Genç işsizliği ve kimlik siyaseti

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu Independent Türkçe için yazdı

Görsel: AA

Genç İşsizler Platformu'nun paylaştığı verileri göz önünde bulundurursak ülkemizde 15-34 yaş grubundaki toplam genç işsiz sayısı 2 milyon 180 bin. Yalnız geniş tanımlı genç işsiz sayısı 3 milyon 552 bine ulaşıyor.

Öte yanda günümüz dünyasında neoliberal ekonomi politikalarının ve kimlik siyasetinin öne çıktığını biliyoruz.

Peki kimlik siyaseti ile genç işsizliği sorunu çözülebilir mi?

Kimlik siyaseti insanın etnik kökeni, inancı, mezhebi gibi aidiyetleri üzerinden siyasi değerlendirmeye tabi tutulmasını ifade ediyor.

O halde, insanların aidiyetlerine bağlı olarak siyasetin biçimlenmesi kimlik siyasetinin bir sonucudur.

Öte yanda günümüz dünyasında özellikle de pandemi sonrasında ekonomik sorunların ağırlaştığı aşikâr.

Söz konusu ekonomik sorunlardan biri de yazının başında belirttiğim gibi genç işsizliği.

Peki neoliberal ekonomik düzenle birlikte yaşamımıza giren kimlik siyaseti hangi araç ve yöntemlerle gençlerin işsizlik sorununu çözmeyi vadediyor?

Bu soruya kimlik siyaseti perspektifinden tatmin edici bir yanıtın verilmesi pek mümkün görünmüyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Oysa genç işsizliği somut ve son derece ciddi bir sorun. Gençlerin hayallerini gerçekleştirebilmeleri için her şeyden önce istihdama katılmaları gerekiyor.

İstihdama katılmak başlı başına bir sorun olmakla birlikte sonrası da ayrı bir sorun.

Yani iş bulan pek çok gencin çalışma koşullarına ilişkin sorunları olduğunu biliyoruz.

Dahası üniversite mezunları arasında nitelikli olmayan, eğitim ve becerilerini kullanamadıkları işlerde çalışmak zorunda kalan pek çok genç var.

O kadar ki, emek piyasasında iş bulamayan gençlerin bir kısmı kayıt dışı istihdama yöneliyor.

Dolayısıyla herhangi bir güvenceden yoksun geleceğe dair umudu kalmamış gençlerden oluşan bir kesimin neredeyse başlı başına bir sınıf oluşturmaya başladığına tanıklık ediyoruz.

Neoliberal ekonomi politikaları maalesef güçlünün zayıfı ezdiği, yani fakirin, fukaranın ezildiği, kaynakların, zenginliğin az sayıda insana aktarıldığı, sosyal adaletin olmadığı bir düzeni egemen kıldı.

Kimlik siyaseti de adil olmayan, hakkaniyetli olmayan, nüfusun büyük bir bölümünü fukaralaştıran bu sistemi deyim yerindeyse ayakta tutma misyonunu üstlenmiş gibi.

Öyle görünüyor ki, bazı insanlar birbirlerinin kimlikleriyle uğraşırken içinde bulundukları ekonomik koşulları unutuyorlar.

Oysa işgücü piyasaları her geçen gün kuralsızlaşıyor. İşgücü piyasalarındaki güvencesizlik durumu her geçen gün artıyor.

20'nci yüzyılda örgütlü mücadeleler sonucunda elde edilmiş hakların neredeyse hiçbirinden faydalanamayan gençlerden oluşan bir kitle her geçen gün büyüyor.

Neoliberal ekonomi politikalarının ve kimlik siyasetinin egemen olduğu, güvencesiz işlerde pek çok gencin çalıştığı bu düzende insanlardan beklenen ise tevekkül.

Genç işsizlere, güvenceden yoksun olarak çalışan gençlere, gelecekten umudunu kesmiş olan gençlere, nitelik durumları göz ardı edilen gençlere, geçici işler dışında bir işte çalışmakta zorlanan, her an işsizlik tehdidi ile karşı karşıya kalan gençlere kimlik siyasetinin vaat edebileceği herhangi bir şey yoktur. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU