Kovid'i hatırlayan var mı? Hatırlamalısınız; İntikam için geri döndü

"Kovid'le yaşamak" asla görmezden gelmek ve işleri eskiden olduğu gibi yapmayı sürdürmek anlamına gelmemeliydi

2020 ve 2021'de iptal edilen Glastonbury Festivali bu yıl geri dönmüştü (Reuters)

Kovid'i hatırlayan var mı? Bunun alaycı bir soru olmaması gerekiyordu. Sadece Birleşik Krallık'ta 200 bine yakın insanın hayatına mal oldu (makalenin yazım tarihinde, üzerinde Kovid-19 yazan 196 bin 977 adet ölüm belgesi vardı). Aileleri yok etti. Anlatılmaz zararlara ve acılara yol açtı. Hayatları sonsuza dek değiştirdi. Yaklaşık 400 bin kişi "uzun Kovid" ile yaşıyor. Çoğu eskiden olduğu gibi çalışamıyor veya aktif bir yaşam sürdüremiyor.

Ama şimdi? Sanki Kovid hiç yaşanmamış gibi. Yine de, kısıtlamaların şubatta (çok erken ve çok ani) kaldırılmasından bu yana ülkeyi kasıp kavuran rehavet dalgasından hemen sonra başka bir Kovid dalgası daha geliyor. Enfeksiyonlar ve hastaneye yatışlar, düşük bir temelde ve çok daha düşük ölüm seviyelerinde olsa da, artıyor.

"Platty Joobs" (Kraliçenin taç giyme yıldönümü kutlamaları -çn.) partilerinin ve Glastonbury Festivali'nin hastalığı yaymış olma olasılığı son derece makul görünüyor. Katlanarak büyüdüğünü biliyoruz. Yetkilileri alarma geçirdiğinde durdurmak için artık çok geç olacak. Bu o kadar da uzak olmayabilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ayrıca endişe kaynağı olan şu yeni varyantlar da var: BA.4 ve BA.5. Seleflerine göre ne kadar tehlikeli oldukları henüz net değil. Ancak daha tehlikeli olmasalar bile, daha önce bildiğimizden hem daha bulaşıcı hem de daha saldırgan endişe kaynağı başka bir varyantın ortaya çıkması mümkün. Bu tür mutasyonlar rastgele gerçekleşiyor (grip bile öldürücülükte yukarı aşağı oynuyor).

Bu yüzden hükümetin, herkese Kovid'i unutturup hayatımızı normal biçimde yaşamamız için propaganda çabasıyla bu denli Kovid izleme ve gözetim altyapısını sökmesi çok pervasızdı ki okullardaki rutin testlerden bahsetmiyorum bile. Kovid çağında yaşamlarımızı eskiden olduğu şekilde sürdüremeyiz. Bu dersi büyük bir maliyetle tekrar öğrenmek zorunda kalabiliriz.

Bu yıl mütevazı halk sağlığı önlemlerinin kaldırılması (ki bu tedbirler "tecritten" uzaktı), Boris Johnson'ın hatalı olduğu bir diğer büyük karardı. Olması gereken şey, azalan Kovid vaka yüküyle başa çıkmak için değil, Ulusal Sağlık Servisi'nin (NHS) biriken Kovid harici vakalarını temizleyebilmesi amacıyla Kovid'in hastanelerden uzak tutulması için önlemlerin uzatılmasıydı. Bunu yapmadık ve bu nedenle NHS üzerindeki sürekli baskı, Brexit sonrası personel kaybıyla birlikte arttı.

Öyleyse bizi "Kovid'le yaşatma" yönündeki bu çaba başarılı oldu. Şimdi, benim gibi Kovid'den korkan kediler bile süpermarkette ağız maskesi takarken veya sosyal etkinlikleri geri çevirirken rahatsızlık duyuyor. Belki aşılarımızla sürü bağışıklığına gerçekten ulaşamadık ama sürü içgüdülerimizi yitirmedik. Öyle bile olsa vaka sayılarındaki son artış, kapalı alanlardaki partilere ve hatta iş etkinliklerine davetler hususunda hepimizin biraz dikkatli olmasını gerektiriyor.

Kovid'in hâlâ dışarıda bir yerlerde var olduğunu, insanları hâlâ hasta ettiğini, klinik açıdan savunmasız kimselerin halen tehlike içinde bulunduğunu kabul etmekte isteksiz olmamız anlaşılabilir. Hoş bir şey değil. Geçtiğini ya da mevsimsel grip gibi olduğunu düşünmeyi tercih ediyoruz. Boris Johnson'ın bu yıl yutturmaya başladığı Kool-Aid'i içtik, "Kovid-19'la yaşamayı öğrenmeliyiz" veya "pandemiyi geride bırakmak", normal yaşamak gibi şeyler.

Bugünlerde asgari önlemler bile alınmıyor. Hastaneler ve ameliyatlar dışında maske takmak artık yok denecek kadar az. Mesafemizi korumamıza ve kalabalık alanlarda yüzümüzü kapatmamıza yol açan akran baskısı da ortadan kalktı ve tersine döndü. Parti skandalı tartışması bazı kimselerin algılarının, Kovid'in tedavisi veya aşısı olmayan (o zamanlar öyleydi) az anlaşılmış, potansiyel açıdan ölümcül bir tehditten Downing Sokağı’nda yasaların çiğnenmesini önemsiz bir şey olarak değerlendirmeye kadar ne ölçüde değiştiğini gösterdi.

O zaman önümüze bakalım. Yaz gündönümünü geride bıraktık, bunu üzülerek söylüyorum, zamanı geldiğinde hava bizi (henüz değilse bile) tekrar eve sokacak. Vakalardaki ve hastaneye yatışlardaki mevcut artış yoğunlaşacak. Yeni varyantlar ortaya çıkacak. Bazıları özellikle hınzır olacak.

Öyleyse, şu an hazırlanma zamanı olduğuna göre, yaklaşan sonbahar dalgası için alınacak önlemlerde ne durumdayız? Henüz keşfedilmemiş koronavirüs varyantlarına karşı korunmamızı sağlayacak yeni çok antikorlu dozlar ve taze güçlendirici aşılar için dürtü nerede? Daha savunmasız gruplara mensupsak bize gereksiz risk almamayı hatırlatan kamu bilgilendirme kampanyası nerede? Tedavileri ve kişisel koruyucu cihazları stokluyor muyuz? Yeterince ambulans var mı? Yeterli sayıda vasıflı ve yarı vasıflı NHS personeli var mı?

Şu anda NHS kaynaklı haberlere ve yayımlanan aşılama oranlarına bakılırsa bundan şüpheliyim. İçimizde her 10 kişiden sadece 7'si tam aşılanmış (yani güçlendirici doz almış) ve nüfusun yaklaşık yüzde 7'siyse hiç aşılanmamış.

Bu tür bir savunma eksikliği, ılımlı hafif bir enfeksiyon dalgasının bile zorlanan sağlık hizmetlerimiz için çok fazla olabileceği anlamına geliyor. Her zaman olduğu gibi, ulus hazırlıksız hissediyor.

"Kovid-19'la yaşamak" asla görmezden gelmek ve işleri eskiden olduğu yapmayı sürdürmek anlamına gelmemeliydi. Kovid-19'la sorumlu bir şekilde yaşamak, virüsün aramızda yayılmayı sürdürmesini önlemek için iş ve keyif örüntülerini ayarlamak anlamına geliyor. Bu, sorumlu aşılama yoluyla sürü bağışıklığı korumasını en üst düzeye çıkarmak ve koruma kapsamı sayısını daha yükseğe çıkarmak için sürekli çaba sarf etmek anlamına geliyor. NHS'yi bir diğer halk sağlığı acil durumuna hazır kılmak anlamına geliyor. Bu, Test ve Takip'i krizden evvel düzeltmek, izleme ve gözetimi geri getirmek anlamına geliyor (kanalizasyon tesislerinde yapılan ve paha biçilmez bilgi sağlayan polio testi gibi).

Ancak sürekli tetikte kalarak Kovid-19'la gerçekten yaşayabilir ve onu hayatımızdan mümkün olduğunca uzak tutabiliriz. Boris Johnson böyle istese bile yokmuş gibi davranamayız.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU