Bugünkü köşesinde "SETA Raporunun Özü” başlıklı bir yazı kaleme alan Aydınlık yazarı Mustafa İlker Yüce, başta gazeteciler olmak üzere geniş bir kesimden tepki alan SETA (Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı) raporuna destek verdi.
Yazısında "Devlet medyasının görevi bellidir. Bağlı bulunduğu devletin çıkarı için yayın yapar. SETA raporunun gözlerden kaçırılmaya çalışılan en önemli yönü budur” ifadelerini kullanan Yüce, Türkiye’de faaliyet gösteren CNN, Voice of America, BBC, Independent, Deutsche Welle, Sputnik, İranlı Fars ajansı, Çin radyosu gibi yabancı basın kuruluşlarını daha önce manşetlerine taşıdıklarını hatırlattı.
SETA’yı destekleyenlerin ortak paydada buluştuğu "Rapor, kamuya açık bilgilerden oluşuyor” savunmasını yapan Yüce, şunları söyledi:
SETA bu kuruluşların 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi gecesi gibi kritik anlardaki haberlerine odaklanarak, kuruluş çalışanlarının sosyal medya paylaşımları ve mesleki geçmişlerini de inceleyerek değerlendirme yapmaya çalışıyor. Batı medyası ve uzantıları, FETÖ liderinin ağzından ‘Darbe Tayyip
Erdoğan’ın senaryosu’ vurgusu yaparken, darbecilerin gözaltına alınma haberlerini ‘Muhalifleri tasfiye’ diye verirken, PKK hendeklerinin kapatılmasını ‘Kürtlerle savaş’ başlıklarıyla duyururken gazeteciliği hatırlamayanlar fişi takılmış gibi bir anda koro oluşturdular.”
Aydınlık yazarı Yüce, "SETA raporunun özünü perdeleme korosu’ gerçeği önemsizleştirme konusunda ne kadar etkili olduklarını gösterdiler" ifadelerini kullandı.
Gazetecilerden tepki
SETA Çalışma Grubu'nun yabancı basının Türkçe servisleri aracılığıyla Türkiye’nin küresel alanda nasıl resmedildiğini araştırmak gerekçesiyle hazırladığı 202 sayfalık "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" isimli rapor, 5 Temmuz’da yayınlandı.
Kurumun "bilimsel araştırma” dediği bu raporda, yabancı basın kuruluşlarının Türkçe servislerinde çalışan tüm editör, muhabir ve kameramanlar isim isim yer aldı.
İsim listelerinin altında gazetecilerin sosyal medya hesaplarında kimi takip ettikleri, hangi haberleri paylaştıkları, kimin paylaşımlarını beğendikleri gibi bilimsel araştırma nosyonundan uzak veriler vardı.
Independent Türkçe’den yapılan yazılı açıklamada söz konusu rapor, 28 Şubat post-modern darbesini hazırlayan Batı Çalışma Grubu’nun liderlerinden Çevik Bir ve Erol Özkasnak’ın hazırladığı ve gazetelere servis ettiği andıça benzetildi.
BBC, "Gazetecilerin 'fişlenmesi' kesinlikle kabul edilemez” açıklamasını yaparken BBC Türkçe adına yazılı bir açıklama yayınlayan Editör Murat Nişancıoğlu, "BBC ilkelerine göre, hiçbir siyasi baskıya maruz kalmadan gazetecilik yapıyoruz” diyerek şu ifadeleri kullandı:
Bir araştırmanın ciddiyetini ölçen bir kriter de araştırmacının incelediği ve eleştirdiği konuya ilişkin tüm verileri değerlendirip değerlendirmediğidir. Bunun yerine birkaç haberi cımbızlayıp, o konudaki yayın bütünlüğü kapsamından kopartarak, önceden niyetlendiğimiz sonuca ulaşmak ve bunu kanıtmış gibi göstermeye çalışmak manipülasyondur. Değil üniversitede, orta dereceli bir okul ödevinde bile bunu yaparsanız çakarsınız. Bu raporun yazarı aklınca tam bir kurnazlıkla bunu yapmaya çalışmıştır.
Deutsche Welle (DW) adına açıklama yapan Basın Sözcüsü Christoph Jumpelt, "Deutsche Welle gibi uluslararası bir medya kurumu tabii ki hakkındaki eleştirilerle yaşamak zorundadır” diyerek yayınladığı açıklamasına şöyle devam etti:
Ancak burada sözde bilimsel araştırma adı altında yapılan, gazetecilerin ismini kötüye çıkarma ve toplum önünde itibarsızlaştırma çabasıdır. Bu kabul edilemez. Söz konusu iddiaları reddediyoruz. DW, Türkiye’deki gelişmelerle ilgili tarafsız ve nesnel habercilik anlayışını sürdürmeye devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), 8 Temmuz’da SETA raporuna ilişkin suç duyurusunda bulundu.
Independent Türkçe