Uluslararası toplum nihayet Taliban'ı kabulleniyor

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Türkçede "Bükemediğin eli öpeceksin" diye bir söz var. Uluslararası toplumun Taliban ile ilişkilerine bakınca, bu durumu görmek mümkün. 

Taliban, 15 Ağustos 2021 günü Kabil'de iktidarı ele geçirince diğer ülkeler ki buna örgütün sponsoru Pakistan da dâhil, Kabil'deki Taliban yönetimini tanımayacaklarını açıkladı.

Birçok Batı ülkesi Kabil'deki elçiliklerini kapatırken, Rusya, Türkiye ve İran gibi bazı komşu ve bölge ülkeleri temsilciliklerini kapatmadılar.

Taliban yönetimi ise "Tıpış tıpış ayağıma geleceksiniz" der gibi bir tavırla gayet kendinden emin bir şekilde beklemeye başladı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Taliban iktidarının ilk yılı dünya pandemi ile meşgul olduğu için gayet sakin ve sessiz geçti, yine de Afganistan, IŞİD Horasanı'nın gerçekleştirdiği katliamı andıran bombalı saldırılarıyla sık sık dünyanın gündemine oturdu.

Saldırıların ana hedefi, ülkenin Şii azınlığı Hazaralar'dı. Sünni mezhebine mensup ve katı Vahabi ekolünü benimseyen Taliban için Şii olmak, saf İslamı bozduğu için Hıristiyan veya Yahudi olmaktan daha kötü ve tehlikeliydi.

Ama Hazaraların haklı feryatları orada burada manşetleri süslese de dünyanın pek umurunda olmadı ve Taliban, bildiğini okumaya devam etti. 


Taliban iktidarının ilk yılında beklenen kötü senaryoların (iç savaş, toplu katliamlar, büyük mülteci göçü vs) hiçbiri gerçekleşmediği için dünyanın ürkekliği geçince, pek çok yardım kuruluşu bu yılın ortalarından itibaren Kabil'e dönmeye başladı.

Bundan cesaret alan eski rejimin birçok üst düzey bürokratı da Taliban'ın daveti ve sözlü af garantisi üzerine Kabil'e geri döndü ve hiçbirinin de burnu kanamadı. 

Bu da, daha önce birçok yerde ve platformda ifade ettiğim bir görüşü doğruluyor: Taliban, son 20 yılda diplomasiyi, uluslararası ilişkileri ve teknolojik araç gereçleri kullanmayı iyi ögrendi ve bunlardan her fırsatta kendi lehine yararlanıyor. 
 

Taliban askeri topukları görünen kadının ayaklarını kırbaçlıyor.jpg
Taliban askeri topukları görünen kadının ayaklarını kırbaçlıyor / Fotoğraf: Twitter

 

Taliban, edindiği yeni bilgi ve becerilerle uluslararası toplumun tepkilerini yumuşatırken kendi prensiplerinden de taviz vermiyor.

Kızların eğitimi ve kadınların çalışması konusunda eskiden beri savunduğu görüşlerinde ısrarla diretiyor ve bu konuda dışarıdan gelen hiçbir çağrı, telkin veya talebi kabul etmiyor. 

Bu arada bazı uluslararası kuruluşlar, Afganistan'ın yeniden dünyanın başına sorun olmaması için el altından finans desteği vermeye başladılar.

Zira dünyanın gözünde Taliban şu anda Afganistan'ı makul bir şekilde idare ediyor gibi görünüyor.

Batı ve diğer ülkeler için Afganistan, dünyanın başını bir şekilde ağrıtmadığı sürece orada neler olup bittiği pek de önemli değil. 
 

Kabil'deki eski Rus tankı üzerinde Ne mutlu Türküm diyene yazıyor.jpg
Kabil'deki eski Rus tankı üzerinde "Ne mutlu Türküm diyene" yazıyor

 

Türkiye'ye gelince, Ankara baştan beri Taliban ile  yakın ilişkiler içinde olmayı sürdürüyor.

2021 Ağustos'unda Kabil düşerken panikle havaalanına taşınan Türk Büyükelçiliği birkaç hafta sonra geri döndü ve normal çalışmalarına başladı.

Sonra Kabil'deki Türk diplomatlarını çember sakallı karanlık bakışlı Taliban liderleriyle sarmaş dolaş görmeye başladık.
 

Türkiye Cumhuriyeti Kabil Büyükelçiliği.jpg
Fotoğraf: Türkiye Cumhuriyeti Kabil Büyükelçiliği

 

Son olarak Kabil'deki Türk Büyükelçisi Mezari Şerif ve Şıbırgan kentlerine giderek oradaki Türk okullarını ziyaret etti ve Şıbırgan'ın Türkmen asıllı valisi ile görüşüp birbirlerine karşılıklı hediyeler verdiler ve iltifatlarda bulundular.

O yetmezmiş gibi, Taliban yönetiminin yüzü sayılan hükümet sözcüsü Zabihullah Mücahid geçenlerde bir toplantıya katılmak için Türkiye'ye geldi.  
 

Kabil Büyükelcimiz Taliban yöneticisine hediye veriyor.jpg
Kabil Büyükelcimiz Taliban yöneticisine hediye veriyor / Fotoğraf: Türkiye Cumhuriyeti Kabil Büyükelçiliği

 

Diplomasi konusundaki cehaletimi bağışlayın ama merak ettiğim bir konu şu:

Bir ülke, resmen tanımadığı ve tanımayı reddettiği bir başka ülkede nasıl diplomatik temsilcilik bulundurabiliyor?

Ve nasıl oluyor da o ülkenin büyükelçisi, resmen tanımadığı ülkenin yöneticileriyle sarmaş dolaş resimler çektiriyor? 


Merak ettiğim bir başka konu da şu:

Türk yetkilileri acaba Ankara'da büyük bir köşkte krallar gibi ağırladıkları Taliban'ın baş düşmanı General Dostum'a bu konuda nasıl bir mazeret ileri sürüyorlar?

Veya Dostum konusunda Taliban'a ne diyorlar? Bir ülke, kanlı bıçaklı iki düşmanı aynı anda sarıp sarmalayıp baş tacı edebilir mi? Ederse, buna ne denir?
 

General Dostum FVP.jpg
General Dostum / Fotoğraf: FVP

 

Bilmeyenler için söyleyelim: Türkiye Cumhuriyeti, General Dostum'u 1992'den beri aktif bir şekilde Taliban'a karşı destekliyor.

Özbek lider Afganistan'da ne zaman başı sıkışsa Türkiye'ye kaçtı ve hatta Türkiye 2009'da köşkü Afgan polisi tarafından kuşatılan Dostum'u Kabil'e uçak göndererek aldırttı. 

İlginç olan şu ki, sadece Türkiye değil diğer ülkeler de Taliban konusunda aynı şekilde davranıyor.

Nitekim Amerikalı ve Avrupalı diplomatlar, daha düne kadar terörist ilan ettikleri ve başlarına para ödülü koydukları Taliban liderleriyle bugün hiçbir şey olmamış gibi oturup konuşuyorlar. Ve buna da diplomasi diyorlar. 

Medeni dünyanın tüm normlarını ayakları altına alan Taliban ise dünyaya kendi kurallarını dayatmanın keyfini yaşıyor.

Böylece, elinde yüzbinlerce masum Afgan'ın kanı bulunan karanlık bir terör örgütü, geçen yıl kazandığı askeri zaferini bu yıl diplomatik zaferle perçinlemiş bulunuyor.

Ne diyelim, darısı iktidara gelmek için fırsat kollayan ve pusuda bekleyen diğer karanlık örgütlerin başına! 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU