Britanyalıların üçte birinin ciddi bir şekilde başka birisinin ölmesini dilediği, 4'te üçünün bundan pişmanlık duymadığı yeni bir çalışmada ortaya çıktı.
YouGov'un 2 binden fazla kişiyle yaptığı yeni anket, ölüme dair korkuları, ölüm hakkında konuşma isteğini ve ölümden sonraki hayata inancı içeren kapsamlı araştırmanın bir parçasını teşkil ediyor.
Başkalarının ölmesini dileyenler arasındaki erkeklerin sayısı kadınları geçti. Katılımcılara neden birinin ölmesini istedikleriyse sorulmadı.
Neredeyse her 10 Britanyalıdan biri her gün ya kendi ölümünü ya da daha genel olarak ölümü düşünürken, yüzde 20'siyse bunu haftada birkaç kez aklına getiriyor. Ankete katılanların sadece yüzde 4'ü ölümü hiç düşünmediğini söyledi.
Ölüm korkusu söz konusu olduğunda, katılımcıların yüzde 41'i korktuğunu, yüzde 43'üyse korkmadığını söyledi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ölümden en az korkanlar 60 yaş üstü erkekler olurken, en çok korkanlar da genç kadınlardı. Dini inançlara sahip olanların, dindar olmayanlara göre korkma olasılığı sadece kısmen daha azdı: Yüzde 42'ye karşı yüzde 51.
Ölümden sonra hayata dair inançlarsa karışık. Ankete katılanların büyük kısmı (yüzde 43) ruhun cennete gittiğine ya da bir şekilde yaşamaya devam ettiğine inanıyor.
Yüzde 16'sı reenkarnasyona inanırken, yüzde 6'sı hayalete dönüşeceğini düşünüyor. Katılımcıların yarısından fazlası (yüzde 54) cennete ya da cehenneme inanmazken, dindar olmayanların yüzde 10'u inandığını söyledi.
Birleşik Krallık'ta bugüne kadar Kovid-19 sebebiyle yaklaşık 160 bin kişinin ölmesine rağmen ankete katılanların çoğu (yüzde 69) hastalığın ölüm algıları üzerinde hiçbir etkisi olmadığı konusunda ısrarcıydı.
Başka bir yerde, Louisianalı bir rahibeyse pandemiyi fırsat bilerek ölümün tarihte nasıl temsil edildiğini incelemek ve insanların kendi ölümleri hakkında düşünmesini sağlamak için tasarladığı bir dizi çevrimiçi ders açtı.
Rahibe Theresa Aletheia, 2017'den bu yana, şimdinin değerini bilmenin ve geleceğe odaklanmanın bir yolu olan ve "Ölümünü hatırla" anlamına gelen Latince ifade memento mori pratiğini yeniden canlandırmayı hedefliyor.
Aletheia, bu konuyu ürkütücü bulmak yerine acının ve ölümün hayatın gerçekleri olduğunu, sadece "neşeli ve parlak" olanlara odaklanmanın yüzeysel ve samimiyetsiz olduğunu iddia ediyor.
Rahibe, "Ölüm düşüncesini bastırmaya, ondan sakınmaya ya da kaçmaya çalışıyoruz çünkü mutluluğu orada bulacağımızı düşünüyoruz" diyor.
Ama aslında ışığı, hayatın en karanlık gerçekleriyle yüzleşince buluruz.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/life-style
Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu
© The Independent