Gerçekten ileride Hatay'ı Suriyeli bir belediye başkanı yönetebilir mi?

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş'ın sözleri, uzun zamandır gündemin öncelikli maddesi haline getirilen sığınmacı meselesindeki tansiyonu yükseltti. Başkan haklı mı yoksa bu sözleri komplo teorisi mi?

Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacılar, muhalefet partilerinin ajandalarında ilk gündem maddelerinden biri haline geldi / Fotoğraf: AFP 

Hatay, Suriye iç savaşının etkilerini önemli oranda yaşayan şehirlerin başında yer alıyor. 

2011 yılında Suriye'de iç savaş başladığında, oradaki sivillerin ilk sığınaklarından biri burası oldu.

"Açık kapı politikası"nın bir gereği olarak yüzbinlerce Suriyeli, Hatay'a geldi.

Bir kısmı burada kaldı bir kısmı ise Hatay'dan başka şehirlere dağıldı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İçişleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de "geçici koruma" kapsamında 3 milyon 750 bin Suriyeli sığınmacı var. 

En fazla sığınmacı 538 bin ile İstanbul'da. İstanbul'u 461 bin kişi ile Gaziantep, 433 bin kişi ile Hatay izliyor. 

En fazla göçmene ev sahipliği yapan diğer iller ise Adana, Mersin, Bursa, İzmir, Konya ve Kilis. 

1 milyon 628 bin Türk vatandaşının yaşadığı Hatay'da, bu sayının neredeyse 4'te 1'i oranında da sığınmacı yaşıyor. Toplam sığınmacılardan Türk vatandaşlığı hakkı kazananların sayısı ise yaklaşık 200 bin.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş: Suriyeli kadınlar çok çocuk doğuruyor, 12 yıl sonra belediye başkanı Suriyeli olabilir

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, geçen günlerde Suriyeli kadınların her yıl bir çocuk doğurduğunu iddia etti. 

Çok eşli ailelerde Suriyeli nüfus patlaması yaşandığını öne sürdü Savaş, şunları söyledi: 

"Suriyelilere vatandaşlık, seçme ve seçilme hakkı verilmesi büyük hata oldu. Böyle giderse biz azınlığa düşeceğiz. 12 yıl sonra Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Suriyeli olacak. Toprak almaları yasak ama Türk ortakları üzerinden ara senediyle sürekli toprak alıyorlar. Uyarıyorum: Hatay gidiyor!"

Peki, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş'ın, "12 yıl sonra Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Suriyeli olacak" açıklamalarında gerçeklik payı var mı?

Hatay'ı -ve Suriyeli sığınmacı yoğunluğu fazla olan diğer kentleri- ileride Suriyeli bir belediye başkanı yönetebilir mi? 

Bu tür açıklamalar içi dolu olmayan komplo teorisinden mi ibaret yoksa gerçekleşme ihtimali güçlü bir öngörü mü?

"Oy kullanmak için şartlar belli"

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Genel Başkanı Avukat Resul Demir, bu sorulara başka bir soruyla karşılık veriyor: O nasıl olacakmış?

Türkiye'de "sığınmacı" statüsüyle yaşayan Suriyelilerin çok az bir kısmının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı hakkı aldığına değinen Demir, "Bunlar da 'ele geçirme' zihniyetinde olanlar değil. İstisnai olarak ülkemize gelen, mesleklerinde kalifiyeli ve Türkçeyi bilen insanlar. Bu istisnalar dışında kimseye Türkiye Cumhuriyeti kimliği verilmedi" dedi.

 

Resul Demir.jpeg
Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Genel Başkanı Resul Demir

 

"Bu açıklamalar sığınmacıları tedirgin ediyor"

Seçim kanununda oy kullanabilmenin şartlarının çok açık olduğunu vurgulayan Demir, "Kimliği olmayan, vatandaşlık hakkı kazanamamış birinin oy kullanabilmesine imkan yok. Hal böyleyken nasıl olur da yönetimi ele geçireceklerinden bahsediliyor anlamıyorum" ifadelerini kullandı.

Seçim yaklaştıkça muhalefet partilerinden sığınmacılara yönelik benzer açıklamaların gelmesini beklediklerini ifade eden Demir, bu tür açıklamaların göçmenler üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğunu belirterek, "Sokağa çıkarken hep kaygı duyuyor ve tedirginlik içinde yaşıyorlar. Bu da uyum problemi yaşamalarına neden oluyor" şeklinde konuştu.

Saadet Partili Aydın: İlk düğme yanlış iliklendi

Saadet Partisi Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Fatih Aydın da ilerleyen dönemlerde Suriyeli sığınmacıların kent yönetimlerini "ele geçirmelerini" olası görmeyenlerden.

Göçmen meselesinde yaşanan sorunların kaynağının hükümet politikasında aranması gerektiğini ifade eden Aydın, "İlk düğme yanlış iliklendi. Yaşananlar bunun sonuçları. Düzgün bir planlama ile buradaki Suriyelilere de huzurlu bir yaşam temin edilemedi, entegrasyon sağlanamadı, geleceklerine ilişkin öngörüsüzlük var, planlama yapılmadı… Bütün bunlar alt alta sıralanınca kaos kaçınılmaz bir hale geldi" dedi.

 

Fatih Aydın Saadet
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fatih Aydın

 

"Acilen bir planlama ortaya konulması" gerektiğini ama hükümetin böyle bir planlama yapacağına yönelik bir irade göremediklerini savunan Aydın, "İlk seçimde iktidar olduğumuzda diplomatik kanalları kullanarak buradaki Suriyelilerin barış, huzur ve güven içinde ülkelerine dönmelerini sağlayacağız. Eğer bu yapılmazsa sorunlar artarak devam eder" şeklinde konuştu.

EMEP Genel Başkanı Akdeniz: "Benzer açıklamalar Almanya'da yapılsa 'neo-nazi' derler"

Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş'ın sözlerine tepkili.

Akdeniz, şunları kaydetti:

"Almanya'da belli başlı kentlerde Türklerin nüfus oranı çok yüksek. Federal parlamentoda milletvekili ve belediye başkanı olabiliyorlar. Aynı sözleri Almanya'da yaşayan Türkiyeliler için söyleyen biri, başta 'neo-nazi' suçlaması olmak üzere birçok tepkiyle karşılaşır. Ama burada Suriyeliler için benzer açıklamalar yapıldığında aynı tepkiler verilmiyor."

"İç savaşlarda 20 yıldan önce geri dönüş olmaz"

"Dünya iç savaş tarihinin önümüze koyduğu bir gerçek var" diyen Akdeniz, "Savaş bitse bile göç eden insanlar 20 yıldan önce geri dönmüyor. Sürgün ve göç coğrafyalarında doğan çocuklar ise hiç dönmüyor. Savaş boyunca Türkiye'de yüzbinlerce Suriyeli çocuk doğdu. Artık İzmirli, Ankaralı, Batmanlı çocuklar ve Şam'ı Halep'i bilmiyorlar. Yaşlı Suriyeliler, savaş bitse dahi çocuklarının geri dönmek istemediğini söyleyerek ailelerinin parçalanacağı endişesi yaşıyor" yorumunda bulundu.

 

Ercüment Akdeniz
EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz

 

"Çözüm odaklı yaklaşım gerekiyor"

"Sistem partileri oy devşirmek uğruna popülist söylemlere yöneliyorlar. Bunlar çok tehlikeli. Sosyal fay hatlarını kırma ve ciddi şiddet olaylarının kapısını aralama potansiyeli var" ifadelerini kullanan Akdeniz, şunları söyledi:

"Bu meseleye çözüm odaklı yaklaşmamız gerekiyor. Sığınmacıların Hatay'da nüfus oranını zorladığı doğru. Benzer sorunlar Kilis, Şanlıurfa ve Gaziantep şehirlerinde ya da İstanbul'un Fatih ve Esenyurt ilçelerinde de yaşanıyor. Merkezi idareden belediyelere, il ve ilçe sınırlarında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfusuna göre kaynak aktarılıyor. Bu kaynağın, mülteci ve sığınmacıların da dahil olduğu genel nüfusa göre verilmesi gerekiyor. Belediye başkanları bunu talep etmeli. 

Çözümün şartlarından biri de Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasında imzalanan geri kabul anlaşmasının kaldırılması. Eğer bu anlaşma kaldırılırsa, Türkiye'de yaşayan sığınmacıların önemli bir bölümü Avrupa ülkelerine gidecektir. Para karşılığı AB'nin göçmen deposu olmayı kabul etmek ama bunun bedelini Suriyelilere ödetmeye çalışmak insani değil. AKP'nin 10 yıllık göçmen politikası faciaydı ama muhalefet partileri de çözüm odaklı davranmıyor, iktidarın ekmeğine yağ sürüyor." 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU