IMF'nin 3 adamının emriyle pancar, tütün ekmeyeceksin, tarıma destek vermeyeceksin, hayvancılığı yok edeceksin, domuz çiftlikleri kurup domuz satacaksın, hadi oradan! Borçla, faizle değil, IMF'ye teslim olmakla yapmayacaksın. Sakın ha! Yaparsan kendini de milletini mahvedersin! Ben sizi avcumun içi gibi tanırım. Siz bunu yapamazsınız. Onun için çok dikkat etmeniz lazım. Neden yapamazsınız? Çünkü siz zannediyorsunuz ki, 'un, su, tuz var; ekmek yaparım.' Ekmek için maya lazım, maya. O maya sizde yok."
Bu sözlerin sahibi Refah-Yol Hükümeti'nin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan.
27 Şubat 2011'de hayata veda eden Erbakan bu sözleri, "Milli Görüş gömleğini çıkarttıktan" sonra iktidara gelen eski "öğrencilerine" 2007 yılında söyledi.
Erbakan, vaat edilip yerine getirilmesi imkansız sözleri duyduğunda tepkisini "hadi oradan, hadi, hadi" diye gösterirdi.
Benzer sözlerle tepkisini pek çok kere dile getirmişti Erbakan.
Eğer bugünlere şahit olup yaşanan tabloyu görseydi kendi üslubuyla çok farklı tepkiler göstereceğinden hiç kuşku yok.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Hiç ama hiç kimse…"
Özellikle Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin "20 yıldır bu ülkede hiç ama hiç kimse 'Beni enflasyonun altında ezdirdiler, beni doktorsuz bıraktılar, benim çocuğumu kitapsız bıraktılar' diyemez" sözlerini duysaydı kesinlikle dayanamaz ve o nüktedan tarzı ve tatlı-sert üslubuyla milletin yüksek enflasyon altında nasıl inlediğini anlatırdı.
22 Eylül 2021'de uygulamaya başlanan yeni ekonomik modelin; istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla üzerine kurulduğu ifade edilmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise "nas" diyerek faiz oranlarının aşağı çekilmesi talebi verdiği tarihten sonra şu açıklamayı yapmıştı:
"Ekonomi programımızı yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme üzerine kurarak bilinçli bir tercihte bulunduk. Salgın dönemi dahil son 2 yıldır bu önceliklerimizden taviz vermedik. Ekonomi programımızı kararlılıkla uygulamayı sürdürüyoruz."
Kararlılıkla sürdürülen program farklı sonuçlara yol açtı. Faiz oranı düşürülürken enflasyon patladı, dışı ticaret açığı ise sürekli büyüdü.
Faizin en yüksek olduğu 3'üncü ülke Türkiye
Ülkelerin ekonomi göstergelerinin yer aldığı "Trading Economics"te yer alan bilgilere göre, Türkiye'de faiz oranı ısrarlı şekilde düşürülse de yine de diğer ülkelere göre yüksek.
Türkiye'de şu an faiz oranı 10,5. Bu oranla G20 ülkeleri arasında Türkiye en yüksek faiz oranıyla ilk üçte yer alıyor. En yüksek faiz 75 ile Arjantin'de. Brezilya ise 13,75 ile ikinci sırada geliyor.
Avrupa kıtasında yer alan ülkelerle kıyaslandığında da Türkiye'deki faiz oranı yine çok yüksek sayılır.
Yaklaşık 8 aydır savaşan Ukrayna'da faiz oranı yüzde 25, Moldova'da 21,5, Macaristan'da 13, Beyaz Rusya'da ise 12. Bu ülkelerden sonra ise Türkiye geliyor. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında Bulgaristan'da faiz oranı 0. İsviçre, İsveç ve Danimarka ise faiz oranı çok düşük.
AB ve G20 ülkeleri arasında 1'inci dünyada 6'ncı
Enflasyona gelince durum tam bir facia. Türkiye, Avrupa kıtasında enflasyon şampiyonu. G20 ülkeleri arasında da durumu aynı. Bütün dünya ülkeleriyle kıyaslandığında ise Türkiye yüksek enflasyon oranıyla dikkati çekiyor.
2021 Eylül ayında oldukça gerilerde yer alan Türkiye, savaş halindeki Rusya ile Ukrayna'dan bile çok kötü durumda.
Dünyada enflasyon oranının en yüksek olduğu ülkeler sırasıyla şöyle:
Ülkeler | Enflasyon oranı |
Zimbabve | 269 |
Lübnan | 162 |
Suriye | 139 |
Sudan | 117 |
Venezuela | 114 |
Türkiye | 85,51 |
Arjantin | 83 |
Asıl rekoru her ay ithalat kırıyor
"İstihdam ve ihracat artacak" sözlerine rağmen bu konuda da tablo iç açıcı değil.
İşsizlik geçen aylara göre nispeten düşse de asıl sıkıntı dış ticaret açığında yaşanıyor.
Rakamlar ihracatın arttığını bir gerçek olarak önümüze koyuyor ancak ithalat da patlamış durumda. İktidar temsilcileri sürekli ihracatın rekor kırdığını iddia etse de bunun ithalatı karşılaması neredeyse imkansız.
Ticaret Bakanlığı'nın aylara göre dış ticaret verileri her şeyi gözler önüne seriyor. Çok gerilere gitmeye gerek yok. Ocak 2022'den bu yana dış ticaret açığı sürekli büyüdü.
10 ayda dış ticaret açığı 91 milyar 101 milyon dolar oldu
Türkiye'nin 10 yıllık ithalat ile ihracatı arasındaki fark şu şekilde:
Ay | İhracat (milyar $) | ithalat (milyar $) | fark (milyar $) |
Ocak | 17,554 | 27,844 | 10,289 |
Şubat | 19,905 | 27,885 | 7,979 |
Mart | 22,610 | 30,877 | 8,267 |
Nisan | 23,330 | 29,479 | 6,149 |
Mayıs | 18,979 | 29,588 | 10,609 |
Haziran | 23,383 | 31,600 | 8,216 |
Temmuz | 18,494 | 29,239 | 10,745 |
Ağustos | 21,285 | 32,531 | 11,246 |
Eylül | 22,612 | 32,208 | 9,595 |
Ekim | 21,298 | 29,303 | 8,006 |
KKM de dövizdeki artışı frenlemedi
Döviz kurlarına gelince. Bu konuda artık hazineye getirdiği yükle tartışma konusu olan kur korumalı TL vadeli mevduat hesabı var.
Faiz oranının düşürülmesine rağmen insanlardan dövizlerini bozdurmaları istendi. Ancak tüm çağrılara rağmen insanlar ellerindeki dövizleri bozmadı.
Bunun üzerine hükümet kur korumalı TL vadeli mevduatı devreye soktu. Paralarını faizde değerlendiren insanlara, döviz artışında uğrayacakları zararın hazine tarafından karışlanacağı ifade edildi. Bunun üzerine birçok vatandaş, ellerindeki dövizi bozdurarak bu hesaplara aktardı.
KKM hesaplarında biriken para miktarı 1,5 trilyona yaklaştı. Fakat yine de dövizdeki artış durdurulamadı.
Yaklaşık birkaç aydır özellikle dolar 18,50 seviyelerinde işlem görüyor. Dolar her yükseldiğinde ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCBM) döviz satarak müdahalede bulunuyor.
Bu da beraberinde yeni tartışmaları getiriyor: Kaynağı belli olmayan döviz nereden geliyor?
© The Independentturkish