İran, rejime bağlı yeni sınıf mı oluşturmak istiyor?

Beyin göçünün sonuçlarıyla başa çıkmak için İslam Cumhuriyeti, 'dünyanın her yerinden' yüksek eğitimli ve vasıflı insanları çekmek için bir yıllık sözleşmeler, iyi maaşlar ve 'oy verme dışındaki tüm haklar' vaadiyle bir program açıkladı

Fotoğraf: AA

Mollaların iktidarı ele geçirdiği 1979'dan bu yana İran, 'beyin göçünden' etkilenen ülkeler listesinin başında yer alıyor. Bununla birlikte, bölgesel bir kanama olan şey, şimdi nüfusun diğer bölgelerini etkileyen genel bir kanamaya dönüşebilir.

Resmi haber ajansı IRNA'da yer alan haberlerden birinin manşetinde şu ifadelere yer verildi:

Göç edenler sadece seçkinler değil.


İran Devrim Muhafızları'na bağlı günlük Javan gazetesi de İran'ın en iyi eğitimli insanlarından bazılarını kaybettiği konusunda uyarıda bulundu.

Seçkin isimlerin 'göçünün' ulusa milyonlarca dolara mal olduğu belirtildi. Ancak göç artık az vasıflı veya vasıfsız İranlıları da cezbediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

En iyi yarı resmi tahminlere göre, 1979'dan bu yana yaklaşık sekiz milyon kişi, yani nüfusun neredeyse yüzde 10'u İran'ı terk etti ve tahminen 4,2 milyonu yüksek eğitim ve beceri sahibiydi.

Son dört yılda, her yıl ortalama 4 bin tıp doktorunun ayrılmasıyla beyin göçü hızlandı.

IRNA'ya göre, şu anda 30 bin pratisyen hekim ve kıdemli hemşire, İran gibi sözde 'gelişmekte olan ülkelerden' gelişmiş ülkelere göç etmek için  talep ettiği 'iyi durum' sertifikalarını bekliyor.

Tahran Üniversitesi'nden Adel Abdullahi ve Maryam Rezai tarafından yapılan bir araştırma göre, göç eden İranlıların neredeyse tamamının Avrupa Birliği'ne veya İngiltere, Kanada, ABD, Yeni Zelanda ve Avustralya gibi 'Anglosfer' olarak adlandırılan ülkelere gitmeye çalıştığını gösteriyor.

Potansiyel göçmenlerin sadece yüzde 10'u İran'dan çıkmak için 'herhangi bir yere' gitmeye hazır.

Göçmenlik başvuruları, Müslüman bir ülkeye gitmek isteyen tek bir başvuru sahibini içermiyor.

Bunun tek istisnası, Tahran'daki hükümetin din kontrolünden kaçmak için Necef ve Kerbela'ya giden binlerce İranlı molla ve ilahiyat öğrencisini kendine çeken Irak'tır.

Potansiyel göçmenler de Çin, Hindistan ve Rusya'dan kaçınırken, Malezya ve Japonya, İranlıları hâlâ çeken iki Asya ülkesi olmaya devam ediyor.

Birçok potansiyel göçmen için gitmek istedikleri ilk durak Dubai, ardından İstanbul, ardından Kıbrıs ve yakın zamana kadar da (Ermenistan'ın başkenti) Erivan'dır.

Bazı göçmenler Avrupa Birliği, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nden vize almak için iki veya üç yıl beklemek zorunda kalabilir.

Kimler, neden göç ediyor?

Tahran'daki Şerif (Aryamehr) Üniversitesi tarafından yapılan üç yıllık bir çalışma bu soruların bazılarını cevaplıyor.

Buna göre, İran'ın 31 ilinde 17 bin 78 kişiyle yapılan bir anket, kamu sektöründeki üst düzey yöneticilerin ve yüksek vasıflı personelin yüzde 70'inin göç etmek istediğini gösteriyor.

Girişimciler ve iş adamlarının yüzde 66'sı göç etmeyi arzu ediyor. Bu rakam doktor, hemşire ve diğer sağlık personeli için yüzde 60'a düşüyor.

Çalışma, potansiyel göçmenlerin çoğunluğunun genç, yüksek eğitimli, kentsel alanlardan bekar insanlar olduğunu gösteriyor. Bireyin eğitimi ne kadar yüksekse, ayrılma isteği de o kadar yükseliyor.

'Mevcut durumdan memnun olmadığını' ifade edenlerin yüzde 43'ü ülkeyi terk etmek istiyor.

Bu rakam, 'büyük memnuniyet' hissedenler arasında yüzde 40'a düşüyor ki bu da ayrılma isteğinin, aynı çalışmadaki diğer rakamlar tarafından da teyit edilen, ara sıra meydana gelen sosyal ve politik kaygılardan daha derin olduğunu ortaya koyuyor.

İran'da gelecekten ümitsizliğe kapılanların yüzde 42'si ülkeyi terk etmek isterken, bu oran ülkenin geleceğinden hâlâ bir parça umut besleyenler arasında yüzde 38'e düşüyor.

Çalışma, İran'dan kaçma arzusunun işsizlik veya enflasyondan kaynaklanan ekonomik sıkıntıdan kaynaklanmadığını gösteriyor.

Kaçmak isteyenler yoksullar veya işsizler değil, iyi maaşlı işleri ve mollaların ve onların güvenlik-askeri ortaklarının yük treninde bir yeri olan ya da olabilecek olanlardır.

En fazla göçmen, kişi başına düşen gelirin ülkedeki ortalama gelirden yüzde 30 daha yüksek olduğu Tahran, İsfahan ve Kum illerinden çıkıyor.

Sistan Belucistan, Kohgiluye ve Buyer Ahmed ve Güney Horasan gibi daha fakir vilayetler, göçmen sayısı bakımından listenin son sıralarında yer alıyor.
 


Çalışma rakamlardan bahsetmiyor, ancak özellikle Kanada ve ABD'ye giden on binlerce göçmenin yönetici İslami ailelerin soyundan geldiğine dair anekdot niteliğinde kanıtlar var.

İncelediğimiz araştırmaların hiçbiri, dünyanın dört bir yanındaki İranlı göçmenlerin büyük başarı öyküleri gibi, göçmenler için potansiyel cazibe merkezleri olarak başka nedenler sunmadı.

Nushin Karami tarafından yürütülen bir araştırma, İran kökenli 200'den fazla siyasetçinin şu anda Avrupa Birliği ve Anglosfer ülkeleri de dahil olmak üzere 30 ülkenin siyasi yapılarında üst düzey görevlerde bulunduğunu ortaya koydu.

Bin İranlı uluslararası şirketlerde üst düzey pozisyonlara sahipken, binlercesi de önde gelen sanayileşmiş ülkelerde medya, bilimsel araştırma ve akademik çevrelerde aktif.

Çok sayıda İranlı yazar, şair, oyun yazarı ve film yapımcısı, İran dışında başarılı kariyerler inşa etti.

Yelpazenin diğer ucunda İran, Yemen, Suriye, Lübnan ve Nijerya'dan binlerce ilahiyat öğrencisine ev sahipliği yaparken komşu Irak'tan, hem Kürt hem de Arap-Şii bölgelerinden, Nahçıvan yerleşim bölgesinden, Afganistan ve Pakistan'dan göçmenleri çekiyor.

Çin ayrıca yüzlerce ilahiyat öğrencisini Kum'a gönderdi. Devlet medyasına göre, birçok öğrenci eğitimlerini tamamladıktan ve İranlı kadınlarla evlendikten sonra İran'da kalıyor.

Sonuç olarak İran, Afgan, Pakistanlı ve Iraklı mülteciler de dahil olmak üzere altı milyondan fazla 'yabancı misafire' ev sahipliği yapıyor.

İlginç bir şekilde, ülkeden ayrılma arzusu 'misafirlere' de ulaşmış görünüyor. Mart 2021 ile Mart 2022 arasında yarım milyondan fazla Afgan mülteci evlerine döndü.

Beyin göçünün sonuçlarıyla başa çıkmak için İslam Cumhuriyeti, 'dünyanın her yerinden' yüksek eğitimli ve vasıflı insanları çekmek için bir yıllık sözleşmeler, iyi maaşlar ve 'oy verme dışındaki tüm haklar' vaadiyle bir program açıkladı.

Lübnan, Suriye ve Yemen'de İran komutası altında görev yapan tahmini 300 bin savaşçıya İran'da kalıcı ikamet ve yeni bir hayata başlamak için tarım arazilerine erişim sözü verildi.

Eleştirmenler, Humeyni rejiminin şehirli orta sınıf unsurlardan bu kadar çok potansiyel muhalifin İran'ı terk etmesinden memnun olduğunu iddia ediyor.

İran'ın nüfus kaybı, 'gerçekten İslami' bir rejim altında daha iyi bir yaşam standardını takdir edecek daha fakir Müslüman ülkelerden yeni gelenlerle telafi edilebilir.

Başta SSCB, Komünist Çin, Kuzey Kore, Vietnam ve Küba olmak üzere diğer despotik rejimler, potansiyel orta sınıf düşmanlarının kitlesel göçünden yararlandı ve 'büyük bir yenisiyle değiştirme' planının uygulanmasına izin verdi.

Bunun üzerine İran Devrim Muhafızları Generali Muhammed Rıza Necdi, "Bizi sevmeyenler ülkeyi terk etsin, bizi sevenlere yer açılsın" dedi.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU