Amerika'nın dünyadaki en yüce ülke olduğu evrensel kabul görmüş bir gerçektir. Ancak sadece Amerikalılar için. Aslında, sadece MAGA (Make America Great Again - Amerika'yı Yeniden Harika Yap) Amerikalıları için. Dünyanın geri kalanı gibi, aklı başında Amerikalılar da artık çok daha geniş bir görüşe sahip.
Avrupa, Asya ve Güney Amerika'yı derinlemesine dolaştığım için, bu yıl dünyanın geri kalanının ABD hakkında ne düşündüğüyle rutin olarak yüz yüze geldim. Düşüşteki bir imparatorluk olmasına rağmen, ABD hâlâ dünyanın en güçlü ve nüfuzlu ülkesi. Bu da ABD siyaseti ve ülkenin gidişatı hakkında güçlü görüşlere sahip insan konusunda kıtlık yaşanmadığı anlamına geliyor.
Britanya'dan ABD'ye taşındığımdan bu yana geçen 10 yılda Amerikalı olmayanların görüşlerinin değiştiğini görmek dikkat çekiciydi. İlk zamanlarda, Amerikalı olmayanlar bana ülkedeki deneyimlerimi ilgi ve merakla sorardı. Amerika'nın dinamizmine ve yenilikçiliğine hayranlıklarını sık sık ifade ederlerdi. Ancak zamanla bu, "İnsanların orada nasıl yaşadığını bilmiyorum" ve "Amerika'da asla yaşamam" gibi tepkilere ve acımaya döndü.
İspanya'nın Malaga kentinde, Amerikan toplumunun gerçek hayatta bugünlerde Twitter'da göründüğü kadar bölünmüş olup olmadığını öğrenmeye hevesli bir Venezuelalı fotoğrafçıyla tanıştım (Ne yazık ki evet demek zorunda kaldım). Evlilik için İspanya'ya taşınmadan önce 7 yıl ABD'de yaşamış, bu yüzden de bu ülkede geniş bir sosyal çevresi var. "Amerikalı arkadaşlarım, fotoğrafçılar ABD'de çok daha fazla para kazandığı için bana geri taşınmamı söylüyor" açıklamasında bulunduktan hemen sonra hiçbir maaşın onu ABD'ye dönmeye ikna edemeyeceğini ekledi. İşleri coşmasa da çocuğunun özel okul masraflarını karşılayabileceği ve okullardaki silahlı saldırılarından endişelenmek zorunda kalmayacağı İspanya'da durmaktan mutlu. "Burada hayat yavaş ve bürokratik ama Amerikan işlevsizliğindense bunu tercih ederim" diye sözlerine son verdi. Amerikan hayatının Avrupa'daki yaşamdan daha heyecan verici olabildiğine ancak bir kez çocuk sahibi olduğunuzda riske girmeye değmeyeceğine işaret etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Birleşik Krallık'ın Manchester kentinde, genellikle Brexit Britanyası diye bilinen batan gemiden ayrılmak için can atan 19 yaşındaki bir eczacılık öğrencisiyle konuştum. Ülkede ekonomik beklentilerinin kötü olduğunu ve eczacıların düşük ücret aldığını belirtiyordu. Eczacılığa burada çok iyi maaş verildiği için ABD'ye taşınmayı düşünmesini önerdiğimde hemen geri çekildi. Onun yerine Kanada'ya taşınmayı düşündüğünü söylemeden önce "Amerikalıların asla ödeyemeyecekleri, 6 haneli, devasa öğrenci borçları var; bu tamamen bir aldatmaca" dedi. Bakiyesinde ABD'deki kendi lisansüstü çalışmalarımdan kaynaklı devasa bir öğrenci borcuna sahip biri olarak, onun bakış açısına karşı çıkmak bana zor geldi.
İfade özgürlüğü konusunda ciddi kısıtlamalara ve acımasızca verimli bir hükümete sahip, yoğun nüfuslu bir ülke olması gibi pek çok yönüyle ABD'nin antitezi olan Singapur'da, orta sınıftan birçok çalışan ABD'ye taşınarak kariyerlerinin gelişimini hızlandırabileceğini biliyor. Yine de, konuştuğum kentli genç profesyoneller (çocukları olmayan ya da çocuk istemeyenler bile) Amerikan sağlık sistemi ve şiddet kültürü nedeniyle Amerika'ya gelme arzusu taşımıyordu. Konuştuğum bir çift, Birleşik Devletler'den "çok daha medeni" diye tanımladıkları Amsterdam'a (Amerikan firmaları için çalışmak üzere) taşınmakta olduklarını ifade etti.
Silahlı soygunlara karşı korunmak için Sao Paulo'da zırhlı bir araçla dolaşmak zorunda kaldığım Brezilya'da yerel halk, bana ABD'deki toplu silahlı saldırılara çok şaşırdıklarını ve inanamadıklarını söyledi. Brezilya'daki suç çetelerinin bile çocukları vurmamaları gerektiğini bildiğine dikkat çektiler. Brezilya'da değerli eşyalarınızın suçu finanse etmek üzere nasıl gasp edilebileceğini ancak kurban olmaya karşı zırhlı araç kullanmak ya da evden Rolex takarak çıkmamak gibi önleyici tedbirler alabileceğinizi detaylı şekilde anlattılar. Amerikan şiddetinin bunun aksine hiçbir anlamı olmadığını söylediler: Konserlerde, marketlerde, okullarda, kiliselerde, sinagoglarda, alışveriş merkezlerinde, parklarda veya var olan herhangi bir kamusal alanda herhangi bir zamanda meydana gelebilecek kitlesel saldırılara karşı alınabilecek hiçbir önleyici tedbir yok. ABD'deki Cumhuriyetçi politikacılarda bulunmayan standartlara Brezilya'daki suçluların bile sahip olduğu hissi hakimdi.
Amerikan kültürünün yayılmacı, güçlü ve epey popüler olmayı sürdürdüğü, bir sır değil. Amerikan markaları (spor takımları, moda markaları, film karakterleri) hâlâ dünya çapında revaçta. Başka bir deyişle, Amerikalı olmayanlar ABD'ye hayranlık duymaya eğilimli. Bu, dizginsiz kapitalizm ve dengesiz politikacıların açık etkileri nedeniyle, sonunda Amerikalılara acımalarını daha da üzücü hale getiriyor.
Amerika ışıltısını kaybetti. MAGA meraklıları, dünyanın geri kalanının ne düşündüğünü umursamıyor (veya sınırlarımızın ötesinde bir dünya olduğundan bihaber) olabilir ancak ABD'nin artık iyi eğitimli, hırslı göçmenler tarafından tercih edilen bir destinasyon olmadığı açık. Bu sadece ABD'nin artık yaşamak için çekici bir yer olmamasından kaynaklanıyor. Elbette, burada diğer herhangi bir yerden daha fazla para kazanabilirsiniz ancak bunun devasa bir kişisel maliyeti var. Giderek de artan şekilde, dünyanın geri kalanı Amerikan yaşamının, maliyetine değmeyeceği sonucuna varıyor gibi görünüyor.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken
© The Independent