Yeni dünya düzeninde Şanghay İşbirliği Örgütü

ŞİÖ, yeni çok kutuplu dünya düzeninin özelliklerinin en iyi ifadesi ve bazılarının hayal ettiği veya bazılarının istediği gibi yeni bir Varşova Paktı olmayacak

Fotoğraf: AA

Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) yıllık zirvesi, Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te, yükselen ve tırmanan gerilimlerin damgasını vurduğu uluslararası bir atmosferin ortasında gerçekleşti.

Bu atmosfer, Ukrayna'daki sıcak savaşın körüklediği ve Ukrayna üzerinden bir Batı-Rus çatışması ile şimdiye kadar daha az yoğun olsa da Tayvan üzerinden bir Batı-Çin çatışmasının beslediği Soğuk Savaş'ın dönüşüne işaret ediyor.

Çatışmanın iki tarafı için bu çok önemli stratejik konuda ilgili güçler arasındaki ilişkileri düzenlemek için yeni bir uzlaşıya varılmazsa, Çin-Batı çatışması tırmanabilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

2001 yılında kurulan örgüt, dünya nüfusunun yüzde 50'sini ve küresel gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 20'sini oluşturuyor.

Örgüt, 6 üye ülke ile başladığı, kuruluşundan bu yana kademeli bir genişleme stratejisi izliyor.

Hindistan ve Pakistan örgüte 2017 yılında katıldı ve son olarak da İran'ın üyeliği kabul edildi.

Katılım için başvuruda bulunan Türkiye, üyelik başvuru listesindeki diğer ülkelerle birlikte örgüte üye olarak kabul edilmeyi bekliyor.

Örgütün, diyalog ortakları başlığı altında farklı ülkelerle özel iş birliği ilişkileri kurmaya önem verdiği de dikkatleri çekiyor.

Bu kategoriye katılan Arap ülkelerinin yanı sıra diyalog ortakları grubuna katılmaya aday olan Arap ülkeleri de var.

Bu, örgütün önemini yansıtıyor ve şüphesiz uluslararası düzeydeki rolünü ve ağırlığını sağlamlaştırıyor, ayrıca ilgili ülkelerin ulusal ve ortak çıkarlarını pekiştiriyor.


Zirve, Rusya Federasyonu ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki iş birliği ve koordinasyonun güçlendirilmesine sahne oldu.

İki ülke, örgüt aracılığıyla üye ülkeler arasında her alanda iş birliğinin derinleştirilmesi ve geliştirilmesini, tek kutuplu sistem pahasına çok kutuplu bir uluslararası sistemin kuruluşunu destekleme şeklinde görüyor.

Tek kutuplu sistem, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla çöken iki kutuplu sistemin yıkıntıları üzerinde doğmuştu.

Gerçek şu ki, tek kutuplu sistem, Sovyetler Birliği'nin varisi Rusya Federasyonu'nun jeopolitik oyun aracılığıyla uluslararası düzeyde nüfuzunu yeniden inşa etmek ve genişletmek için geri dönmesiyle uzun sürmedi.

Çin Halk Cumhuriyeti ise küresel düzeyde nüfuzunu genişletmek ve jeopolitik oyunda bu nüfuzu küresel ölçekte kullanmak için ekonomik coğrafya kapısından ilerledi.

Bugün, kuralları ve düzenleyici normları kristalleşene kadar halen kaos ve akışkanlığın karakterize ettiği çok kutuplu bir sistem çağında yaşıyoruz.

Bugün ittifaklar, artık geçmişte NATO ve Varşova Paktı'nın ifade ettiği stratejik ve siyasi ideoloji temelinde kapalı ve sağlam değiller.

Varşova Paktı, Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle çökerken, NATO, Ukrayna savaşıyla birlikte Rusya'ya karşı yaşadığı sıkılaşmaya rağmen Soğuk Savaş sonrası dünyada değişen öncelikler nedeniyle pek çok ihtilaf yaşıyor.
 


Şanghay İşbirliği Örgütü de üyeleri arasında ayrılıklara tanık oluyor.

Rusya ve Çin'in temel meselelerde, özellikle de ABD'ye karşı birbirlerine yakınlaşması, uluslararası meselelere yönelik öncelikler, çıkarlar ve yaklaşımlarda aralarında tam bir mutabakat olduğu anlamına gelmiyor.

Sovyet döneminden miras kalan sınır çizgileri nedeniyle süregelen gerilimin, son dönemde ŞİÖ'nün iki üyesi Kırgızistan ile Tacikistan arasında askeri çatışmalara sahne olduğunu hatırlatmakta da fayda var.

Ayrıca, örgüte üye olan Hindistan ve Pakistan arasında gerilim ve rekabete dayanan bir ilişkiler mirası bulunuyor.

Aynı durum önceliklerinde, dolayısıyla dış yaklaşımlarındaki değişikliklere rağmen, daha az ölçüde de olsa Hindistan ve Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler için de geçerli.

Hindistan, uluslararası ilişkilerin yönetimine dair yeni bir bakış açısı önerdi. Bağlantısızlar Hareketi'nin en önemli kurucularından biri olan Hindistan, bugün dış politikada Başbakanı'nın çoklu tarafsızlık diye adlandırdığı temele dayanan bir doktrin benimsiyor.

Bu doktrin şu anlama geliyor; siyaset ve dış ilişkilerde artık ideolojik bağlılık veya sabit ve ilişkileri kısıtlayıcı strateji tarafından belirlenen peşin pozisyonlar yerine, belirli bir alanda (ve mutlaka diğer alanlarda da olması gerekmeyen) ortak çıkarlara dayanan pozisyon ve ilişkiler geçerli.

Bir alanda iç içe geçmiş, diğer alanda çekişen çıkarlar, çöken keskin ideolojik bölünme sonrası dünyası olan günümüz dünyasında sağlam, kapalı ve önleyici ittifaklar yıkıldı.

Bu duruma bir başka örnek de, NATO üyesi Türkiye'nin ŞİÖ'ye üye olma yolunda olması.


ŞİÖ, yeni çok kutuplu dünya düzeninin özelliklerinin en iyi ifadesi ve bazılarının hayal ettiği veya bazılarının istediği gibi yeni bir Varşova Paktı olmayacak.

Örgüt, önemli temel sorunlarla başa çıkmak için ortak bir vizyondan doğan ortak çıkarlar üzerine inşa etmeyi, bu çıkarlar konusunda aralarındaki iş birliğini geliştirmeyi amaçlayan bir ittifakı yansıtıyor.

Buna ilaveten, bu geniş ve esnek ittifaka olumsuz olarak yansıyan çıkar ve bazı önceliklerdeki anlaşmazlık alanlarını, tüm taraflarının yararına olacak şekilde sınırlamayı ve engellemeyi amaçlıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU