Atamızın ülkesini de peygamberimizin dinini de rahat bırakın

İsmail Çetin Independent Türkçe için yazdı

Kurtuluş Savaşı'nı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde yokluk içinde var olma mücadelesi vererek, yedi düvele karşı dimdik bir duruşla kazanarak var olan Müslüman Türk milleti, çok kısa sürede milli ve manevi değerlerimize zerre miktar halel getirmeyerek çok büyük işlere imza attı.


Atatürk 72 milleti tek bilek, tek yürek yaptı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Müslüman-Türk kimliği çatısı altında şahsi menfaatlerini unutarak, ülke menfaatlerinde kaybolarak samimi ve gerçek manada fenafil vatan olan bir zihniyet ile Türk-Kürt, Laz-Çerkes, Alevi-Sünni… 72 milleti tek bilek, tek yürek yapıp milli ve manevi duygu ve değerleri tek hamur kazanında yoğurup, topraklarımızı kanla sulayıp vatan yapmış, halkımızın namus, şeref ve haysiyetini kurtardı.

Ortaya koyduğu anlayış ve dik duruşla milli-manevi değerlerimizden sapma yapmadan, 72 milleti ötekileştirmeden kardeşçe yaşatarak ülkemizi ekonomik olarak da çok farklı bir boyuta taşıdı, kuşatıcı ve birleştirici olarak attığı adımlarla, akılcı olarak meydana sürdüğü bütün plan ve projelerle Türk Milletine umut olmakla kalmayıp bazı projeleri ile de dünya liderlerine rol model oldu; insanlığa ışık tuttu.

Buradan hareket edecek olursak; pırıl, pırıl tek bilek tek yürek olmuş, bütün değerlerini vatanının, bayrağının, dininin arkasına itmiş, barış ve huzur ortamı tesis edilen bir ülkeyi teslim ederek Hak'ka yürüyen Ata'mızın ardından ülkemizi ele alacak olursak "açı yapma" tabirinin 360 dereceyi zorladığına şahit oluyoruz.

Atamız tarafından portakal satarak fabrika kurulan bir ülkenin, cumhuriyetin kazanımı olan fabrikaları satarak savaştaki iki ülkeden buğday dilenir duruma getirilmesi ülkemizin ekonomik durumunu bütün çıplaklığı ile ortaya koyduğunu görüyoruz.

Bir ayağı gökte diğeri yere basmayan, makyajlanarak yönetilmeye çalışılan ve ekonomik verilerin masa başında kurgulandığı, aç olan halkımıza "aslında toksunuz" telkinlerinin yapıldığı bir ekonomik anlayışla yönetilmemiz hasebiyle, dibe vuran bir ekonomiye, insanlarımızın borç batağı içinde yüzdüğüne istemesek de şahit oluyoruz.


85 milyonun dinle arasını açmaya çalışan tüccarlara dikkat!

Buradan hareketle, olmazsa olmazlarımız; Atatürk, din, vatan…

Kısaca milli ve dini değerlerimizin sözde savunucularına tahrip ettirilerek, bu değerlerden 85 milyonun uzaklaştırılmaya çalışıldığını; bu vesileyle de ülkemizin altına dinamit konulduğunu açık ve seçik görüyoruz. 

Yaşayan gerçek bir Atatürk olmasına rağmen, farklı bir Atatürk profili çizen ve kafasındaki Atatürk'ü millete empoze etmeye çalışan, Atatürk'ü tanıdığını zannederek farklı yerlerde arayan sözde Atatürkçü zihniyetlerin eliyle, Ata'mızı ve değerleri yok edilmeye çalışılıyor.

Yalnız Atatürk mü?

En büyük değerlerimizden olan din, halkımıza dindar görünen lakin sadece dinin tüccarlığını yapan, şahsi emelleri için Allah'ın emirleri Kur'an-ı Kerim'i bir tarafa bırakarak; dilinde Allah, gönlünde şeytanla dolaşan ve esiri olan zihniyetler yüzde 99'u Müslüman olan bu milletle din arasında açı yaptırma görevi üstlendiklerinin altını çizerim.

Bu tacirlerin ortaya koyduklarını baz alarak dinden de soğumamanızı, daha fazla sahip çıkmanızı ve haddizatında bu ayrık otlarını da temizleyip sadece ve sadece Allah'ın kelamlarıyla dini yaşamanızı tavsiye ederim.


Dini ve milli değerlerimize sahip çıkalım

Diğer taraftan milliyetçiliği dilinden düşürmeyen zihniyetler de milli duygularımızı sömürmekle kalmayıp ayaklar altına aldılar.

Kırmızı çizgilerimiz dediğimiz değerlerimiz darmadağın hale getirilerek içi boşaltıldı.

Günün sonunda milli değerleri her şeyin önünde tutar gibi görünen aynı zihniyetler Atatürk demekten de çekinir hale geldi. 


İmam Ali'ye haddi aşarak dil uzatan düşkündür

Diğer taraftan Ehli Beyt'ten görünüp Ehli Beyt'i zerrece tanımayan; canlı Kur'an, Allah'ın Aslan'ı, kılıcı, Peygamberimizin Allah'ın emri ile Gadir-i Hum'da "Benden sonraki imamınızdır" dediği İmam Ali'ye yanlış bir üslupla haddi aşan sözler sarf etmek Ehli Beyt'e, "Eline beline diline sahip ol" diyen Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli'ye, Müslüman âlemine ve yüce Türk milletine saygısızlıktır. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Müslüman Türk milletinin bu tür söylemlere kulak vermeyeceğini çok iyi bildiğimiz için üzerinde fazla durmayacağım.

Lakin Ehli Beyt âşıklarının bu tür insanları ciddiye almayarak, İmam Ali'nin Allah'ın Kılıcı olduğunu unutmamasını ve Müslümanlığı bu tür çıkışlarla tahrip ettirmeye çalıştıklarının altını çizerek, bilhassa Akdeniz Bölgesi'ndeki Müslüman Türk milletinin Hz. Ali'ye haddi aşarak dil uzatan bir zihniyetin, bu zihniyet Türkiye mal olan bir sanatçıda olsa dahi düşkün olduğunun altını çizerim. 

Biraz işin tabanına inecek olursak; Ata'mız nüfus mübadelesinde ülkemizdeki gayrimüslimlerin bir kısmını verip dışarıdaki Müslüman Türkleri ülkemize alarak gerçekleştirdi.

Verdiği mücadele ile nüfusumuzun yüzde 99'unu Müslüman yaptı. Kalan gayrimüslimler "Bizde Müslüman olduk" dediler.

Ama İzmir'de denize dökülenler "Biz boy abdesti alıp, geriye döndük" deseler de ne boy abdesti aldılar, ne de geriye döndüler.

Kendilerini gizleyen o azınlık ruhlu insanlar spor, siyaset, sanat gibi alanlarda etkin rol aldılar.

'Türküm' diyemeyenler, Atatürk'e saldıranlar, Atatürk'ü ağzına almayanlar, 30 Ağustos'u, 23 Nisan'ı, 29 Ekim'i kutlamayanlar o azınlıkların çocuklarıdır.

Merhum Haydar Baş hocamız son nefesine kadar milli ve dini değerleri korumak adına mücadele vermiş, durum ne olursa olsun taviz vermeden şahsi menfaatlerini hiçe sayarak mücadele etti.

Geldiğimiz nokta itibarı ile ülkemizi ilmek ilmek inşa eden ve ülkemizi bizlere armağan etmek için çok büyük mücadele veren Atatürk'e ağza alınmadık sözler sarf edenlere, milli ve dini değerlerimize dil uzatarak ayaklar altına alarak içini boşaltmaya çalışanlara müsaade etmememiz gerektiğini unutmayalım. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU