Araştırmacılar, Dünya dışı yaşam arayan bilim insanlarının uzaylı medeniyetlerden gelen "şehir ışıklarını" incelemesi gerektiğini savundu.
Dünya'nın ötesindeki yaşam arayışı, genellikle bir gezegenin atmosferinde başka bir yaşam formu tarafından biyolojik olarak üretilen metan gazı gibi element veya özelliklere, yani biyolojik izlere odaklanıyor.
"Teknolojik izleri" arama konsepti ise gökbilimciler arasında yarım yüzyıldan fazla bir süredir gündemde ve genellikle "Vay canına!" sinyali gibi radyo emisyonlarına odaklanıyor. Araştırmacılar, teknolojik izlere öncelik vermenin temeli olan bu sinyal üzerine çalışmaların "biyolojik iz araştırmalarına kıyasla bebeklik döneminde olduğunu" söylüyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bilimsel dergi Acta Astronautica'da yayımlanan yeni bir makalede araştırmacılar, bugün Dünya'da sahip olduğumuz teknolojinin yanı sıra gelecekte ortaya çıkabilecek teknolojilerin tahminlerine de dayanarak, olası teknolojik izlerin yelpazesini inceliyor.
Dünya'nın gece tarafındaki en güçlü teknolojik izlerden birinin gece yayılan şehir ışıkları olduğunu yazıyorlar. Ancak Dünya'da bu nispeten New York ve Tokyo gibi büyük şehirlerde yoğunlaşmış durumda.
Diğer yandan, ötegezegenlerdeki daha gelişkin medeniyetler, gezegenlerinin daha büyük bir kısmına daha fazla şehir inşa etmiş olabilir, bu da ışıklarının daha parlak olmasını ve daha kolay tespit edilmelerini sağlar.
Dünya'dan gelen en baskın ışık kaynağı, "diğer atmosferik emisyonlarından kaynaklarından kolayca ayırt edilebilen", beton ve asfaltı yansıtan sokak lambaları.
Gelecek 10 yıl içinde fırlatılmak üzere tasarlanmış teleskoplarla bile Dünya'dakilere benzer birçok şehir tespit edilemez. Ancak şu anda 2039 için geliştirilen Büyük Ultraviyole Optik Kızılötesi Topografı (LUVOIR) bazı şehir ışıklarını yakalayabilir.
Araştırmacılar ışıkların yanı sıra, sanayileşmenin bir yan ürünü olarak çıkan veya belirli bir amaç için yapay yollarla üretilen gazların aranmasını da öneriyor. Bunlar arasında nitrojen dioksit, kloroflorokarbonlar, hidroflorokarbonlar, perflorokarbon, kükürt heksaflorür ve azot triflorür yer alıyor.
Işığı yansıtan jeneratörler veya Güneş engelleyiciler gibi yapay mega yapılar, atık ısı ve "fisyon, füzyon veya antimadde gibi daha yüksek enerji işleme süreçlerine dayanan" yıldızlararası bir araçtan gelen salımlar güçlü göstergeler olabilir.
Makalede belirtilen teknolojik izlerin listesi tamamlanmış değil ve dikkate alınmayan başka olası göstergeler de var, ancak uzaylı yaşamı arayışında bu izlerin ne kadarının tespit edilme imkanı olduğunu doğru anlamak için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.
Araştırmacılar, "Ayrıca gelecekteki görevler, herhangi bir ek kaynak ayırma veya tasarım hususları ihtiyacı olmaksızın, ek bir bilimsel dayanak olarak teknolojik izlerin arayışını da içerebilir" sonucuna varıyor.
Teknolojik izler bulmak için gerekli araçlar zaten elimizde mevcut olabilir ama aramaya başlamak için topluluk düzeyinde bir çaba gerekecektir.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/space
Independent Türkçe için çeviren: Deniz Sutaş
© The Independent