Taliban ve İran: Kadınlara karşı aşırılık

Kadınları eğitmek ve güçlendirmek geleceğin anahtarıdır, onları eğitimsiz bırakmak ve sınırlamak da aşırılığın anahtarıdır. Karşılaştırma, farkındalık üreten bir bilimdir

Kolaj: Independent Türkçe

Ülkeyi demir ve ateşle ve maalesef Allah ve İslam adına yöneten hareket olan Taliban Hareketinde kadınlardan nefret ediyorlar.

Bu nefret, dini aşırıcılık tarafından yönlendirilen ve ABD'nin Afganistan'dan bir buçuk yıl önce alelacele çekilmesi ve ülkenin altın bir tepside bu harekete ve radikalizmine teslim edilmesinin perçinlediği aşırılık yanlısı köktenci bir tutumu ifade ediyor.

Afganistan'da iktidardaki Taliban Hareketi kadınların eğitimini yasakladığını duyurdu ve Al-Arabiya.net'in konuyla ilgili haberinde şunlar yazıyordu:

(Taliban) Hareketi Afganistan'da bir sonraki duyuruya kadar kızların üniversite eğitimini yasakladı. Bu, kız çocuklarının ve kadınların sadece ilköğretim düzeyinde eğitim alabilecekleri anlamına gelmektedir.

 
Taliban buna bir de enstitü ve kütüphanelerden kadınları uzaklaştırma kararını ekledi. Bu, bilinçli ve kademeli bir plana göre ilerleyen kadınları yok sayma süreci.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Taliban Hareketi, öncesi ve sonrasında, doksanlardan bu yana kendisiyle tutarlıydı ve hareketin iktidarı ele geçirdiği her aşamada en önemli kararlarından biri kadınların eğitimini tamamen yasaklamak oldu.

Uluslararası baskı zamanlarında, kadınların eğitim almasını tamamen değil de 6 yıllık ilkokul döneminden sonra yasakladı. Hareketin kadınlara yönelik tavrı net; kadınlar her zaman eğitimsiz olmalılar.


Bu tavır ile benzer köktendinci tavırlar arasındaki büyük benzerlik ayrıntılarda bile gözden kaçmıyor.

Kadınlara ilişkin bu şüpheli, aşırılık yanlısı köktenci tutumun kaynağı, geleneksel fıkıh ilminde ve siyasi İslam gruplarının söylemlerinde kadınları, onların eğitimini, haklarını ve insanlıklarını reddeden uzun literatürdür.

İslam'ın kadına bakış açısı ise bunun tam tersidir; Kadınlar erkeklerin kız kardeşleridir.

Geleneksel fıkıh ilmi doğası gereği hem zayıf hem de güçlü fikirleri, hem aşırılık hem de kolaylaştırıcılığı içerirken, siyasi İslam hareketlerinin söylemi, kadınlara, haklarına ve toplumdaki rollerine her zaman şüpheyle yaklaştı.

Taliban Hareketi'nin kadınlara yönelik duruşunda ve kadın nefretinde bu söylemden yararlandığını keşfetmek için on yıllar boyunca kadınlara yönelik siyasi İslam sembollerinin yayınlanan literatürlerini, fetvalarını ve konuşmalarını okumak yeterli.

Müslüman Kardeşler ve Sururiyye sembollerinin kadınlar ve kadınların özgürlüğü hakkında yazdıkları okunduğunda, Taliban ideolojisinin bu doğal uzantısını uzun uzun açıklamaya gerek kalmaz.


Kadınların eğitimine yönelik bu tutumun birçok Arap ve Müslüman ülkesinde birçok örneği bulunuyor ve birçok Arap ülkesinin bu konuda iyi bilinen deneyimleri var.

Bu ülkelerde aydınlanma savunucuları ile aşırılığın savunucuları arasında entelektüel, edebi ve dini savaşlar yaşandı.

Örneğin Suudi Arabistan'da Taliban Hareketi'nin kadınlara üniversite eğitimini yasaklayan son pozisyonu dahil düşünce, söylem ve fetvalarına benzer pek çok detayı öğrenmek için Dr. Abdullah el-Vaşmi'nin "Kızları Eğitme Söylemi Fitnesi" kitabını okuyabilirsiniz.

Taliban Hareketi fikri ve dini yapısı gereği gelişmekten aciz. Daha bilgili ve ılımlı olanın değil, her zaman en fanatik ve radikal olanın sesinin en güçlü ve yüksek çıktığı köktendinci ve terörist hareketler için bir model.

Bu söylem daha önce Taliban Hareketine zarar vermiş, 20 yıl önce iktidarını devirmişti ve işte şimdi yine sorunlu eski uygulamalarına, zamanın ruhuna ve İslam'ın özüne aykırı aynı kısır kararları almaya geri dönüyor.


ABD'nin ani, aceleci ve pervasız geri çekilme kararı, Afganistan ve bölge için felaket oldu. Başkan Biden yönetimi, ülkeyi ve Afgan halkını Taliban Hareketi'nin yönetimine teslim ettiğini çok iyi biliyordu.

Bu tür menfur kararların kaçınılmaz olduğunu, çaresiz Afgan halkına karşı pek çok suçun işleneceğini çok iyi biliyordu.

Yine de ortalığı karıştıracak, ülkeyi aşırılık ve terör ateşine atacak şekilde bilinçli olarak geri çekilmeyi seçti.


Taliban'ın kadınların eğitimini yasaklayan son kararına yönelik uluslararası kınama açıklamaları, herhangi bir gerçek etki veya etkili siyasi baskıdan ziyade formalite icabı ve usulen yapılmış açıklamalara daha yakın.

İnsani boyuttan ve Batılı ülkelerin, özellikle ABD'nin her zaman yücelttiği, Arap ve İslam ülkeleri dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin üzerinde sallanan bir kılıca dönüştürdükleri herhangi bir fikri ilkeden yoksun bu kararda, söz konusu ülkelerin ahlaki ve tarihsel sorumluluğu inkar edilemez.

Bu bağlamda amacımız, ABD'nin feci kararını haklı çıkarmak, Afgan halkı üzerindeki etkisinin boyutu hakkında şüphe uyandırmak, Taliban'ın değişen ve gelişen bir hareket olduğunu teyit etmek için daha 1 yıl önce Arap kalemler tarafından yazılan bazı savunucu Arap yazı ve makalelerine dikkat çekmektir.

Bu makaleler, resmi netleştirmeye ve anlamaya yardımcı olan herhangi bir inceleme veya özeleştiri yapılmadan tekrarlanan ve Arap okuyucu üzerindeki etkisi yinelenen suçlardan biridir.

Bu, siyasi İslam ve köktenci gruplar ile Arap Baharı olarak bilinen hadiseye karşı benimsenen, tamamen okuyucunun hafızasının kısa süreli olmasına güvenen, bir sayfayı çevirip başka bir sayfa açma yöntemine dayanan tutuma benzemektedir.  
 


Köktendinci öncelikler tekrar sahneye geri döndü. Taliban içindeki müzakereler uluslararası haber haline geldi. Kadınların eğitiminin tamamen yasaklanması ile 6 yıllık eğitimden sonra kadınların eğitiminin yasaklanması arasındaki tartışma diğer haberler gibi ele alınan bir haber oldu.

Bu, tüm standartlara göre bir suç, aydınlanmadan ve insani kazanımlardan geri dönmedir, ama buna ve diğer birçok şeye rağmen, bazıları -kayıtsızca ve bilgisizce- "köktenciliğin" sona erdiği, Müslüman Kardeşler grubunun yok olduğu ve "Sahva (Uyanış) düşüncesinin" dünyadan silindiği konusunda ısrar ediyorlar.

Düşünceler, ne kadar derin veya yüzeysel olursa olsun, etkileri bakımından çok tehlikelidirler.

Köktenciliğin bir kararla bitebileceğini, bir yasayla ortadan kalkabileceğini söylemek, devletler ve halklar için acı ve maliyetli sonuçları olan tehlikeli ve zararlı bir düşüncedir.

Böyle bir söylemin savunucuları, bir felaket yaşandığında ve köktendinci bela yeniden ortaya çıktığında özür dilemezler, aksine bir sayfayı çevirip diğerini açmakla yetinirler.

Akıllı insan ise her zaman fikirlerini delil, kanıt, analiz ve görüşle destekleyenleri arar.


Köktendincilerin hepsi aynı, sadece Taliban içinde olanlar kadınlardan nefret etmiyorlar, aynı şekilde İran'da da kadınlardan nefret ediyorlar, ama İran halkı değil, köktendinci İran rejimi.

Afganistan ve İran'da kadınları kırbaçlıyorlar, öldürüyorlar, tüm haklarını inkar ediyorlar, onları insan saymıyorlar ve sistemli bir şekilde geleceklerini mahvediyorlar.

Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve bazı Arap ülkelerinde "kadınların güçlendirilmesi" övgüyü hak eden medeni bir modeli temsil ediyor.

Bazı Batılı ülkelerin politikalarında açılım, gelişme ve hoşgörü için çabalayanlar ile tüm bunların aksini yapanlar arasında bir fark görmedikleri, aksine, aşırılık yanlısı modeli doğrudan destekleyebildikleri, medeni modeli eleştirebildikleri ve hedef alabildikleri bir sır değil, ama bu başka bir konu.

Son olarak, kadınları eğitmek ve güçlendirmek geleceğin anahtarıdır, onları eğitimsiz bırakmak ve sınırlamak da aşırılığın anahtarıdır. Karşılaştırma, farkındalık üreten bir bilimdir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU