Eylemciler, Yunanistan'daki yeni bir sığınmacı merkezinin "hapishane benzeri" koşullarını eleştirdi.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen planlara göre Yunan yetkililer cumartesi günü Samos adasında yeni bir Çok Amaçlı Kabul ve Kimlik Saptama Merkezi (Multi-Purpose Reception & Identification Centre -MPRIC) açıyor.
Samos'un ücra bir bölgesi olan Zervou'daki merkez, çatışma bölgelerinden kaçan mülteci ve sığınmacıların işlemlerinin yapılması için Ege Adaları'nda kurulan birkaç merkezden biri.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Samos'taki Vathy kampında kalan yaklaşık 500 kişi 20 Eylül'den itibaren yeni merkeze transfer edilecek.
AB ve Yunanistan, yeni merkezin şu anda birçok mültecinin yaşadığı bakımsız kamplarla karşılaştırıldığında bir gelişme niteliğinde olacağını söylemişti.
Fakat eylemciler, yeni merkezin bir hapishaneye benzediğini söyledi.
Samos'taki Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières -MSF) saha koordinatörü Patrick Wieland, merkezin bir rezalet olduğunu söyledi:
AB ve Yunanistan'ın Afganistan gibi ülkelerde olup bitenleri görürken Samos adasında sığınmacılar için yeni bir hapishane açmakla meşgul olması ne kadar küstahça. Belki merkezlerindeki dikenli teller parlak ve yenidir ama bu bir iyileştirme olarak satılamaz.
Wieland şunları ekledi:
Bu, AB'nin göç konusundaki politikasının ne kadar canice olduğunun mükemmel bir örneği; şiddetten kaçanları alıkoyup gözaltına almak ve güvende olmak istedikleri için onları cezalandırmak. Bu bir rezalet.
Samos'ta bulunan ve adını vermek istemeyen bir MSF psikoloğu, "Samos'taki MSF kliniğinde bulunan hastalarımız aylardır randevularına yeni merkeze kapatılma korkusuyla geliyor, terk edilmiş ve çaresiz hissediyorlar. İşkenceden kurtulanlar için yeni yüksek kontrollü merkez sadece özgürlüğün kaybı değil, aynı zamanda geçmiş travmatik deneyimleri yeniden yaşamak anlamına da geliyor" ifadelerini kullandı.
Psikolog, şunları ekledi:
Samos'ta akıl sağlığı sorunları nedeniyle bulunan hastalarımızın çoğu depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu belirtileri gösteriyor. Nisan ve Ağustos 2021 arasında, akıl sağlığı kliniğimize ulaşan yeni hastaların yüzde 64'ünün şoke edici şekilde intihar düşünceleri bulunurken, yüzde 14'üyse gerçekten intihar riski altındaydı.
Avrupa'nın sıkılaşan göç politikalarının ön saflarında yer alan kişilerle çalışan psikologlar olarak her gün onların zihinsel ve fiziksel sağlıklarının bozulduğuna tanık oluyoruz. Yeni esir kampının açılması mültecilerin kolektif kimliğini, özgüvenlerini ve imajlarını, yani haysiyetlerini değiştiriyor. Avrupa onları mahvediyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news
Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk
© The Independent