Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin, bundan yaklaşık bir yıl önce, gayrimenkul devi Evergrande'nin borçlarını ödeyememesi, ev almak için bu şirkete yatırım yapanların, Evergrande genel merkezi önündeki "paramızı geri verin" protestolarıyla gündemdeydi.
"Paramızı verin" diyen binlerce insanın isyanı, 10 ay sonra bir kez daha gündemde. Ancak bu sefer, Evegrande önünde değil, paralarını alamadıkları bankaların önünde.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Sosyal medyada da yer alan protesto görüntülerinin nedenini açıklamadan önce, 20 Eylül 2021'de "8 soruda okyanus ötesinde sessizce büyüyen tehlike: Evergrande" haberinde detaylı olarak yer verdiğimiz Evergrande'nin ne olduğunu kısaca açıklayalım:
Çin'in en büyük gayrimenkul şirketi Evegrande, bugün dünyanın en borçlu şirketleri arasında.
Geçen yıl teslim edemediği 1,4 milyon konutu bulunan şirketin borcu ise 300 milyar doların üzerinde. Bu, neredeyse Portekiz'in kamu borcu kadar.
Evegrande'den aldıkları evi teslim etmesini ya da paralarını geri ödemesini bekleyen yüzlerce insanı saran "İflas mı ediyor?" korkusu günler süren protestolara neden olmuş, bu korku, dünyanın geri kalanında ise "2008'de başlayan küresel krize mi dönüşecek?" endişesine dönüşmüştü.
Beklenen olmadı.
Gayrimenkul devi, ekim ve kasım aylarında, kendilerine verilen sürenin son gününde, bazı tahvil yatırımcılarına faiz ödemesi yapmış ve temerrütten kurtulmuştu.
Şirketin 300 milyar dolara karşılık gelen borçlarının 19 milyar dolarlık bölümü, uluslararası piyasalarda ihraç edilen tahvillerden oluşuyor.
İflas endişeleri şimdilik ertelenirken, devlet kurumlarının temsilcilerin de olduğu bir risk yönetim komisyonu kuruldu, borçların yapılandırılacağı açıklandı. Ancak uzmanlara göre yapılandırma yıllar sürebilir.
Danışmanlık şirketi TS Lombard'da Çin ve Asya Bölgesi Araştırma Başkanı Rory Green, Aralık 2021'de BBC'ye yaptığı açıklamada 2020'de kapanan Çinli sigorta şirketi Anbang'ın yeniden yapılandırılma sürecinin iki yıldır devam ettiğini hatırlattı.
"Evergrande çok daha büyük bir şirket o yüzden bu süreç uzun yıllar sürebilir" diyen Green, "Bana sorarsanız finansal olarak en kötü dönemi atlattı. Şirket büyük ihtimalle farklı bölümlere ayrılacak ve bölgesel bankalar her bir bölümden sorumlu olacak, bu da sektörün ve ekonominin istikrarlılığı açısından önemli olacak" değerlendirmesini yapmıştı.
Beş banka mevduatları dondurdu
Bu yıla dönelim…
Bu yılın ilk çatlağı nisanda yaşandı.
Çin'in en kalabalık üçüncü eyaleti Henan'da yer alan dört bölgesel banka, New Oriental Country Bank of Kaifen, Yuzhou Xin Min Sheng Village Bank, Shangcai Huimin County Bank, Zhecheng Huanghuai Community Bank, mudilerin paraların çekemeyeceğini duyurdu.
Benzer şekilde Anhui eyaletindeki Guzhen Xinhuaihe Village Bank da 18 Nisan'da hesapları dondurduğunu açıkladı.
İnsanların paralarını bir an önce geri alma telaşının zirvesi ise 10 Temmuz'da Çin'de benzerine az rastlanan protestolar ile yaşandı.
A lot of footage of this protests in #Zhengzhou going around… #China pic.twitter.com/jyJqbw3s2M
— Stephen McDonell (@StephenMcDonell) July 10, 2022
Mevduatları nisandan beri dondurulan binlerce banka müşterisi, "Henan bankaları, birikimlerimi iade edin" sloganlarıyla bankalar önünde toplandı. Güvenlik güçlerinin protestoculara sert müdahalesi uluslararası kamuoyundan tepki aldı.
Tanklar, gerçekten banka önüne çekildi mi?
Konuyla alakalı bir diğer viral paylaşım ise, ülkenin dört büyük kamu bankasından Bank of China'nın Henan şubesi önünde tankların beklediğini iddia eden görüntülerdi.
Ancak bu görüntülerin daha sonra rutin bir askeri tatbikat olduğu, tankların geçiş yaptığı ve görüntülerin başka bir eyalette çekildiği ortaya çıktı.
NOT TRUE
— Andy Boreham 安柏然 (@AndyBxxx) July 21, 2022
This video is NOT filmed in Henan, and is just a standard training exercise.
It was filmed near the Quanji Hotel, at about 35 Haibinwu Road in Rizhou City, Shandong Province.
PLEASE FOLLOW RELIABLE SOURCES FOR NEWS ON CHINA AND AVOID MISINFORMATION LIKE THIS
Shanghai Daily muhabiri Andy Boreham, görüntülerin, Shandong eyaletinde Quanji Otel'i yakınlarında çekilen bir askeri tatbikat olduğunu doğruladı.
Mudilere para ödenememesinin nedeni "yolsuzluk" çıktı
Hong Kong merkezli South China Morning Post'ta yer alan haberlere göre insanlara nisandan beri paraların ödenememesinin arkasında bir yolsuzluk skandalı var.
10 Temmuz'daki protestoların ardından Henan eyaletine bağlı Xuchang (Şucang) Kamu Güvenliği Bürosu, polisin banka dolandırıcılığı soruşturması yürüttüğünü açıkladı.
Soruşturma kapsamında Lu Yi adlı bir kişinin, 2011'den bu yana bir suç örgütü yönettiği ve Henan Xincaifu (Şiancaifu) Grup Yatırım Holding üzerinden pek çok yerel bankayı kontrol ettiği açıklandı.
Henan Xincaifu Grup'un hisse sahibi olduğu bankalar, Yuzhou Xin Min Sheng Village Bank (Yucou Şinminshıng Köy Bankası), Shangcai Huimin County Bank (Şangcai Huimin İlçe Bankası), Zhecheng Huanghuai Community Bank (Cıçıng Huanghuai Topluluk Bankası) ve New Oriental Country Bank of Kaifen (Kayfıng Yeni Doğu İlçe Bankası).
Açıklamada, örgütün, "Şuçang Kırsal Ticaret Bankası (XRCB) ve Henan Xincaifu Grup Yatırım Holding adlı kuruluşlar aracılığıyla, çapraz hissedarlık, sermaye ve pay artırımı, banka idarecilerini yönlendirme gibi yöntemlerle bazı kırsal bölge bankalarını etkin şekilde kontrol ettiği" belirtildi.
Çetenin bankalar üzerindeki etkisini kullanarak, "sahte kredilerle yasa dışı fon transferleri yaptığına" dikkat çekilen açıklamada, "verilerin silinmesi ve değiştirilmesi için paravan şirket kurduğu" bilgisine yer verildi.
Çin Bankacılık ve Sigortacılık Düzenleme Komisyonu (CBIRC) yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre mağdurların paraları peyderpey ödenecek. Ancak bu biraz zaman alacak. Zira CBIRC'ye göre orijinal veriler silindiği için çok kalabalık sayıda banka müşterisinin bilgilerini toparlamak hemen olamayacak.
Açıklamada ayrıca, söz konusu suç örgütünün, "üçüncü parti finans platformlarını, kendi kurduğu platformu ve bazı sermaye komisyoncularını, bankalara mevduat çekmek ve yatırım araçlarının reklamını yapmak için kullandığı ve bu yollarla birden fazla ciddi suç işlediği" belirtildi.
CNN'in Çin devlet kanallarına dayandırdığı haberine göre müşteri bilgileri, Çin'in teknoloji devleri, Baidu ve JD.com'un sahibi ya da ilişkisi olduğu platformlar aracılığıyla satıldı.
Mağdurlara geri ödeme yapılmaya başlandı
Yetkililerin bu açıklamasının ardından ilk ödeme 15 Temmuz'da yapıldı. 50 bin yuandan (7 bin 400 dolar) az mevduata sahip olanlara paraları ödendi.
25 Temmuz'dan itibaren de 100 bin yuana (yaklaşık 15 bin dolar) kadar mevduatı olan kişilere ödeme yapılacak.
Her krizde "Emlak balonu patlar mı?" korkusu
Bank of China'nın şubeleri tanklarla korunmadı ve Henan'daki bankacılık krizinin nedeni bir yolsuzluk soruşturmasıydı.
Ancak Çin'de yaşanan her ödeme krizi, peşi sıra "Emlak balonu patlar mı? 2008 krizi tekerrür eder mi?" korkusunu da getiriyor.
Çin'in bir süredir yaşadığı emlak krizi ve yerel bankaların finansal çalkantılar karşısında ne kadar kırılgan olduğu göz önünde bulundurulduğunda çok da haksız bir endişe değil bu.
Sanılanın aksine Evergrande bu krizin sebebi değil, sonucu. Sebepler arasında ise kültürel ve sistemsel değişkenler var.
Çin'de "evi olmayana kız verilmiyor"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Asya Pasifik Bölge Direktörlüğü İş Konseyi Koordinatör Yardımcısı Ahmet Faruk Işık, lisans ve doktora eğitimini Shanghai'da, yüksek öğrenimini Tayvan'da yapmış bir akademisyen.
Bölgeyi yakından tanıyan ve hâlâ akademik çalışmalarını sürdüren Işık'a göre Çin halkının yatırımlarının çok büyük bir kısmını emlağa yöneltmesi, kültürün bir parçası.
İş hayatına atılan hemen herkesin ilk iş olarak emlak yatırımlarına giriştiğini söyleyen Ahmet Faruk Işık, "Geleneksel anlamda, eğer ki bir ev yatırımları olmazsa kendilerini güvende hissetmiyorlar" diyor ve ekliyor:
Çin toplumu kültürel ve tarihsel değerleri gereği; bir Doğu toplumu olarak, yatırıma önem verir. Çünkü ileride gelecek sıkıntıların ne olabileceği belirsizdir.
Çinliler sosyolojik ve kültürel olarak yüksek tasarruflar yapan bir millettir; bu taraffular için ülkede en güvenli yatırımlardan birisi emlak yatırımıdır. Emlak yatırımlarının da geçmişten günümüze değer kazanması da bu alana yatırım yapmayı düşünen yatırımcıyı motive etmektedir.
"Amiyane tabirle ‘Evi olmayana kız vermiyorlar'" diyen Çin uzmanı akademisyen şöyle devam ediyor:
Evlenmeyi düşünen çiftlerde erkek tarafına sorulan sorulardan bir tanesi 'Eviniz var mı?' sorusu.
Özellikle kız tarafının ailesi, damadın evi yoksa bu tarz bir evliliğe onay vermeyebiliyor; kültürel bir kod.
Dolayısıyla insanların çalışmaya başladıktan sonra ilk yaptığı yatırımlardan bir tanesi ev oluyor.
Hayata ilk defa atılan herkesin emlak piyasasına yoğunlaşması hâliyle önce talebi büyütüyor, daha sonra sektörü.
Bu talebe yetişmek isteyen Evegrande gibi emlak şirketlerinin büyüyen yatırımları inşaat sektörünü ve yan sektörleri de tetikliyor.
Ancak her alanda olduğu gibi "hızlı büyüme" beraberinde sorunlarla geliyor.
Pandemi sonrası oluşan enflasyonist ortamda çelik, çimento gibi hammaddelerin fiyatlarının çok büyük bir hızla yükselmesi, firmaların bu maliyetleri karşılayamaması gibi.
Ahmet Faruk Işık, bunların haricinde ülkede oluşan "hayalet şehirlerden" bahsediyor.
Independent Türkçe'ye konuşan Işık, "Çin'in geleneksel şehirlerinin yanısıra, o şehirlerin dışına, çevre şehirlerine büyük projeler yapılıyor. Bu büyük projeler, pandemi öncesinde de medyaya çokça yansıdı. Hayalet şehirler oluştu. Çok büyük toplu konut projeleri ama içinde yaşayan insanlar yok" diyor.
Shenzhen'deki ev fiyatları Londra'nın üç katı
Ve elbette ki artan taleple birlikte önüne geçilemeyen ev fiyatları…
Bugün Çin, dünyanın en pahalı evlerine sahip ülke.
JP Morgan tarafından hazırlanan yukarıdaki tablo, ev fiyatlarının harcanabilir gelire oranını gösteriyor.
Buna göre ABD'nin en önemli finansal merkezlerinden San Francisco'da medyan ev fiyatı, bir ailenin harcanabilir gelirinin sekiz katı. Bu oran, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Guangdong eyaletine bağlı Shenzhen kentinde 43 kata kadar çıkıyor.
Shenzhen'in evleri, Londra'dan üç kat daha pahalı.
Her şehrin ayrı bankası olduğunu düşünün...
Pahalı olsa bile "ev sahibi olmaya" baş koymuş Çinlilerin başvurduğu ilk adres ise tabii ki bankalar.
Ülkenin dört büyük kamu bankası, İngilizce'de "Big Four" (Dört Büyükler) olarak geçiyor.
Bunlar: Bank of China, Türkiye'deki Tekstilbank'ı satın alarak Türkiye'deki ilk Çinli banka olan ICBC (Industrial and Commercial Bank of China), China Construction Bank (İnşaat Bankası) ve Agricultural Bank of China (Tarım Bankası)
Bu dört büyük banka dışında bölgesel bankalar bulunuyor. Bunlar pek çok kaynakta yerel bankalar ya da kırsal bankalar adıyla da geçiyor.
Bloomberg HT Asya Temsilcisi Sadi Kaymaz'nın Twitter hesabından konuyla ilgili paylaştığı bilgiye göre Çin'deki banka sayısı 2021 yılında 4 bin 602'ydi ve bunun 4 binden fazlası köy, kasaba sathında faaliyet gösteriyor.
Kaymaz, pazarın yarısının dört büyük devlet bankası ile bir özel bankanın kontrolünde olduğunu hatırlatıyor.
Akademisyen Ahmet Faruk Işık, bölgesel bankaları "Yani Türkiye'de 81 ilin kendine ait, Hatay bankası, Samsun bankası gibi bankalarının olduğunu düşünün" diyerek örneklendiriyor.
"Ülke genelinde operasyon yapan bankalar bile yerel bölgelerde çok yerel davranıyorlar" diyen Işık, "Örneğin bir bankanın müşterisisiniz. Hesabınız İstanbul'un Şişli şubesinde. Ankara'da bir ATM'den para çekmek istediğinizde sizden bedel alıyorlar. Aynı banka olmasına rağmen hizmet bedeli alınıyor. Yani mesela Ankara'da işiniz varsa oradan bir banka hesabı açmanız, para kaybetmemeniz adına daha mantıklı oluyor" açıklamasını yapıyor.
Çin hükümetinin, yerel bankaların "yerel" olarak kalmaları konusunda katı kuralları var. Çünkü bu küçük bankaların, tüm ülkeye açılarak çok hızlı büyümesinin çok büyük problemleri de beraberinde getireceğine inanılıyor.
O nedenle bu bankalara yerelde kalmalarını, küçük şirketler ve çiftçiler başta olmak üzere o bölgenin insanlarına hizmet vermeleri isteniyor.
Neticede emlak yatırımı talebi bir yana; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün berilerine göre Çin'in 1,4 milyarlık nüfusunun yaklaşık yüzde 45'i kırsalda yerleşik. Bu bölgenin tarım yoğun nüfusu için de banka kredileri elzem.
İlk bakışta, "sadece o bölgenin insanını destekleyecek banka" fikri mantıklı görünse de söz konusu bankalar, "Dört Büyükler" kadar mevduata sahip değil.
Ama insanların, emlak başta olmak üzere kredi talepleri devam ediyor. Buna ek olarak, gayrimenkul şirketlerinin de daha fazla yatırım için krediye ihtiyacı var. Bu dağ gibi büyüyen para talebi, küçük bankaların kapasitesini çok zorluyor.
Çin hükümetinin "Üç kırmızı çizgisi"
Peki bu zamana kadar işleyen bankacılık sistemi neden "kapasitesinin zorlanacağı" seviyeye geldi?
Bunun nedeni biraz da 2020 ve sonrası yapılan kural değişikliğinde yatıyor.
Son 15 yılda ev fiyatlarının altı katına çıkmasının, Shenzhen gibi şehirlerin Londra'dan bile daha pahalı hale gelmesinin ardından Çin hükümeti, Ağustos 2020'de bir dizi önlem açıkladı.
"Üç kırmızı çizgi" denilen bu önlem paketi kapsamında şirketlerin, belli bir finansal oranı tutturamamaları durumunda borçlanma imkanları kesiliyor. Buna göre şirketlerin;
- Borçlarının varlıklarına oranı yüzde 70'ten az olmalı
- Borcunun öz sermayeye oranı yüzde 100'den az olmalı
- Nakdinin kısa vadeli borca oranı 1'den fazla olmalı
Eğer gayrimenkul şirketleri bu şartların tamamını karşılarsa borçlanmalarını sonraki sene yüzde 15'e kadar artırabiliyorlar. Eğer şartlardan ikisi karşılanırsa bu oran yüzde 10'a düşüyor. "Üç kırmızı çizgi"den biri karşılanıyorsa borçlanma imkanı da yüzde 5 oluyor.
Evergrande gibi şartları karşılayamayanların borçlanmasına izin verilmiyor.
2016 yılında Çin'in emlak piyasası ekonomideki toplam finansmanın yüzde 40'ının sahibiydi.
Yeni düzenlemeyle birlikte bankaların gayrimenkul firmalarına vereceği krediler de ev satın alacaklara sağlanan mortgage kredileri de kesintiye uğramış oldu. Böylece büyük şirketler için de likidite sıkıntısı başladı.
China Real Estate Informatin Corp'un verilerine göre Çin'in en büyük emlak şirketlerinin satışları haziranda yüzde 43 geriledi. Bu oran mayısta yüzde 59'du.
Çin'de insanlar evi görmeden satın alır
Emlak piyasası, Çin ekonomisinin yaklaşık yüzde 30'unu oluşturuyor.
Bu denli önemli sektörde hizmet veren firmalar için krediye ulaşım, yukarıda belirtildiği gibi sınırlandırılmış durumda.
Diğer yandan Çin halkının karşılanması gereken bir emlak talebi var. Ancak talebi karşılamak için yeni ev yapacak firmaların krediye ulaşımı kısıtlı.
Kaynak bulamayan şirketlerin borçları artıyor ve devam eden projeler ya yavaşlıyor ya da duruyor.
İnsanlar da haliyle paralarını bu firmalardan geri istiyor.
Zira, ülkedeki emlak satın almalarının yüzde 90'ı daha proje aşamasında yapılıyor. Yani Çin halkı, alacağı evin parasını daha ev eline geçmeden ödemiş oluyor.
Sadi Kaymaz, Twitter hesabından yaptığı açıklamada bu durumu, "Çinli emlak şirketleri arazi ihalelerine tonla para ödüyor. Sonra kazma dahi vurmadan konut satışına başlıyor. Ama Evergrande vakasıyla işler sıkıntıya girmeye başladı" şeklinde açıklıyor.
Bunun yanısıra bir de küçük bankaların durumu var.
Firmalara ve insanlara kredi veren bankalar için bu "suyun kaynağı" mevduatlar.
Kendi bölgesinde sınırlı olması gerektiği söylenen bankalar, daha fazla mevduata ulaşmak için müşterilerine, yüksek faiz oranı sunuyor.
Bu faizin geri ödemesi geldiğinde kırılgan bir yapıya sahip yerel bankaların, yeterli kapasiteye sahip olmama ihtimali de endişeler arasında.
Nitekim sebebi "yolsuzluk" olarak açıklanan Henan bankacılık krizinde de ilk akla gelen bu ihtimaldi.
Hâl böyle olunca mudiler de tepki olarak mortgage kredilerini, bankalara ödememe kararı aldı.
91 şehirde 301 projenin mortgage kredisi ödenmiyor
Citigroup, banka mağdurlarının 10 Temmuz'da gerçekleştirdiği protestolardan iki gün sonra yayınladığı bir notta 22 şehirde 35 projenin mortgage kredilerinin ödenmeme tehlikesi olduğunu yazmıştı.
Bloomberg'in yayınladığı son veriye göre bu sayı 91 şehirde 301 projeye çıktı. Ödenmeyecek mortgage kredilerinin değeri 297 milyar doları bulabilir.
Mortgage kredilerinin toplam değeri 7 trilyon dolara ulaşırken, gayrimenkul firmalarına verilen kredilerin değeri ise yaklaşık 2 trilyon dolar.
Singapur Ulusal Üniversitesi öğretim üyesi Alfred Wu, Bloomberg'e yaptığı açıklamada "Çin'de ev sahibi olanlar, genellikle ailenin tüm kaynağını bir eve yatırırlar. Yani evlerinin negatif getirili bir varlığa dönüşmesi onlar için ölüm kalım meselesi" dedi.
Yerel banka krizleri global dünyayı etkiler mi?
Bu konuyla ilgili de uzmanlar ikiye bölünmüş durumda.
Bir kesim Çin'de emlak balonunun patlamasının 2008 krizinden daha kötü bir krize yol açacağını söylerken, diğer bir kesim, bankacılık sisteminin, Çin hükümetinin yardımıyla kayıpları absorbe edeceğini söylüyor. Zira Çin Merkez Bankası'nın, daha büyük ve sistemsel olarak daha önemli bankaları koruyacağına inanılıyor.
Oxford Üniversitesi Öğretim Üyesi ve UBS'in eski baş ekonomist George Magnus, CNN'e verdiği röportajda "Yerel bankaların borçları için fonlama yapısı, insanların bankalardan mevduatlarını kaçırmalarına, ekonomik performansın bozulmasına ve artan işsizliğe karşı oldukça kırılgan" ifadelerini kullanıyor.
"Bankaların insanlara mevduatlarını ödememesi ve bankacılık skandalları, buzdağının görünen yüzü olabilir" diyen South Carolina Üniversitesi Profesörü Frank Xie'ye göre Çin ekonomisi yavaşladıkça, mali sıkıntıların kötüleşebilir, borç geri ödemelerindeki sorunların Çinli şirketler arasında yayılabilir.
The Guardian'a konuşan Hang Seng Bank baş ekonomisti Dan Wang, "Merkez Bankası, sektörü kurtarmak istiyorsa bu, mortgage faizlerini düşürmeden olamaz. Ayrıca ‘üç kırmızı çizgi' kuralını gevşetmeden gayrimenkul şirketlerinin borç baskını azaltmanın bir yolunu bulmalılar" dedi.
Avustralya Merkez Bankası, 2019'da yayınladığı bir makalede Çin'in küçük yerel bankaları için "Bu bankalar, kamu bankalarına göre küçük görünselerde geleneksel olarak Çin'in bankacılık sistemini domine ediyorlar. Bazıları uluslararası standartlar açısından oldukça büyük. Örneğin Çin'in en büyük yerel bankası, Avustralya'nın beşinci büyük bankasından daha çok varlığa sahip" demişti.
Bazı küçük bankaların zayıf bir kurumsal yönetimi ve/veya gelişmemiş risk yönetimi sistemleri olduğuna yer veren Avustralya Merkez Bankası, raporunda "Son yıllarda bazı yerel bankalar, finansal hesaplarını bağımsız deneticilere sunamadı. Bu gibi faktörler Çin'in borçluluğunu büyütebilir ve finansal istikrarda orta vadeli riskler oluşturabilir" değerlendirmesini yapıyordu.
Avustralya Merkez Bankası'nın 2019'daki tahminlerinde, özellikle daha zayıf ekonomik koşullara sahip bölgelerde yerel bankaların, varlık kalitesi ve zayıf sermaye tamponları gibi konularda sıkıntı yaşayacağını öngörüyordu.
Kamu kurumlarının potansiyel kayıpları absorbe etmesi konusunda bir belirsizlik olduğunu ifade eden Banka, Çinli otoritelerin risk yönetimi için çabalarının süreceğine inandıklarını da belirtmişti.
© The Independentturkish