Canan, İstanbul'da okul öğretmenliği yaparak onlarca yıldır gayet rahat bir yaşam sürmüş. Hatta 23 yaşındaki kızını yurtdışında okumaya göndermeyi bile başarmış. Bu yıl emekli olarak, kirasını ve geçim masraflarını fazlasıyla karşılayıp üstüne biraz biriktirebildiği, aylık yaklaşık 7 bin 600 Türk Lirası emekli maaşıyla geçinmeye başlamış.
Canan kasımda ev sahibinin aylık 2 bin lira kira verdiği dairesini boşaltmasını istemesiyle şoke olmuş. Bakırköy'deki mahallesinde başka evlere bakıyor fakat buradaki kiralar da fırlamış: Küçük evlerin kirası 5 bin 500, kendininkine benzer evlerin kirası da 11 bin 500 lira. Canan, farklı bir mahallede daha ucuz bir daireye taşınıp neredeyse tüm parasını barınmaya harcama ihtimalinden çok korkuyor.
52 yaşındaki kadın "Ne yapacağımı bilmiyorum" diyor.
Çok stresli olduğum için sağlık sorunları yaşamaya başladım. Düzenli olarak hastaneye gidiyorum. Hayatım için ciddi anlamda umutsuzum. Sinemaya veya film izlemeye gidemiyorsam, tatile çıkamıyorsam ya da dışarıda yemek yiyemiyorsam hiçbir anlamı yok.
Türkiye, hızla yükselen fiyatların sıradan insanların birikimlerini ve yaşamlarını yiyip bitirdiği bir ekonomik krizin pençesinde. Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği'nde enflasyon oranları yüzde 10 civarındayken, Türkiye'de bu oran hızla tahmini yüzde 85'e fırlamış durumda. Bağımsız analistler de bu oranın çok daha yüksek olabileceğini öne sürüyor.
Doğu Avrupa ve Ortadoğu'daki savaşlardan ve siyasi huzursuzluklardan kaçan orta sınıf ailelerin akını, kira fiyatlarının ve ev değerlerinin aniden artmasına katkıda bulunduğu konut piyasası, en ağır darbeyi alan sektör oldu.
İstatistikleri takip eden Endeksa'ya göre kiralar geçen yıldan bu yana yüzde 159 artarken, ev fiyatları neredeyse iki katına çıktı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İstanbul çevresinde de kiralar yaklaşık yüzde 150 artarken, İzmir ve Ankara'daki kiralar nispeten biraz daha fazla yükseldi. Ukrayna'daki savaştan ve Rusya'daki siyasi baskılardan kaçan pek çok kişiye ev sahipliği yapan tatil kenti Antalya'da kiralar neredeyse üç katı gördü.
Türkiye yasalarına göre, ev sahiplerinin kiraları bir önceki yıla göre sadece yüzde 25 oranında artırmasına izin veriliyor. Fakat pek çok ev sahibi yasada boşluklar buluyor veya bakım hizmetlerini kısarak daha düşük ücretlerle kalan kiracıları evden çıkmaya zorluyor ve böylece fiyatları yükseltebiliyor.
Fakat yüksek fiyatlar, kiraları enflasyon öncesi döneme göre belirlenmiş olanların çoğu zaman taşınmayı reddettiği, mevcut konut stokunu önemli ölçüde azalttığı ve fiyatları daha da artırdığı anlamına geliyor. Kira maliyetlerine rağmen, konut piyasasının alt segmentindeki boş daireler genellikle teklif yarışlarına sahne oluyor.
İstanbul'un Asya yakasındaki bir semtte kiracı olan Hanım, "Ev sahibi buraya geldi ve taşınmanız gerek diyerek burayı başkasına kiralayacağını söyledi" dedi.
Kiramızın çok ucuz olduğunu söyledi. Burayı onarmak için para harcadığımızı ve kirayı sadece yüzde 25 artırabileceğini söyledim. Çok ucuz olduğunu söyleyip durdu.
Daha sonra kirayı biraz artırma konusunda (1300 liradan 1700 liraya) anlaştılar fakat ev sahibi başka bir taktikle geldi. Daireyi oğluna ve ailesine vermesi gerektiğini iddia etti. Bu, ev sahiplerinin kiracıları tahliye etmesine izin veren kanun boşluklarından biri.
Hanım şöyle anlattı:
'Utanmalısın. Bizi korkunç bir duruma sokuyorsun' dedim.
Ev sahipleri enflasyon krizinin kendilerini de vurduğuna dikkat çekiyor. Onların da faturaları ve borçları artıyor, bu da onları fiyatları yükseltmeye zorluyor.
İstanbul'daki Cihan Emlak'tan Cemal Özcan, kendisinin de sahibi olduğu binadaki bir kiracısına evden çıkmaları için baskı yapmak zorunda kaldığını söyledi. Çünkü yeni evlenen ve makul fiyatlı bir ev bulamayan kızı ve damadı için bir daire gerekiyormuş. 7 yıllık kiracısına taşınması için 6 ay süre vermiş. Fakat kiracı hiçbir şey bulamamış ve şimdi hepsi sıkışmış durumda.
Özcan, "Duruma bir de ev sahipleri açısından bakmak gerekiyor" diyor.
Mülkü satın almak için bir ömür boyu her şeyini biriktirdi ve bundan kâr edemediğini düşünün. Ev sahipleri için maliyetler yüzde 100 artarken, kiraları yalnızca yüzde 25 artırmalarına izin veriliyor. Bu da onları açığı yeni kiracılarla gidermenin yollarını bulmaya zorluyor. Dolayısıyla kiracılarla ev sahipleri karşı karşıya geliyor.
Konut krizi Türkiye'de aylardır kamuoyunda tartışılıyor ve gelecek yıl yapılacak seçimler öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümetinin başarı şansını etkileme potansiyeli taşıyor. Pazar günü, Antalya'da insanlar artan kira bedellerini protesto etmek için sokaklara döküldü. Erdoğan'ın siyasi desteğinin önemli bir ayağı olan muhafazakar Karadeniz ili Trabzon'un sakinleri kısa bir süre önce, hızla artan inşaat maliyetleri ve hem yerli hem de yabancı alıcılardan gelen yüksek kiralık ev talebi nedeniyle kentlerindeki kira fiyatlarının Antalya'dan sonra ikinci sırada olduğunu öğrendi.
Yabancı alıcıların ülkenin büyük şehirlerine akın etmesi bu baskıyı önemli ölçüde artırdı. Özcan artık Uganda, Nijerya, İran ve başka yerlerden gelip yerel halktan daha fazla ödeyebilen müşterilerle çalıştığını söylüyor:
Türkler 500 bin Türk lirasıyla hiçbir şey satın alamazlar.
Ama 500 bin doları olan bir yabancı çok şey alabilir.
İstanbul'un Okmeydanı semtindeki ofisinde verdiği röportaj sırasında bir Türk erkeği içeri girdi ve 4 bin lira fiyat aralığında kiralık daire olup olmadığını sordu. Özcan mahcubiyetle bu fiyat aralığında, hatta uygun fiyatlı hiçbir şeyinin olmadığını söyledi.
Özcan, "Normalde ayda 4 yer kiralıyordum" diyor.
Şimdi kiralık yer verme sıklığım, daha çok iki ayda bir gibi. İnsanlara yaşayacak bir yer bulmalarında yardımcı olamadığım için utanıyorum.
Tesisatların, inşaat malzemelerinin ve emlak vergilerinin bedeli zaman içinde fırladı. Son yıllarda artan maliyetler ve belirsizlik, yeni konut yapımını yavaşlatarak baskıları artırdı. Hükümet, konut sıkıntısını hafifletmek için 250 bin yeni uygun fiyatlı konut inşa etme projesi başlattı ve 8 milyon başvuru aldı.
Yetkililer kira artışlarını engellemek için ev sahiplerini kira kontratlarını internette yayımlamaya zorlamak, böylece parası olanlarla gayri resmi nakit anlaşmalarını engellemek gibi yeni planlar geliştiriyor.
Buna ek olarak hükümet, ülke genelinde kentsel alanlardaki binden fazla mahallede daire kiralayan veya satın alan yabancı alıcıların kayıt yaptırmasını ya da resmi ikamet belgesi almasını engelledi. Çoğu Avrupa kentinin, paralarını yurtdışında kazanıp yaşadıkları yerde harcayan ve uzaktan çalışan girişimcileri cezbetmeye çalıştığı bir dönemde, Türkiye kısa süre önce ülkede danışman veya serbest çalışan olarak yaşamayı daha da zorlaştıran baskıcı çalışma kuralları getirdi.
22 Aralık Perşembe günü Türkiye, asgari ücreti gelecek yıl yüzde 55 gibi çarpıcı bir oranda artırarak 8 bin 506 Türk Lirasına çıkaracağını açıkladı. Bu adım ekonomik sıkıntının birazını hafifletebilir fakat aynı zamanda enflasyonun şiddetlenmesi riskine neden oluyor.
Çözümlerin hiçbiri etkili olmuş gibi görünmüyor. Kira ilanları, depozito veya aylık ödemeleri dolar ya da euro cinsinden talep ederek yasaları açıkça ihlal ediyor. Anekdotlar, konut fiyatlarındaki artışın Türklerin büyük şehirlerden memleketlerine bir tür toplu göç şeklinde geri dönmeye başladığını ve ülkede onlarca yıl önce başlayan kentleşme eğilimini tersine çevirdiğini gösteriyor. Ekonomistler bu göçün işgücü açığına yol açarak enflasyonu daha da kötüleştirebileceğinden endişe ediyor.
Popüler bir sosyal medya sohbet sitesinde bir kullanıcı "İstanbul zenginler için harika duruma, orta ve alt sınıflar içinse cehennem haline geldi" dedi.
Soyadının kullanılmasını istemeyen Canan'ın, taşınması yönündeki baskılar arttıkça sırtını dayayacağı çok az şeyi var. Apartman dairesinde 10 yıldan uzun süredir yaşıyor ve bu da ev sahibine çıkmasını isteme hakkı veriyor. Canan, davasında bastırmak için bir avukat tuttuğunu ve bir kiracılar derneğine katıldığını fakat tüm yasal kanalların tükendiğinden korktuğunu söylüyor. Hükümet ve ülkesi tarafından ihanete uğramış hissettiğini belirtiyor.
"Çok fazla fedakarlık yaptık ama ülkemiz işimize ya da hayatlarımıza değer vermiyor" diyor.
Sistem sizi bir hiç gibi hissettiriyor.
https://www.independent.co.uk/news
Independent Türkçe için çeviren: Deniz Sutaş
© The Independent