James Webb Uzay Teleskobu'ndan gelen çarpıcı görüntülerin ardındaki karanlık hikaye

James Webb, birçok LGBTQ bireyin devlet görevlerinden ayrılmaya zorlandığı "Lavanta Korkusu" döneminde NASA'nın başındaydı

(NASA uzay teleskobu)

James Webb Uzay Teleskobu'nun çektiği uzayın en derin görüntülerinin yayımlanması, eve daha yakın bir tartışmayı yeniden alevlendirdi.

Gezegenimizden 13 milyar ışık yılı uzaklıktaki galaksi ve bulutsuların fotoğraflarını getiren teleskop, homofobi suçlamaları nedeniyle adı üzerinden tartışmaların odağı haline geldi.

NASA'nın ikinci yöneticisi James Webb, uzay ajansını 1960'larda yönetmişti ve LGBTQ bireylere yapılan zulümle ilişkilendiriliyor. Bu zulüm o zamanlar yaygındı ve Lavanta Korkusu (The Lavender Scare) diye biliniyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Webb'in NASA'nın başındaki görev süresinde Clifford Norton isimli bir çalışan eşcinsellik şüphesiyle sorgulandıktan sonra 1963'te "ahlaksız, uygunsuz ve yüz kızartıcı davranışlar" nedeniyle işten çıkarılmıştı.

Bilgi edinme özgürlüğü yasası aracılığıyla elde edilen kurum içi NASA belgeleri ilk kez Nature'da yayımlanmış, akademik derginin yazısında "NASA'nın eşcinsel çalışanların işten çıkarılmasının kurumun politikası olacağına karar verdiği, Webb'in yönetici olarak görev yaptığı süre boyunca ajansın bu politikayı dondurma veya değiştirme seçeneği olduğu" ifade edilmişti.

Belgenin kamuoyuna açıklanmayacağı belirtiliyordu. Diğer önemli kararlarsa yazılı olarak değil, toplantılarda sözlü alınmıştı.

James Webb'in mirası konusundaki tartışmalar NASA'da istifalara da neden olmuştu. Nonbinary bir birey olan Lucianne Walkowicz, NASA'nın Astrofizik Danışma Komitesi'ne (APAC) açık mektup yazmış ve ajansı James Webb teleskobunun adlandırılmasıyla sonuçlanan karar verme süreci hakkında yalan söylemekle suçlamıştı.

Kararın açıklanmasının ardından 1700 bilim insanı, öğrenci ve LGBTQ aktivisti, teleskobun adının değiştirilmesi çağrısında bulunan bir dilekçeye imza atmıştı.

 


NASA ise tarihçilerinin Webb'in davranışları hakkında bir soruşturma başlatacağını söylemiş ama teleskobun adını değiştirmenin gerekli olmadığı sonucuna varmıştı. NASA, araştırmayı nasıl yürüttüğünü veya bu sonuca nasıl ulaştığını ise açıklamamıştı.

O dönemde NPR'ye konuşan Baş Bilim İletişim Memuru Karen Fox, "Bu noktada elimizden geldiğince çok şey yaptık ve araştırma çabalarımızda terimizin son damlasına kadar çalıştık" demişti.

NASA, misyonun "topluluğumuzun hayal ettiği, düşlediği ve uğruna çalıştığı olası evrenlerin gökkuşağını yansıttığını ve adının gelecekteki mirasını yansıtması gerektiğini" de söyledi.

Teleskobun fırlatılmasının ardından New Hampshire Üniversitesi'nde fizik profesör yardımcısı ve teleskobun yeniden adlandırılması çağrısına başkanlık eden 4 araştırmacıdan biri olan Chanda Prescod-Weinstein, tweet atarak şunları söyledi:

Teleskobun ismini değiştirme çabalarına öncülük edenlerden biri olarak, bugün biraz buruk hissediyorum; yeni görüntüler için çok heyecanlıyım ama NASA Genel Merkezi'ne çok kızgınım.

The Bad Astronomy blogunun yazarı Phil Plait de Twitter'da şunları yazdı: "Gözlemevi, kesinlikle Hubble'ın tüm yaptıklarına eşit, inanılmaz bilimsel faaliyetler ve muhteşem görüntüler üretecek.

Ama adını bağnazlık ve homofobiye geri dönülmez şekilde bağlı birinden alıyor ve dahası NASA, durumu ele alış biçimini de eline yüzüne bulaştırdı.



* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/space

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU