Taliban'ın Afganistan'da kontrolü sağlamadan önce Batılıların desteklediği hükümete ait pek çok kurumda gizli ajanı olduğu iddia edildi.
ABD'nin saygın gazetelerinden Wall Street Journal'ın (WSJ) haberine göre bu ajanlar, Taliban'ın başta başkent Kabil olmak üzere pek çok bölgede gücü eline almasını sağladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Uyuyan ajanların pek çok üniversitede, bakanlıkta veya yardım kuruluşunda görev aldığı ve Taliban'dan emir bekledikleri öne sürüldü.
Taliban üyeleri geleneksel kıyafetler giymeleri ve şeriata uygun olmadığı gerekçesiyle sakallarını kesmemeleriyle biliniyor.
Ancak WSJ, ajanların yıllarca tıraş olup kot pantolon ya da takım elbise giyip kimliklerini gizlediğini yazdı.
Taliban 15 Ağustos'ta Kabil'in kontrolünü ele geçirdi
Taliban, mayısta Afganistan ordusuna yönelik saldırılarını sıklaştırdı. Yaz boyunca ilerleyişini sürdüren örgüt, 15 Ağustos'ta Kabil'e girdi. Taliban vilayetlerde çok az bir direnişle karşılaşırken, Kabil neredeyse kurşun atılmadan alındı.
Başkent ele geçirilmeden önce Taliban'ın intihar bombacıları ve suikast operasyonlarını yöneten Mevlevi Muhammed Selim Saad, "Her organizasyon ve departmanda ajanımız vardı" diye konuştu:
Kabil'de halihazırda mevcut olan birliklerimiz, stratejik noktaları ele geçirdi.
Taliban'ın özel birliği Bedri'nin komutanlarından Muhammed Rahim Ömer ise Kabil'de benzin işiyle uğraştığını ve 15 Ağustos'ta 12 ajanla birlikte Afgan istihbaratının bir yerleşkesini ele geçirdiklerini söyledi.
Habere göre pek çok ajan da bu sırada Batılıların desteklediği hükümete ve Afgan ordusuna ait tesisleri ele geçirmek için harekete geçti. Ajanlar, Taliban birlikleri gelene kadar Kabil Havalimanı'nın kontrolünü sağladı.
Ajanlardan biri de Kamran. Vardak vilayetinde yaşayan 30 yaşındaki Kamran, 2017'de Arapça üzerine yüksek lisans yaparken Taliban'a katıldığını ifade etti.
Kamran, yıllar içinde çoğu öğrenci 500 kişiyi Taliban üyesi yaptığını öne sürdü. Kimliğini gizlemek için sakal uzatamadığını ve geleneksel kıyafetler giyemediğini belirtti:
Sakallı birçok arkadaşımız hedef haline geldi. Benden şüphelenilmedi. Düşük rütbeli çoğu arkadaşımız tutuklandı. Ancak ben onların lideri olmama rağmen ben yakalanmadım.
Kamran, 15 Ağustos'ta eline silah alıp sokağa çıktığında sınıf arkadaşları ve öğretmenleri gibi pek çok tanıdığının şaşırdığını kaydetti.
Kandahar'da öğretim görevlisi olan Ahmet Veli Hakmal ise şeriat hukuku alanında lisans eğitimini tamamladıktan sonra savaşmak için Taliban liderlerinden defalarca izin istediğini vurguladı:
Kalaşnikofu alıp gitmeye hazırdım. Hiçbir Afgan ülkesinin işgaline göz yumamaz. Ancak büyüklerimiz bize 'Hayır, buraya gelme. Orada kal. Üniversitelerde görev yap. Onlar da bizim insanımız. Basın ve dünya onları aldatıyor' dedi.
Hakmal, Taliban'ın kendisini insan hakları alanında yüksek lisans yapması için Hindistan'a yolladığını ve Kandahar'a döndüğünde Taliban'a üye bulmaya çalıştığını söyledi. Hakmal şu an Taliban hükümetinde maliye bakanlığının sözcüsü.
WSJ'e konuşan Feriştah Abbasi adlı kadın avukat, Batılı devletlerin finanse ettiği projeler için kurulan ofislerin yer aldığı Baron Kampı'ndaki bir görevliden uzun süre şüphelendiğini bildirdi.
Şimdi Birleşik Krallık'ın başkenti Londra'da yaşayan Abbasi, Kabil'in düşmesinin ardından televizyonu açtığında "şoke olduğunu" kaydetti.
Zira avukat, söz konusu adamın CNN International'la röportaj yapan Taliban komutanı Esad Mesut Kohistani olduğunu gördü.
Abbasi, Baron Kampı'nda alkol tüketildiğini ve kadınların bazen başörtüsü takmadan dolaştığını söyleyip "Kohistani'nin bize ne kadar kızdığını hayal bile edemiyorum" dedi.
Independent Türkçe, Wall Street Journal
Derleyen: Uğurcan Yıldız