetti ve binlerce kişi yaralandı. Acı bir kış sabahının dondurucu karanlığında meydana gelen deprem Kıbrıs ve Lübnan'da da hissedildi.
Muhaliflerin kontrolündeki kuzeybatı bölgesindeki kurtarma görevlilerinin ve Şam yönetiminin verdiği rakamlara göre, 11 yılı aşkın süredir devam eden çatışmalar nedeniyle zaten harap olmuş olan Suriye'de 1600'den fazla kişi hayatını kaybetti.
Abdalla, ekiplerinin sıfırın altındaki koşullarda ve karda hızla çalışarak hayatta kalanları bulmaya çalıştığını söyledi.
Beyaz Miğferler'in The Independent'la paylaştığı videolarda, kafa lambası takmış gönüllüler, testerelerle parçaladıkları devasa beton yığınlarının içine gömülmüş sivillere ulaşmaya çalışıyor.
Abdalla, "Muazzam miktarda yardıma ihtiyacımız var çünkü bu felaketle tek başımıza başa çıkamayız" diye sesi titreyerek devam etti.
Burada yaşayan insanların çoğu savaş nedeniyle birçok kez yerlerinden edildi. Buradaki tıbbi bakım sektörü kırılgan, zayıf ve yaşadığımız her pandemi ve savaş nedeniyle tükenmiş durumda.
Gidecek hiçbir yer yok.
Depremin merkez üssüne yakın olan, Türkiye'nin güneyindeki Gaziantep'te yaşayanlar da yataklarından fırladıklarını, kar ve dondurucu yağmurda binaların çöktüğünü anlattı.
Suriye Amerikan Tıp Derneği'nin (Sams) Ortadoğu Bölge Direktörü Mazen Kewara, şehirde oturduğu binanın kısmen hasar görmesinin ardından sığındığı arabasından The Independent'a konuştu.
Kewara, Sams'in Suriye'nin kuzeyindeki hastanelerinin hepsinin dolup taştığını söyledi. Kuzey Suriye'yle Türkiye arasındaki Bab el-Hava sınır kapısında bulunan ana tesisleri, kapasitelerini aştıkları için hastaları geri çevirmeye başlamış.
The Independent'a çaresizlik içinde "Tüm acil servis odaları dolu, hastaları koridorlarda tedavi ediyoruz ve bu koridorlar da tüm hastanelerimizde dolu" dedi.
Tesislerimizden 4'ü hasar gördü ve tahliye edildi.
İdlib'de destek verdikleri ve hasar gören doğum hastanesinde hamile bir kadının depremde öldüğünü ancak sağlık ekiplerinin doğmamış bebeği kurtarmayı başardığını söyledi.
Küvözlerdeki yeni doğmuş bebekleri başka bir hastaneye tahliye etmek zorunda kaldık. Bu durumla başa çıkmaya çalışıyoruz.
Bu kadar devasa bir alanda bu düzeyde bir yıkımı daha önce hiç yaşamamıştık.
Kewara, özellikle Kuzey Suriye'nin acilen tıbbi malzemeye ihtiyaç duyduğunu, zira sağlık sektörünün depremden önce zaten çökmüş durumda olduğunu söyledi.
Nüfusun yarısı Suriye'nin savaştan harap olmuş bölgelerinden ülke içinde yerinden edilmiş durumda ve bunların üçte biri kamplarda yaşıyor. Kış mevsimiyle birlikte zaten insani bir krizle karşı karşıyaydılar.
Kewara, "Acil sağlık müdahale ekipmanlarından barınaklara kadar her şeye ihtiyacımız var. Uluslararası toplumun mümkün olan her türlü insani desteği göndermesi gerekiyor" diye ekledi.
Türkiye'nin Adana kentinde yaşayan bir kişi evinin yakınındaki üç binanın çöktüğünü söyledi. Muhammet Fatih Yavus, kurtarma görevlileri kendisine ulaşmaya çalışırken enkaz altından sağ kurtulan bir kişinin "Artık gücüm kalmadı" diye bağırdığını duyduğunu belirtti.
Daha doğudaki Diyarbakır'da vinçler ve kurtarma ekipleri, bir zamanlar apartman olan beton katlardan oluşan bir dağın içinden sedyelerle insanları çıkardı.
Türkiye büyük fay hatlarının üzerinde yer alıyor ve sık sık depremlerle sarsılıyor.
Türkiye'nin kuzeybatısını 1999'da vuran şiddetli depremlerde yaklaşık 18 bin kişi hayatını kaybetmişti. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu, pazartesi günkü depremin büyüklüğünü 7.8 olarak ölçtü. Bunu, birkaç saat sonra gündüz vakti en az 20 artçı sarsıntı takip etti. Yetkililer, daha sonra en az 7.5 büyüklüğündeki bir başka güçlü depremin de Türkiye'nin iç kısımlarını vurduğunu söyledi.
https://www.independent.co.uk/news
Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar
© The Independent