Özür dilemek için asla geç değildir. Ve medyada yer alan birçoğumuz, belki de çoğumuz, yanlış olduğunu düşündüğümüz ancak daha sonra doğruluğu en azından kısmen kanıtlanan Hunter Biden'ın dizüstü bilgisayarı haberini başlangıçta ele alma şeklimiz ya da almamamız nedeniyle böyle bir özür dilesek iyi olur.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Detayları hatırlıyor musunuz?
Ekim 2020'de, başkanlık seçimlerine sadece haftalar kala, Rupert Murdoch'a ait sağ eğilimli bir tabloid olan New York Post, "apaçık delil niteliğindeki bir e-postanın" ayrıntıları olduğunu iddia ettiği bir haber yayımlamıştı. E-postanın, Hunter Biden'ın Ukraynalı bir işadamını, başkan yardımcısı olarak görev yaptığı sırada babasıyla tanıştırdığını ortaya çıkardığı iddia ediliyordu. Post'un haberinde, "Joe Biden'ın 'Oğlumla yurtdışı iş anlaşmaları hakkında hiç konuşmadım' iddiasına ters düşen çarpıcı yazışmaların, bir dizüstü bilgisayardan kurtarılan devasa bir veri hazinesinde yer aldığı" belirtilmişti.
Sağ eğilimli medya Demokratların adayının, oğluna yardım etmek için eski makamını uygunsuzca kullandığının kanıtı olarak varsaydığı bu haberin üzerine atlamıştı. Hunter'ın geçmişteki uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelesi bu haberlerde sık sık ön plana çıkarılıyordu.
Medyanın geri kalanının yaklaşımıysa en hafif tabiriyle epey temkinliydi. Pek çok kişi, "Steele Dosyası" gibi belgelerde yer alan bir sürü yalan iddia ve Rusya'nın yeniden seçimlere müdahale etmeye çalıştığına dair uyarılar nedeniyle daha fazla dezenformasyona uğramaktan endişe duyuyordu. Politico'nun manşetindeki "Hunter Biden haberi bir Rus dezenformasyonu, düzinelerce eski istihbarat yetkilisi söylüyor" başlıklı haber, söz konusu materyalin "Rus istihbarat operasyonunun tüm klasik özelliklerini taşıdığını" ifade eden 50 eski casusun mektubuna atıfta bulunuyordu.
Kulağa pek de olası gelmeyen bu habere şüpheyle yaklaşmak için pek çok mantıklı neden vardı. The Post, e-postanın "dükkanın sahibine göre Nisan 2019'da Biden'ın memleketi Delaware'deki bir tamirhaneye bırakılan" dizüstü bilgisayardan elde edildiğini belirtmişti.
Dahası, dizüstü bilgisayarda Biden'ın oğlunun yer aldığı "müstehcen" bir seks videosu da bulunuyordu. Haberde son olarak, dükkan sahibinin bu bilgilerin bir kopyasını alarak Donald Trump'ın en sadık ve komplocu fikirli destekçilerinden biri olan eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani'yle çalışan bir avukata verdiği yazıyordu. Her şey kulağa yanlış geliyordu.
Biden kendisine bu konuyu soran CBS muhabirini, "Buna verecek bir cevabım yok, bu da başka bir karalama kampanyası, tam size göre" diyerek terslemişti.
Dezenformasyon gibi göründüğü için Twitter da habere bu şekilde muamele ederek aylarca haberin yayımlanmasını ve hatta doğrudan mesajla bile paylaşılmasını engellemişti. Dönemin CEO'su Jack Dorsey daha sonra bir Kongre oturumunda, "Hem politikanın amacı hem de kullanıcıların bunu herkese açık ya da özel olarak paylaşmasına izin vermemek gibi bir yaptırım uygulama açısından, hata yaptığımızı kabul ediyoruz" demişti.
Artık haberin en azından bir kısmının doğru olduğunu biliyoruz.
Aralık 2020'de Hunter Biden, Adalet Bakanlığı tarafından vergiler nedeniyle soruşturulduğunu kabul etmişti. Hunter, "Bu konuyu çok ciddiye alıyorum ama bu meselelerin profesyonel ve tarafsız bir incelemesinin, işlerimi yasal ve uygun bir şekilde ele aldığımı göstereceğinden eminim" demişti.
Ekim 2022'de de Washington Post, büyük jüri soruşturmasının "vergi suçları ve silah alımında yanlış beyanda bulunmaktan dava açmak için yeterli kanıt topladığına inandığını" belirtmişti.
Bu konuyu şimdi konuşmamızın nedeni, geçen cuma günü gazeteci Matt Taibbi'nin Twitter'ın yeni sahibi Elon Musk'ın kendisine sağladığı belgelere dayanarak uzun bir tweet dizisi yayımlaması. Bu belgelerin, sosyal medya ağının kampanyanın son haftalarında Hunter Biden haberini nasıl bastırdığını gösterdiği iddia ediliyordu. Taibbi, "Söylenenleri kontrol etmeye yönelik ilk araçlardan bazıları, spam ve finansal dolandırıcılarla mücadele etmek için tasarlandı" diye yazdı.
Yavaş yavaş, zaman içinde Twitter çalışanları ve yöneticileri bu araçlar için giderek daha fazla kullanım alanı bulmaya başladı.
Taibbi'nin yazısına gelen tepkiler tahmin edilebilir nitelikteydi. Birçok muhabir ve Demokrat, bu bilgilerin Twitter'ın her iki taraftan gelen taleplerle ilgilendiğini gösterdiğini ve Biden'ın kampanyasının talebi üzerine kaldırılan bazı tweetlerin adayın oğlunun çıplak resimleri olduğunu iddia etti.
Yazar Wajahat Ali, "Matt Taibbi... ne kadar üzücü, utanç verici bir çöküş. Yemin ederim çocuklar, eskiden iyi işler yapardı" diye tweet attı.
Herkesin ders çıkarması gereken bir olay bu. Dünyadaki en zengin beyaz milliyetçi için ruhunu satmak. Sanırım hayatının geri kalanında iyi beslenecek. Ama buna değer mi?
1. Thread: THE TWITTER FILES
— Matt Taibbi (@mtaibbi) December 2, 2022
Glenn Greenwald ise başka bir pozisyon aldı. Gazeteci, "NBC, CNN ve Daily Beast'teki küçük, itaatkar ahmakların Matt Taibbi'nin gücün hizmetkarı olduğunu iddia etmesini izlemek, şimdiye kadar gördüğüm en yüzsüz yansıtma vakası" diye yazdı.
Taibbi kariyerini Wall Street ve CIA'in yalanlarını (Russiagate, 2016 ABD başkanlık seçimlerine Rus müdahalesi iddiaları) ifşa ederek geçirdi ve hâlâ da öyle geçiriyor. Bunlar, onların sadık sözcüleri.
Seçimlere haftalar kala haberin bastırılmasının nasıl bir etki yarattığını kim tam olarak bilebilir? 2016'da FBI, yetkisiz sunucu kullanımını soruşturduğunu açıkladığında Hillary Clinton'ın kampanyasının uğradığı zararın farkındayız. Biden, Trump'ı neredeyse 8 milyon oy farkla yenmişti ancak başkanlık seçimleri halk oylamasına değil, Seçiciler Kurulu'na bağlı. Ana akım medyanın bu habere daha çok odaklanması daha fazla oyu Biden'dan uzaklaştırıp Trump'a yönlendirir miydi?
Trump kesinlikle öyle düşünüyor. Hafta sonu eski ABD Başkanı tipik sert üslubuyla karşılık vererek anayasanın askıya alınması çağrısında bulundu. Radikal sağcı sosyal medya ağı Truth Social'da, "2020 Başkanlık Seçim Sonuçlarını ÇÖPE ATIP HAKLI KAZANANI mı ilan edeceksiniz, yoksa YENİ BİR SEÇİM mi yapacaksınız? Bu türde ve büyüklükte bir Muazzam Sahtekarlık, Anayasa'dakiler de dahil tüm kuralların, düzenlemelerin ve maddelerin feshedilmesine olanak sağlar" diye yazdı.
Büyük "Kurucularımız" Sahte ve Hileli Seçimler istemedi ve buna göz yummazdı!
Musk'ın Twitter için ana planının ne olduğu belli değil. Satın almak için 44 milyar dolar harcadığı platformu yok etmeye mi çalışıyor, yoksa onu gerçekten "daha özgür", daha az denetlenen bir ifade alanı haline mi getirmek istiyor?
Pek çok kişi Musk'ın iç belgeleri Taibbi'ye vermesini, toplumun dikkatini çekmek için tasarlanmış başka bir numaradan fazlası olmadığını düşündü. Bunların hepsi doğru olabilir. Ancak bundan çıkarabileceğimiz ders, gazeteciler olarak Demokratik bir sistemin tam kalbine giden suçlamaları adilce dinlememiz ve bunlara eşit muamele göstermemizin hayati önem taşıdığı. Bu iddialar güvenmediğimiz ve hatta sevmediğimiz kişiler tarafından ortaya atıldığında ciddiye almamız daha da önemli.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar
© The Independent