Pandemi, dünya çapındaki işletmeleri dijital teknoloji ve otomasyon kullanımlarını artırmaya zorladı.
Otomasyon nedeniyle işlerin risk altında olduğuna dair endişe verici haberlere rağmen araştırma ve danışmanlık şirketi Forrester, birçok Avrupalı şirket için yapay zeka veya robotların işçilerin yerine geçmediğini tespit etti.
Hangi ülkeler risk altında?
Araştırma ve danışmanlık firması Forrester tarafından yapılan '2020'den 2040'a Kadar İşlerin Geleceği Tahmini' raporuna göre, Asya Pasifik'teki en büyük beş ekonomide (Hindistan, Çin, Güney Kore, Avustralya ve Japonya) çalışan nüfus, fiziksel robot otomasyonu nedeniyle Avrupa ve Kuzey Amerika'dakinden daha fazla risk altında.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Nispeten genç bir işgücüne sahip olan Hindistan, önümüzdeki 20 yıl içinde 160 milyon yeni işçi ekleyerek 2040 yılına kadar 1,1 milyar çalışan nüfusa ulaşacak, ancak tahmine göre Hindistan'daki işlerin yüzde 69'u otomasyon tehdidi altında.
Forrester, Avustralya'nın 2040 yılına kadar otomasyona bağlı işlerin yüzde 11'ini kaybetmesini bekliyor.
Otomatikleştirilmesi daha zor olan danışmanlık, bilimsel ve teknik hizmetlerdeki işler ile özellikle BT endüstrisinin en hızlı büyümeyi göreceğini belirtiyor.
Çin'de, çalışan nüfusun 2040 yılına kadar yüzde 11 oranında düşmesini ve işlerin yüzde 7'sinin otomasyona bağlı olarak kaybolmasını beklemesine rağmen, rapor, BT endüstrisindeki iş büyümesinin, iş kayıplarını dengelemeye yardımcı olacağını vurguluyor.
2050 yılına kadar Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık'ta çalışma hayatında 30 milyon daha az insan olacak.
Otomasyon, Avrupa rekabet gücünün ve daha az işçiyle başa çıkmanın ayrılmaz bir parçası olacak deniyor.
International Data Corp.'a göre de Ortadoğu, Türkiye ve Afrika'daki dijital dönüşüm yatırımları 2020 ile 2025 arasında ikiye katlanacak.
Avrupa'da işin geleceğini üç faktör belirliyor
Yaşlanan nüfus, artan rekabet ve pandemi nedeniyle kaybedilen verimlilik, Avrupa'da otomasyonun benimsenmesini hızlandırıyor.
Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık'ta işlerin geleceğini üç faktör şekillendiriyor:
- Pandemi: İşletmeler iş süreçlerini dijitalleştirerek gelirlerini artırıyor. Daha fazla iş uzaktan yapılıyor ve rutin olarak tekrarlanan işler otomatikleştiriliyor. Otomasyon, süreç maliyetlerini azaltmak ve yeniliği artırmak için bir kaldıraç görevi görüyor.
- Çalışma hayatındaki nüfusta azalma: Avrupa, çalışma çağındaki en yaşlı nüfuslardan birine sahip. 2040 yılına kadar, Avrupa ülkelerinde 20 milyon daha az insan çalışma hayatında olacak. Güney Avrupa en düşük doğurganlık oranlarından birine sahip. İtalya ve İspanya, 2040'ta 2021'e göre yüzde 17 ila yüzde 18 daha az işçi ile en büyük işgücü düşüşlerini görecek. En büyük zorlukları İtalyan hükümeti görecek. İtalyan işçiler, 2040'ta nüfusun sadece yüzde 36'sını oluşturacak.
- Rutin işlerin payı: Avrupa ülkelerinde işlerin üçte birinden fazlası rutin görevler olarak karşımıza çıkıyor. Rutin işler, çok az karmaşık düşünme, yargılama veya insan etkileşimi içeriyor. Otomasyondan en çok etkilenme riski bulunuyor. Üretime dayalı ekonomilerde rutin işlerin payı daha yüksek. Sanayi, Almanya'daki işgücünün yüzde 18'ini, Birleşik Krallık'ta yüzde 9'unu oluşturuyor.
Otomasyon, Avrupa hükümetlerinin ve işverenlerinin önümüzdeki 20 yıl içinde rekabet edebilirliklerine nasıl baktıklarının ve çalışan nüfuslarındaki düşüşü nasıl yönettiklerinin ayrılmaz bir parçası olacak.
En çok etkilenecek sektörler
Araştırmaya göre Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık'ta konaklama, yemek hizmetleri, eğlence ve ağırlama, perakende, ulaşım ve toptan satış sektörlerinde çalışanlar ve rutin tekrarlanan işler yapanlar en çok etkilenecek.
Rutin işler Almanya'daki işgücünün yüzde 38'ini, Fransa'daki işgücünün yüzde 34'ünü ve İngiltere'deki işgücünün yüzde 31'ini oluşturuyor.
2040 yılına kadar Avrupa'daki işlerin yüzde 34'ü otomasyon riski altında.
İnşaat ve tarım gibi otomasyona daha duyarlı endüstrilerdeki işlerin de tehlikede olması bekleniyor.
Yeni işler
Rapora göre yeşil enerji ve dijital teknolojilerdeki yeni işler, otomasyon nedeniyle kaybedilen işlerin dengelenmesine yardımcı olurken, APAC ekonomilerinde 2040 yılına kadar karbon nötrlüğüne bağlılığı gerektiren işler ile yenilenebilir enerji, yeşil binalar, akıllı şehirler, akıllı altyapı ve profesyonel hizmetlerin yeni istihdam yaratmada bir kurtarıcı olması bekleniyor.
Türkiye'nin dijital dönüşümü
2018 yılında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan "Dijital Türkiye Yol Haritası" raporunda; "bundan önceki her sanayi devriminin getirdiği yeni teknik ve teknolojiler de istihdam üzerinde bir baskı oluşturmuş, ancak ekonomideki büyümenin yarattığı ek istihdam olanakları sayesinde istihdam edilen insan sayısı sürekli artmıştır. Sonuç olarak, dijital dönüşümün istihdam üzerindeki net etkisinin negatif yönlü olacağını söylemek için henüz erkendir" deniyor.
Raporda imalat sanayinde dijital dönüşüm yol haritasının hazırlanmasına yönelik yapılan anket çalışmasında dijital dönüşümün Türkiye'de de şirketlerin stratejilerine girmeye başlamış olduğuna ve üst yönetimde en çok konuşulan konuların arasına girmeyi başardığına, dijital dönüşümün önümüzdeki dönemde tüm sektörlerde gerçekleşeceğinin öngörüldüğüne dair bilgiler yer alıyor.
Bakanlık raporunda, Türkiye'de hem kadınların hem erkeklerin yaklaşık yüzde 50'sinin otomasyon potansiyeli yüksek işlerde çalıştığı, otomasyon potansiyeli açısından kadın işgücünü erkek işgücüne göre daha polarize olduğu, kadınların yüzde 90'ının ya otomasyon ihtimali düşük (~yüzde 50) ya da otomasyon ihtimali yüksek (~yüzde 40) işlerde çalıştığı aktarılıyor.
Dijital dönüşüm, yeni beceri ve yetkinliklerle donanmış bir işgücü gerektiriyor. Bu nedenle, iş gücünün yeni yetenek ve beceriler kazanmasına yönelik strateji ve politikalar önem kazanıyor.
Bakanlığın anketine katılan kullanıcı ve tedarikçiler, eğitim sisteminin bir bütün olarak işgücünün dijital yetkinliklerini artıracak şekilde geliştirilmesini devlete düşen öncelikli bir rol olarak görüyor.
Garantili bir temel gelire ihtiyacımız var mı?
Forrester raporunun sonuçlarına göre, ülkelerin otomasyonun getirdiği değişikliklere hazırlanmak için işgücü stratejilerini gözden geçirmeleri, STEM eğitimine, teknoloji iş gücü eğitimine yatırım yapmaları gerekiyor.
Politika yapıcılar bu değişime ne yazık ki hızlı yanıt veremiyor, otomasyonun yeniden düşünülmüş eğitim altyapısı da dahil olmak üzere sosyal dokuyu ne ölçüde etkileyeceği üzerine hesapları yetersiz kalıyor.
İşleri makineler tarafından ortadan kaldırılacak olanların geleceğinin nasıl güvence altına alacağına, garantili bir temel gelire ihtiyacımız mı olacağına, yazılımlara ve robotlara mı vergi konulacağına dair sorular cevapsız bırakılıyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish