Brexit üç yaşında ve elimizde kalan tek şey Rusya'dan daha kötü bir ekonomi

Birleşik Krallık, 2016'da AB'den ayrılma kararı nedeniyle giderek daha yoksul hale geliyor

(Reuters)

Britanya neden dünyanın en kötü performans gösteren büyük ekonomisi? Birleşik Krallık'ın (BK) dargın küreselciler, Avrupa seviciler ve Avrokratlardan (Avrupa Birliği'nde çalışanlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade -ed.n.) oluşan gizli grubun önderliğinde BK'ye karşı kurulan küresel bir komplonun kurbanı olduğu ihtimalini (Brexit yanlılarının üretken zihinlerinden asla uzak olmayan bir ihtimal) bir kenara bırakırsak, asıl cevap Brexit'tir.

Britanyalılar üç yıl önce uygulamaya konan AB'den ayrılma kararını 2016'da aldıklarından beri giderek daha yoksul hale geliyor. Tam bir doğum günü hediyesi.

Brexit işte böyle işliyor ya da daha doğrusu, işlemiyor. IMF'nin sözleriyle:

Daha yüksek faiz oranları ve vergiler, hükümet harcamalarının kısıtlanmasıyla birlikte hayat pahalılığı krizini daha da kötüleştirecek.

Hepimizin bildiği gibi, bu politikaları enflasyondaki artış nedeniyle uygulamak zorunda kaldık.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Şimdi, enflasyonun gerçekten de Ukrayna'daki savaşın enerji ve gıda maliyetleri üzerindeki etkileri ve pandeminin özellikle Çin'deki artçı etkileriyle çok ilgisi var. Ancak BK'de Brexit'in getirdiği ilave zorluklar da mevcut. Nasıl mı? Bunu arz ve talep açısından düşünmeniz gerek, ki tüm fiyatlar sonuçta bu şekilde belirleniyor.

Ukrayna ihraç edemediği için tahıl kıtlığı varsa ve insanlar ekmek yapmak için hâlâ tahıla ihtiyaç duyuyorsa, o zaman fiyat fırlama eğilimindedir (şu anda olduğu gibi). Aynı prensip Britanya ekonomisindeki tüm mal ve hizmetler için de geçerli. AB'den gelen işçilerin dolaşım özgürlüğünün kaybı (Brexit'in temel cazibelerinden biri) nedeniyle normalde olabileceğimiz yere kıyasla büyük bir işgücü açığımız var. Kişilerin daha erken emekli olmasının yanı sıra uzun Kovid de bir faktör; ve yurtdışından gelen göç, Brexit'in işgücü üzerindeki etkisini kısmen dengelese de etki hâlâ belirgin ve konaklama, sağlık ve tarım gibi sektörlere ağır darbe vurdu.

Dolayısıyla ücretler çok hızlı artıyor ve daha yüksek ücretler daha yüksek işgücü maliyetleri anlamına geliyor, bu da daha yüksek fiyatlar demek. Bu döngüyü kırmak çok önemli fakat BK'deki döngü çok daha zararlı çünkü AB'den gelen hazır bir işçi kaynağını kaybettik.

Bir de yatırım kaybı var. Brexit'in zarar verici etkileri genellikle görünmezdir, örneğin inşa edilmeyen yeni devasa fabrikalar ve depolar. Yatırımcılar paralarını Britanya'ya yatırmak istemiyor çünkü bugünlerde Britanya için beklentiler daha kötü (tek pazarın dışında ve enflasyonla boğuşuyor), bu yüzden başka yerlere yatırım yapıyorlar. Bu kişisel bir şey değil.

2016 referandumundan sonra, belirsizlikler nedeniyle yatırımlar durdu ve hâlâ toparlanamadı. Daha az yatırım daha az yeni ekipman, yeni yazılım ve teknolojilerle daha az yeni çalışma uygulamasının gelmesi, dolayısıyla daha az yenilik ve daha düşük verimlilik demek. Verimlilik, nihayetinde ücretlerin itici gücüdür. 1970'lerde öğrendiğimiz gibi, kendimize ürettiğimizden daha fazlasını ödeyemeyiz ve işgücünü daha üretken hale getirmek için bu yatırıma ve yeniliğe ihtiyacınız var. Bunu yapamamak, geride kalmak anlamına gelir ki 1970'lerde yaşanan da buydu ve şimdi tekrar oluyor.

Bu yavaş ve sinsi bir süreçtir. Pazarlara kolay erişiminizi kaybetmişseniz ve ücret maliyetleri çok yüksekse ne kadar girişimci olduğunuzun bir önemi yoktur. Parlak ticari başarı hikayeleri yine olacak, sadece daha az sayıda göreceğiz. Ekonomideki fiyatları ve maliyetleri kontrol altına almamız gerekiyor ve (yeni işçi akını ve devasa yatırımlar aniden gerçekleşmezse) ekonomiyi sert bir şekilde sıkıştırıp harcama gücünü ortadan kaldırmaktan başka seçeneğimiz yok. Talep seviyelerini daha düşük bir arz seviyesine göre ayarlamanın ve maddi isteklerimizi bunları kazanma becerimizle eşleştirmenin yolu budur. Bu zaman alır ve acı vericidir.

Şu anda yaşadığımız şey Brexit uyum sürecidir. Eğer bir halk daha da yoksullaşacaksa, o zaman bu ayarlamayı kimin üstleneceği konusunda büyük sorular ortaya çıkar. Genellikle en çok pazarlık gücüne sahip olan işçiler en iyisini yapar, en az pazarlık gücüne sahip olanlarsa zorlanır. Aslında daha küçük bir pasta (ya da isterseniz Brexit çuvalındaki fareler) için kapışıyoruz.

Tüm grevlere rağmen, özel sektöre kıyasla kazançları enflasyonun daha da gerisinde kalan kamu sektörü çalışanları en büyük darbeyi alıyor. Yaklaşan durgunlukta işten çıkarılacak olanlar en ağır cezayı çekecek. Endüstriyel huzursuzluktaki fırlayış sadece bir belirti ve daha küçük bir ekonomiyle yaşamanın acısını dağıtmanın kaba bir yolu.

Siyasi güçleri nedeniyle Britanya'nın emeklileri nispeten iyi durumda fakat bu uyum sürecinin tamamı doğal olarak epey keyfi (adaletsiz demeye gerek yok). Dolayısıyla eğer hastaysanız büyük bir kayıp yaşıyorsunuz, çünkü Britanya ulusu gerçek anlamda sağlık harcamalarını korumak ve hemşirelere işgücü eksikliğini gidermek için gereken ücretleri ödemek yerine vergi artışlarını düşük tutmayı tercih ediyor. Eğer yaşlıysanız ve yurtdışından gelen yatırım gelirlerine güveniyorsanız, zayıf sterlinden kâr edebilirsiniz.

Brexit'in işe yaramasını sağlamanın tek gerçek yolu, işletme maliyetlerini ihracatın karşılık vermeye ve ekonominin yeniden büyümeye başlamasını sağlayacak kadar düşürmek ve böylece yatırım ve daha yüksek üretkenlik için gereken kârı elde etmektir. İşverenlerin de hayatta kalabilmek için yapabildikleri yerlerde pahalı işçileri daha ucuz makinelerle değiştirmeye ihtiyaç duyacak.

Tersine, Britanya'da boş pozisyonları dolduracak çok sayıda genç insan olmadığı için, BK muhtemelen çok daha fazla yüksek teknolojili otomasyon ve yapay zeka görecek (göç fobisi olan ancak yavaş büyüyen Japonya'ya benzer şekilde). Üzerine inşa edilebilecek karşılaştırmalı bir üstünlüğün korunduğu şehir gibi bölgeler bu eğilimden kârlı çıkabilir.

Fakat ekonominin genel olarak bunalımda ve durgun olması, nispeten az sayıda sektörün bunu başarabileceği anlamına geliyor. Çünkü kâr ve yatırıma ihtiyaç var ve etrafta bunlardan pek yok. Aksi takdirde diğer sektörlerde BK, Brexit'in getirdiği ek maliyetleri ve ticaret engellerini telafi etmek için daha düşük reel ücretlerle rekabet etmeye çalışmak zorunda kalacak. Dolayısıyla Britanyalılar daha çok Çinliler, Koreliler ya da Vietnamlılar gibi olmak, değer odaklı mal ve hizmet ihracatıyla yeni pazarlar yaratmak zorunda kalacak. 2016'da oy verdiğimiz şey bu değildi.

Ama bunun yerine neden faiz oranlarını ve vergileri düşürüp kamu harcamalarını arttırmıyoruz? Bunun cevabı iki taraflı: Liz Truss ve Kwasi Kwarteng. Geçen yıl yaptıkları kısa ekonomik deneyle böyle bir hamlenin ne kadar tehlikeli olacağını kanıtladılar. Bu durum işleri daha da kötüleştirecektir çünkü karşılanmayan vergi kesintileri enflasyonu daha da kötüleştirir; nitekim uzun sürmese de sterlini hızla düşürüp Birleşik Krallık'ın büyüyen ikiz açıklarını (devlet borçlanması ve ticaret açığı) kapatmak için borçlanmasını zorlaştırarak bunu yaptı.

Durgunluktan çıkış yolumuzu vergiyle bulamayacağımızı söylüyorlar fakat gerçek şu ki durgunluktan çıkış yolumuzu enflasyonla da bulamayız. Truss'ın planının işe yaramasının tek yolu, yatırım ve büyümeyi teşvik etmek için işletmelere yönelik büyük vergi indirimleri. Fakat bunun başarılı olması için (ki bu başlı başına bir kumar olurdu) Britanya devletinin kamu harcamalarını büyük oranda kısması ve Ulusal Sağlık Servisi, emekli maaşları dahil sosyal güvenlik, konut ve eğitim gibi en büyük kamu hizmeti alanlarından çıkması gerekirdi.

Genel olarak aynı zamanda çevre standartlarını, iklim hedeflerini ve hayvan refahı yasalarını gevşetmeniz, işçi haklarını un ufak etmeniz, maliyetleri düşürmek için sağlık ve güvenlik kurallarının büyük kısmını bir kenara atmanız gerekir, tıpkı sağın talep ettiği gibi. Ancak Britanyalılar buna hazır değil; başarılı bir Brexit'in gerekli sonucu bu. En iyi ihtimalle Brexit, BK'nin yeni durumuna uzun ve sancılı bir şekilde alışması gerektiği anlamına geliyor. Nihayetinde ekonomi yeniden yapılanacak ve işler istikrara kavuşacak fakat Avrupalı komşularımızla kıyaslandığında alıştığımızdan daha düşük bir gelir ve kamu hizmeti seviyesinde.

Yaklaşık 10 yıl içinde Polonyalılar ve Slovenyalılar ortalama olarak daha zengin olacak. Daha az sayıda AB göçmeni ve perişan durumda daha fazla insanımız olacak fakat ulusal yaşamın birçok alanında nominal kontrolü yeniden kazanmış olacağız. Bugünkünden bile çok daha az eşit bir toplum olacağız. Yani Britanyalılar daha yoksul ama bazı açılardan daha mutlu olacaklar. Brexit'in doğum günü kutlu olsun.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU