"Faiz sebep, enflasyon sonuçtur" diyerek faize karşı savaş açan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çok değil bundan 6 ay önce "nas" vurgusu yapmıştı.
"Nas ortada dururken sana, bana ne oluyor?" diyen Erdoğan'ın bu çıkışından sonra Merkez Bankası, politika faizini indirmeye başladı.
Faizde indirimi oldukça döviz ve altın yükselmiş Türk Lirası (TL) değer kaybetmişti. Bunun üzerine 30 Kasım'da "Yeni Ekonomik Model" devreye konuldu.
Bu modele göre ihracat ve istihdam artacak, ithalat azalacak, cari açık bitecekti. Tabii bunun neticesinde enflasyondaki artış hızlı bir şekilde düşürülecekti.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Faiz düşürüldükçe döviz yükseldi. İthal edilen malların fiyatı arttı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Kur korumalı TL vadeli mevduat" kötü gidişatı durduramadı
Bunun üzerine bir dönem uygulanan ve Hazine'ye maliyeti çok yüksek olan bir yöntem hayata geçirildi.
21 Aralık 2021'de hayata geçirilen "kur korumalı TL vadeli mevduat" hesabıyla döviz ve altın fiyatları aşağı çekildi. Dolar kurunun 18 liradan 11 lira indirilmesi üzerine halaylar çekildi.
Yeni ekonomik modelin bir uygulaması olarak hayata geçirildiği vurgulanan "kur korumalı TL vadeli mevduat" ile ekonomideki kötü gidişatın durdurulduğu iddia edildi.
Siyasi söylemlerde bahar havası esmeye başladı. İktidar temsilcilerin özgüven patlaması baş gösterdi. "Yaparsa yine AK Parti yapar" sloganıyla Türk ekonomisinin "şahlanışa" geçeceğini savunuldu.
"Nas devreden çıkarıldı, cumhurbaşkanı 'faiz kullanın' çağrısı yaptı
Özellikle de kabine mensupları ihracatta rekorların kırıldığını ifade etti.
Peki gerçekten öyle mi? İthalat azaldı, ihracat attı mı? İstihdam rakamları yükseldi mi? Döviz kurları "stabil" hale geldi mi? Yüzde 14'te sabitleşen politika faizine karşı reel faiz de düştü mü? En önemlisi de halkın alım gücünü etkileyen enflasyon düştü mü?
Bunun için resmi verilere bakmak gerekiyor. Buna geçmeden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü "müjdeli" açıklamalarında faiz konusunda "nas"ı devreden çıkardığını ortaya koydu.
Müteahhitlerin işini kolaylaştıracak açıklamaların yer aldığı açıklamada Erdoğan, ilk defa ev sahibi olacak vatandaşların 2 milyona kadar alacakları kredinin 0,99 olduğunu ifade etti. Yani başka bir ifade ile vatandaşın faiz alması için çağrı yaptı. Nas faizi haram kılıyorsa, savaş başlatıp düşüren Erdoğan neden insanların faiz kullanarak ev sahibi olmasını istedi.
Dolar kritik eşik olan 15 lirayı geçti
İkincisi ise Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin sık sık dile getirdiği döviz kurlarında da "stabil" durum korunamadı. 11 liraya düşürülen hemen ardından "kur korumalı TL vadeli mevduat" hesaplarına rağmen 14 lirayı kadar çıkan dolar, yine durdurulamaz oldu.
Dolar, Türk lirası karşısında kritik eşik olan 15 lirayı geçti. Şu anda 1 dolar 15 lira 24 kuruştan işlem görüyor. Diğerlerini tek tek yazmaya gerek yok. Zira lira birçok para birimi karşısında değer kaybetmeye devam ediyor.
Gelelim "artacak ve cari açığın kapanmasını beraberinde" getirecek denilen ihracata.
Bu konudaki tabloyu Ticaret Bakanlığı'nın resmi sitesindeki rakamlar gözler önüne seriyor.
Resmi rakamlar tabloyu gözler önüne seriyor
Bakanlık sitesindeki verilere göre nisanda 23 milyar 364 milyon ihracat gerçekleştirildi. Ama buna karşı gerçekleşen ithalat miktarıysa 29 milyar 466 milyon dolar. Yani sadece nisandaki cari açık bile 6 milyar 102 milyonu buldu.
Ancak kimse ihracattan daha ziyade ithalatta rekorların kırıldığını dile getirmiyor. İktidar mensuplarının cari açık yerine ihracatın, ithalatı karşılama oranına vurgu yapması dikkatlerden kaçmadı. Oysa geçmişte ihracatın, ithalatın karşılama oranı yüzde 100 geçtiği bile oldu.
Kur korumalı TL vadeli mevduatın hayata geçirildiği aralık ayından bu yana yani ilk 5 ayda gerçekleşen toplam cari açık 39 milyar 340 milyon dolar.
Aralık, ocak, şubat, mart ve nisanda gerçekleşen ihracat ve ithalat miktarları şöyle:
Yıl | İhracat(milyar dolar) | İthalat(milyar dolar) | Hacim | Cari açık | Karşılama oranı (yüzde) |
Aralık 2921 | 22,233 | 29,066 | 51,299 | - 6,832 | 76,49 |
Ocak 2022 | 17,565 | 27,844 | 45.409 | -10,278 | 63,09 |
Şubat 2022 | 19,927 | 27,886 | 47,813 | - 7,959 | 71,46 |
Mart 2022 | 22,709 | 30,878 | 53,586 | - 8,169 | 73,54 |
Nisan 2022 | 23,364 | 29,466 | 52,830 | - 6,102 | 79,29 |
Ticaret Bakanlığı'nın sitesinde 2013 ile 2022 yılları arasında ay ay verilen ihracat ve ithalat verilerine göre Türkiye'nin cari açığı kimi aylarda artıya bile geçmiş. Ancak yeni ekonomik model ve "kur korumalı TL vadeli mevduat" hesaplarının uygulamaya geçirildiği aydan bugüne kadar cari açık sürekli artış göstermiş. Yani ihracat bir miktar artmış olsa da ithalatın daha çok artığını rakamlar net bir şekilde gözler önüne seriyor.
İşsizlik düşmedi aksine arttı
Yeni ekonomik modelle birlikte politika faizi düşürülmüş olsa da reel faizlerin artığını da yine rakamlar gösteriyor.
İstihdamın artmadığı da ortada. Zira bugün açıklanan verilere göre Türkiye'deki işsizlik oranı 11,5'i buldu.
Enflasyona gelince bu durum daha fazla can sıkıyor. Çünkü, Türkiye yüksek enflasyonda dünyada 6'ıncı, G20 ve Avrupa ülkeleri arasında ise birinci sıraya yerleşmiş durumda.
Yüksek enflasyonun birinci nedeni uygulanan ekonomik politikalar
Ekonomist Prof. Dr. Hakan Kara'ya göre Türkiye'deki yüksek enflasyonun büyük bölümü dış etkilerden değil uygulanan yanlış politikalardan kaynaklanıyor.
Sonuç ihracat bir miktar artmış olsa da cari açık kapanmıyor. İstihdam artmıyor. Ardaki kayıpları ödeme garantisiyle açılmış "kur korumalı TL vadeli mevduat" hesaplarına ciddi miktarlarda para yatırıldı.
Hazine'ye büyük yük getireceği kesin olmasına rağmen bu hesaplar bile dövizin yükselişini durduramadı. En önemlisi de artık herkes tarafından kabul edilen yüksek enflasyon düşürülemiyor.
Durum böyle olunca da lira değersizleşiyor ve halkın alım gücü yapılan yüksek zamlarla sürekli düşüyor.
© The Independentturkish