İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Suriyelilerin ve diğer sığınmacıların Türkiye'de gettolaşmasını ve ayrı mahalleler kurmasını önlemek için verdiği kanun teklifi hakkında açıklamalarda bulundu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İktidarın 1934'ten bu yana uygulanan imar iskan kanununu 2007'de ortadan kaldırdığını belirterek bugünkü Suriyeli ve yabancı sorununun kaynağının yeni iskan kanunundaki eksiklikler olduğunu söyledi.
"Avrupa aradığı taşeronu 2002'de buldu"
Ssığınmacı meselesinin yeni olmadığını, 2001 yılında Avrupa'nın Türkiye'yi bir sığınmacı hendeğine dönüştürmek için düğmeye bastığını ileri süren Türkkan, "Afrika, Ortadoğu ve Asya'dan 10 yıllar içinde milyonlarca insanın Avrupa yollarına düşeceğini hesapladılar. Hatta bunun için küçük bir bütçe dahi hazırladılar. Türkiye bir güvenlik duvarı, bir göçmen hendeği olacaktı. 2002 seçimleri sonrası ise aradıkları taşeronu da buldular" diye konuştu.
"İskan kanunundaki yüzde 10 sınırı kaldırıldı"
2001!de Avrupa Parlamentosunda konuşulanların 21 yıl içerisinde tek tek hayata geçirildiğini ifade eden Türkkan, şunları söyledi:
Öncelikle Atatürk hayatta iken 1934'de çıkarılan imar iskan kanununu 2006 yılında tarumar ettiler. Türkiye'nin demografik yapısının sigortası olan Türkiye'de bulunan yabancıların nüfusu bulundukları yerlerdeki belediye nüfusunun yüzde 10'unu geçemez ibaresini kaldırdılar. Her şey burada başladı. Yani Avrupa'nın Türkiye'yi sığınmacı hendeğine dönüştürme fikrine Ak Parti yasal zemin oluşturdu. Tüm bu süreçte Avrupa 2001'de taahhüt ettiği ödemeyi de yaptı. Ak Parti yaptığı at pazarlığı ile 6 milyar euro'ya sığınmacı hendeği olmanın ücretini taksit taksit aldı
"AK Parti Avrupa'ya söz verdi"
Türkkan, Türkiye kamuoyunu ikna etmek için Suriyelilerin ve diğer sığınmacıların Türkiye'ye gelişi hakkında yalanlar ve algı oyunları yapıldığını, gelenlerin savaştan kaçan insanlar olarak milletin kandırıldığını söyledi. Türkkan; "Bugünkü mesele basit bir sığınmacı meselesi değil. Bugün Suriyeliler, Afgan ve Pakistanlılar. Yarın İranlılar ve diğer Orta Doğu ülkelerinden akın gelecekler. Bugün Suriyelileri göndermeyeceğiz diyenlere, pasaportlarını yırttıkları için göndermiyoruz diyenlere kanmayın. Suriyelileri göndermeme kararı hükumetin değil Avrupa'nın projesi. Ak Parti İktidarı sadece onların taşeronu. Bu konuda kendi iradeleri yok. Avrupa ne derse onu yapıyorlar. O yüzden dış politikada sıkıştıklarında açarız kapıları diye blöf atıyorlar" şeklinde konuştu.
İYİ Partili Türkkan sözlerine şöyle devam etti:
İktidar kapıları açmayacak. Onları da ülkelerine geri göndermeyecek. Onları burada toplamak için Batı'ya söz verdiler. Bunun için para dahi aldılar
"İç siyasete meze yapılmayacak kadar ciddi bir konu"
Bu konunun seçim vaadi ya da iç siyasette "gidecekler-gitmeyecekler" tartışmasının ötesinde bir konu olduğunu, bir vatan meselesi, bir milli güvenlik ve beka meselesi olduğunu dile getiren Lütfü Türkkan, " Ortada bir proje var. İYİ Parti olarak Türkiye'nin böyle bir oyuna gelmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Batı'nın Türkiye'yi Avrupa'nın güvenlik duvarına çevirmek ve aynı zamanda Türkiye'yi ihtiyaç duyduklarında kullanacakları amele pazarına çevirmek istediğini ileri süren Türkkan, bunun önüne geçmek için bir devlet politikasına ihtiyaç olduğunu söyledi.
"Göndermeyeni gönderirler"
Göçü engellemenin, sınırları korumanın ve sığınmacıları geri göndermenin artık devletin en öncelikli politikası olması gerektiğini ifade eden İYİ Partili Türkkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bunun dışındaki her yol, her karar ve her içi boş tartışmadan ibarettir. Türkiye bu konuda yeterince para ve zaman kaybetti. Emperyalistlerin Türkiye üzerindeki projeleri işbirlikçileri sayesinde tıkır tıkır işliyor. Büyük sorunlar gevezelikle çözülmez. Unutmasınlar. Sığınmacıları göndermeyeni gönderirler. İlk seçimde gidiş biletlerini tek yön olarak zaten şimdiden kestiler
Independent Türkçe