Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Madrid'de imzalanan üçlü muhtıranın üyelik olarak lanse edilmesi doğru değil. Finlandiya ve İsveç'in yazılı taahhütlerini ne ölçüde yerine getirdiğini değerlendireceğiz." dedi.
Altun, Finlandiya gazetesi Helsingin Sanomat’ın Madrid'deki NATO Liderler Zirvesi'nde imzalanan üçlü muhtıraya ilişkin sorularını yanıtladı.
Diplomasinin devletlerin çıkarlarının kesiştiği noktaları bulma veya oluşturma sanatı olduğunu anlatan Altun, Madrid'de Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında bir muhtıra imzalandığını ve Türkiye'nin müzakere sürecinden istediğini aldığını söyledi.
Sürecin başından itibaren Türkiye'nin, NATO'nun genişlemesine dair kategorik bir itirazının olmadığını hatırlatan Altun, ancak Türkiye'nin NATO'ya girmek isteyen ülkelerden ittifakın değer ve hedeflerini paylaştığına dair somut bir taahhüt beklediğini belirtti.
En önemli beklentilerinin PKK, YPG ve FETÖ’nün “propaganda, eleman devşirme ve finansman faaliyetlerine engel olunması olduğunu” vurgulayan Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
Zira bu örgütlere verilen siyasi, maddi veya askeri destek, doğrudan doğruya Türk vatandaşlarının can ve mal güvenliğine tehdit oluşturmaktadır. Aynı zamanda tarihin en önemli askeri ittifakı olan NATO’ya üye olmak isteyen bu iki ülkenin, NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye’ye herhangi bir silah ambargosu uygulamasının söz konusu olamayacağını açıkça söyledik. Neticede bir muhtıra imzalandığına göre Finlandiya ve İsveç’in terörle mücadele konusunda ne kadar ciddi ve kararlı olduğumuzu tam anlamıyla idrak ettiğini anlıyoruz.
Altun, müzakerelerde ele alınan en çetin konunun ne olduğunu sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ifade ettiği üzere Türkiye'nin Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine ilkesel ve bütünsel bir perspektiften yaklaştığını kaydetti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"NATO üyeliği bir hak değil ayrıcalık"
Finlandiya ve İsveç'in 70 yıldır parçası olunan NATO'ya katılmasının uygun olup olmayacağını değerlendirdiklerini anlatan Altun, Türkiye'nin beklentilerini bu ülkelerle açıkça paylaştığını aktardı.
Bu sürece ayrı ayrı başlıklar olarak bakmadıklarına dikkati çeken Altun, "Örneğin terörle mücadele konusunda adım atıldığı, ancak yaptırımların sürdüğü bir senaryoda herhangi bir taviz vermeyecektik. Aynı şekilde terör konusunda herhangi bir esneklik göstermemiz söz konusu olamazdı. Bu açıdan müzakerelerde tüm konular eşit ağırlıklı olarak ele alınmıştır" dedi.
“Taleplerimizden vazgeçmedik”
İletişim Başkanı Altun, Türkiye'nin herhangi bir talebinden vazgeçip vazgeçmediğinin sorulması üzerine, "Hayır. Son derece meşru taleplerde bulunduk. Zaten bu taleplerin karşılanmadığı bir senaryoda Finlandiya ve İsveç'in üyelik taleplerinde ilerleme kaydedilmesi, doğrudan doğruya NATO'yu tehlikeye atabilirdi. Dolayısıyla herhangi bir taviz vermemiz söz konusu olamazdı" yanıtını verdi.
“Üzerlerine düşen sorumluluk, verdikleri sözleri tutmak”
"Finlandiya, Türkiye'den NATO'ya katılımını gecikmeden onaylamasını bekleyebilir mi?" sorusu üzerine Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
Madrid'de imzalanan üçlü muhtıranın üyelik olarak lanse edilmesi doğru değil. Finlandiya ve İsveç’in yazılı taahhütlerini ne ölçüde yerine getirdiğini değerlendireceğiz. NATO üyeliği bir hak değil ayrıcalık. Bu ayrıcalığı elde etmek isteyen devletlerin bazı şartları karşılaması gerekiyor. Bu kapsamda PKK'nın yanı sıra YPG ve FETÖ'nün metinde terör örgütü olarak tanınmış olması önemlidir. Şimdi bu iki ülkenin üzerine düşen sorumluluk, verdikleri sözleri tutmaktır.
İade talepleri
Altun, “kendilerini Finlandiya halkına mağdur gibi tanıtan örgüt mensuplarının gerçek yüzlerini son birkaç ayda şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösterdiği” görüşünü dile getirdi.
Son olarak Helsinki'de PKK mensuplarının Finlandiyalılara saldırma görüntülerinin ortaya çıktığını söyleyen Altun, "Bu insanların, Finlandiya'nın çıkarlarını önemsemediği, ülkenizin değerlerini paylaşmadığı ortadadır. Finlandiya makamları hem taahhütlerini yerine getirmek hem de vatandaşlarını bu tehditten korumak için gereken adımları atmalıdır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin beklentilerini hem resmi görüşmelerde hem de kamuoyuna yapılan açıklamalarda açıkça ortaya koyduklarını, burada önemli olanın terörle mücadele konusunda gereken adımların atılması olduğunu vurgulayan Altun, "Bu adımların nasıl atılacağı Finlandiya hükümetinin meselesidir. Biz neticeye bakarız" şeklinde konuştu.
Hem Finlandiya hem de İsveç'in yazılı olarak terör örgütü mensuplarının iadesiyle ilgili taahhütlerde bulunduğunu hatırlatan Altun, şunları kaydetti:
Türkiye terör örgütü mensupları hakkında gerekli bilgileri iki ülkenin makamlarıyla paylaştı. Teröristlerin iadesi konusu elbette ilgili devletlerin samimiyeti açısından bir test olacaktır. Türkiye'de anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışan, şiddet eylemlerine karışan, masum insanların can ve mal güvenliğini tehdit eden insanlara güvenli liman sağlamak zaten müttefiklik ruhuna aykırı olacaktır.
AA, Independent Türkçe