Biz 70'likler en mutlu ve en özgür nesiliz

70'li yaşlarınızda istemediğiniz bir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. Diğerlerini etkilemeye çalışmak zorunda değilsiniz

Yaşlanmanın birçok sıkıntısı var ama çoğumuza beraberinde çok büyük özgürlükler de getiriyor (Unsplash)

70'likler nasıl iletişim kurar? Lütfen şaka yapmayın. Çeşitlilik sahibi, belki de diğer tüm yaş gruplarından daha çeşitli bir grubuz çünkü hâlâ çalışsak da çalışmasak da, sağlığımız ve (kanıtlaması daha zor olsa da) teknolojiye karşı tutumlarımız açısından çok büyük farklılıklar gösteriyoruz.

Yani bu, Mark Twain'e atfedilen "bu da dahil tüm genellemelerin yanlış olduğu" nüktesinin bir örneği.

Pandemi sırasında modern iletişimin bizim için sadece büyük bir nimet olmadığı, öğrenmeye zorlandığımız şeylerin de artık oturduğu bir genellemedir. Bunun sonucunda 70'likler FaceTime, WhatsApp veya her neyse onu kullanmak konusunda üç yıl öncesine göre çok daha iyi hale geldi. O halde ister işte ister özel hayatımızda olsun bu, gerekli şeyleri bizim için kuracak bir genç bulmamız gerekse bile, öncesine göre çok daha ilişkili bir grup olduğumuz anlamına geliyor.

İkinci genelleme bu teknolojilerin hareket etmekte güçlük çekenlere, diğerlerine göre daha da fazla fayda sağladığıdır. Asansör bozuk olduğu için daireden çıkamıyorsanız en azından aileniz ve arkadaşlarınızla konuşabilirsiniz, ve bu durumu ben de biliyorum, torunlarınızı da görebilirsiniz. Üstelik bunu bedavaya yapabilirsiniz.

Bu üçüncü genellemeye yol açar: Maliyet. 70'lerindeki pek çok kişi, enflasyonun hızına ayak uyduramayan gelirlere sahip ve ek gelir elde etme ihtimali çok az veya hiç yok. Yani para konusunda endişeleniyorlar. İyi gelirleri bile yavaş yavaş tüketebilen telefon aramalarının aksine WhatsApp'tan aramanın marjinal maliyetinin olmaması, hayatlarında kuruş hesabı yapmak zorunda kalmadıkları bir alan anlamına geliyor. Aileleri ve arkadaşları yurtdışındaysa bunun faydası çok daha fazla.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Özelliklerden üçü ortaksa diğer üçü de çok farklıdır. Birincisi, bunları büyük ölçüde belirleyen, kişilerin hâlâ çalışıp çalışmadığıdır. Ben 79 yaşında hâlâ yazıyorum ve bu alışılmadık bir durum. Ama 65 yaş üstüne bakarsanız şu an istihdamda bir fırlama var. Birleşik Krallık Ulusal İstatistik Ofisi bunun kaydını tutuyor ve en son rakamlar, Nisan - Haziran çeyreğinde 65 yaş ve üzeri çalışan sayısının bir önceki çeyreğe göre 173 bin kişilik rekor bir artış göstererek 1 milyon 468 bine yükseldiğini ortaya koyuyor.

Bu 65'in üzerinde olanların kaçının 70 yaşını da geçtiğine dair bir döküm bulamıyorum ama kayda değer bir rakam olmalı. Kişilerin artık evden çalışabilmesinin yanı sıra emekli maaşını takviye etme ihtiyacının, bu artışın itici güçlerinden biri olduğundan şüpheleniyorum ama bu, 65 yaş üstü için en hızlı büyüyen sektörlerden birinin konaklama sektörü olmasını açıklamıyor. Bu işi bir dizüstü bilgisayardan ya da evden çalışarak yapamazsın.

Çoğunlukla evden çalışan kendim için her şey epey dolambaçsız. E-posta ve Google'dan ibaret, tıpkı ofiste olduğu gibi. Ancak biz başka başkayız. Benden genç meslektaşlarımın çoğunun sosyal medya hesapları çok aktif. Baş politika yorumcumuz John Rentoul'un harika bir Twitter akışı var (önceki gün bu yazı dizisinde onun hakkında yazdı) ama makalelerimin Twitter ve diğer platformlarda çıkmasına rağmen benim bu alanda çok fazla etkinliğim yok.

Bunun yerine, yargılarına güvendiğim ve bu yargıları açıkça ifade eden kişilere gidiyorum. Bu muhtemelen yaşla alakalı. Facebook genel kullanıcılara açıldığında 60'lı yaşların bir hayli içindeydim ve TikTok piyasaya çıktığında 70'lerin ortalarındaydım.

Doğru, 70'lerindeki birçok kişi Facebook kullanıyor ama TikTok kullananlar çok değil. Tutumumun, benim yaş grubumda hâlâ çalışan kişilere özgü olduğunu sanıyorum. Sadece işleri halletmek için bize doğrudan katkı sunan teknolojileri kullanıyoruz.

Peki ya iletişim ve boş zaman faaliyetleri ya da sosyal yaşam nasıl? Bu, yaş grubu olarak hepimizin çok farklılaştığı ikinci alandır. Bazılarımız çeşitli platformları kullanmaya bayılıyor. Benim kişisel tercihim WhatsApp çünkü çok esnek. Harika aile gruplarından, öğle yemeğinde nerede buluşacağımız gibi hayati konular da dahil planlarımızı koordine ettiğimiz kayak tatili arkadaşları grubumuza kadar birçok WhatsApp grubumuz var.

Ancak diğer arkadaşlarım WhatsApp'ı sırf, özellikle uluslararası aramalar için, ücretsiz ve üstün bir telefon hizmeti sunduğu için kullanıyor. Görüntülü konuşmayı açmıyorlar çünkü nasıl göründüklerini diğerlerinin görmelerini istemiyorlar ki bu, çoğumuzun anlayabileceği bir şey. Birçok yaşlının yaşamını zehir eden rahatsız edici çağrılar neredeyse hiç yok ve genelde arayan kişinin resmini görüp cevaplamak isteyip istemediğinize karar verebiliyorsunuz.

Bu da bizi, yaşlıların bir başka sıkıntısına getiriyor. Sabit hattaki rahatsız edici çağrıların seviyesi birçoğumuz için öyle bir aşamaya geldi ki evde doğrudan sesli mesaja yönlendiriliyorlar. Ne yazık ki birçok yaşlı kandırılarak kişisel bilgilerini veriyor ve hepimizin hakkında okuduğu o korkunç sonuçlar ortaya çıkıyor.

Hepimizin farklılık gösterdiği üçüncü alan, bazılarımız her şeye (haberler, piyasalar, sosyal trendler, gençlerin görüşleri vb.) ayak uydurmak isterken diğerlerinin gerçekten hiç umursamaması. Yaşlanmanın birçok sıkıntısı var ama çoğumuza beraberinde çok büyük özgürlükler de getiriyor. İstemediğiniz bir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. Diğerlerini etkilemeye çalışmak zorunda değilsiniz ve zaten muhtemelen yapamazsınız. Neyseniz osunuz. Yani diğer kişilerle iletişim kurmak istemiyorsanız, bunu yapmak zorunda değilsiniz. Eğer istiyorsanız da, bunu yapmanıza olanak sağlayan tüm o parlak yeni teknolojiler var.

Bu bizi son bir noktaya götürüyor. Mutluluk U şeklindedir. İnsanların yaşam döngüsü boyunca ne kadar mutlu olduğuna dair devasa miktarda çalışma yapıldı (burada iyi bir özet var) ve tüm bu çalışmalar, küçük çocukların genellikle mutlu olduğu ama 30'lu yaşların ortalarına ve 40'lara doğru bu mutluluğun azalıp 60'lı ve 70'li yaşlara doğru ilerlerken yeniden tırmanması hakkında hemfikir gözüküyor.

Aslına bakarsanız en mutlu 10 yıl, sağlık ve hareket etmeyle ilgili sorunlar bulaşana kadar 70'li yaşlar gibi görünüyor. Bu kasvetli zamanlarda neşelendiren bir düşünce.

The Independent'ın Kuşak Farkı dizisi, farklı nesillerin aralarındaki bağı nasıl sürdürdüğünü araştırıyor. The Independent'taki dizinin devamına buradan ulaşabilirsiniz. Bu serideki "Friends hepimizi kandırdı" makalesini buradan okuyabilirsiniz.

 

https://www.independent.co.uk/independentpremium

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU